30 Ocak 2009 Cuma

TOPLUM SAĞLIĞI MERKEZİ ÇALIŞANLARININ DİKKATİNE


İLÇE VE İŞYERİ TEMSİLCİLİKLERİNE

Bir süreden beri Toplum Sağlığı Merkezi çalışanlarından sendikamıza, döner sermaye oranlarındaki düşüklük nedeniyle şikayetler gelmekteydi.
Hakikatende Toplum Sağlığı Merkezinde çalışanların döner sermaye miktarları diğer işyerlerinde(Hastane ve İl Müdürlüğü) çalışanlara göre düşük ve yetersizdir. Bu durum Toplum Sağlığı Merkezi çalışanlarında üzüntü ve haksızlığa uğramaktan kaynaklı çalışma şevkini kırıcı etki yaratmaktadır.
Sendikamız bu durumu tespit ettikten sonra aşağıdaki bir dizi eylem etkinliği hayata geçirmeye karar vermiştir:
1. Sendikamız tarafından hazırlanan ve talepleri içeren yaka kokartları 09-13 Şubat tarihleri arasında beş gün boyunca Toplum Sağlığı Merkezi çalışanları tarafından takılacak. Bu şekilde ilk adım olarak çalışanların konuya duyarlılığı üst seviyeye çıkarılacaktır.
2. Sendika yönetim kurulu İl Sağlık Müdürlüğünü ziyaret ederek taleplerimiz iletilecek ve konunun Sağlık Bakanlığı gündemine taşınması talep edilecektir
3. Yine sendikamız tarafından hazırlanan talepler ve çözüm önerilerini içeren basın açıklaması 18 Şubat Çarşamba günü saat 12.30 da Merkez 1 Nolu Toplum Sağlığı Merkezi önünde okunarak taleplerimizin kamuoyu ile paylaşılması sağlanacaktır. Aynı gün ve saatte diğer ilçe toplum sağlığı merkezlerinde aynı basın açıklaması metni bir çalışan tarafından okunarak çalışanlarla paylaşılacaktır. Bu şekilde hem talepler kamuoyu ile paylaşılmış olacak hemde tüm toplum sağlığı merkezlerinde taleplerin bütünlüklü olarak ifade edilmesi sağlanacaktır.
4. 28 Şubat - 1 Mart 2009 tarihinde Ankara’da toplanacak olan SES Merkez Temsilciler Kuruluna Şubemiz yönetim kurulu tarafından konu götürülecek, gündemleştirilerek sunulacak ve Aile hekimliğine geçilen 30 ilin Toplum Sağlığı Merkezi çalışanlarının bu konuda ortak hareket etmesi sağlanmaya çalışılacaktır.
Yukarda ayrıntısı ile anlatılan eylem etkinlik programının hayata geçirilmesi telaplerimizin hayat bulması açısından önemlidir. Bu nedenle eylemlere katılım çok önemlidir.
Çalışmalarınızda başarılar dileriz.
ŞUBE YÖNETİM KURULU

29 Ocak 2009 Perşembe

SÖZLEŞMELİ ÇALIŞAN EMEKÇİLERİN TÜMÜ KADROYA ALINMALIDIR!


Neo liberalizm, en başta çalışma yaşamında istihdam biçiminin dağıtılması, parçalanması ve örgütsüzleştirilmesine dayanmaktadır. Böylece ucuz işgücü sağlandığı gibi örgütsüzlük geliştirildiği için işten atmalar ve hak gaspları rahatlıkla yapılabilmektedir. Gerek kamuda gerekse de özelde çalıştırılan sözleşmeli emekçiler bu açıdan neo liberal politikalardan en çok etkilenen emekçilerdir. Öte yandan krizin etkisi de hesaplandığında yaşam ve çalışma koşulları her gün daha da kötüye gitmektedir.
Anayasanın 128. maddesinde devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerin memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle yürütüleceği düzenlenmiştir. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4/B maddesinde ise çeşitli zaruri ve istisnai hallere münhasır olmak üzere özel bir meslek bilgisine ve ihtisasına ihtiyaç gösteren geçici işlerde sözleşmeli personel çalıştırılabileceği düzenlenmiştir.Bugün, kamuda birçok iş ve hizmet sözleşmeli personel tarafından yerine getirilmektedir. Aynı işi yapan personel farklı statüye tabii tutularak, farklı özlük haklardan yararlandırılmakta ve emekçiler arasında farklılıklar yaratılarak iş barışı da bozulmaktadır. Bu durum Anayasanın 128. maddesine aykırılık da taşımaktadır. Kamu kesiminde halen 50 binden fazla öğretmen, 40 bin civarında ebe ve hemşire, yine binlerce değişik meslek grubunda çalışan emekçi bulunmaktadır. Ayrıca 4924 sayılı kanuna tabi olarak 20.000’den fazla sözleşmeli sağlık personeli çalışmaktadır. Üniversite Hastanelerinde ise geçici işçi niteliğinde sayıları 100.000’i geçen sağlık personeli bulunmaktadır.4/B statüsünde çalışan emekçiler başta disiplin hükümleri olmak üzere, her açıdan 657 sayılı yasaya tabi iken, kadrolu olan 657’ye tabii diğer emekçilerin yararlandığı haklardan yararlanamamaktadırlar. Örneğin askere giden emekçiler döndüklerinde aynı işte çalışamamaktadırlar. Becayiş hakları bulunmamaktadır. İntibak, görevde yükselme ve unvan değişikliği ile ilgili düzenlemeden faydalanamamaktadırlar. Eş durumundan dolayı tayin isteme hakları yoktur. Yine doğum izinlerinde çeşitli sıkıntılar yaşanmaktadır.Özelleştirmeler nedeniyle on binlerce kamu emekçisi işsiz kaldı. Bunlardan bir kısmı 4/C kapsamında her yıl 10’ayı geçmemek şartıyla çeşitli bakanlıklar bünyesinde çalıştırılmaktadırlar. Her sene sözleşme şartları Hükümetin açıkladığı Bakanlar Kurulu kararıyla kararlaştırılmakta ve kötü şartlarda çalıştırılmaktadırlar. Hükümet her yıl yenilediği bu sözleşme şartlarını ve çalıştırılacakların sayısını sanki işe yeni alınacaklarmış gibi bir yanıltma yöntemi de izlemektedirler. Örneğin 2009 yılı için Hükümetin 21193 yeni personel alacağı olarak basında işlendi. Oysa bunlar iki ayı aşkındır işsiz olarak bir an önce Bakanlar Kurulu kararını bekleyen emekçilerdir. 4/C kapsamında çalışan emekçiler de adeta yaşam mücadelesi vermektedirler. 4/C statüsünde çalışan emekçiler kendisiyle aynı işi yapan kadrolu bir emekçiye göre 3/1 oranında maaş almaktadır. Kıdem tazminatı hakkı yoktur. Lojman hakkı yoktur. Mahkeme kararlarına rağmen Bakanlıklar keyfi olarak sendika üyeliklerini engellemektedirler. Sosyal hak ve iyileştirmelerden yararlanamamaktadırlar. Yılda iki ay ücretsiz izin (!) dışında bir izin hakkı yoktur.
Sözleşmelilerin bu durumuna artık ve derhal bir son verilmelidir. Kısmi düzenlemeler ile değil tüm sözleşmeliler kadroya alınarak çözüm bulunmalıdır. Konfederasyon olarak sözleşmeli çalışan emekçilerin sorunlarını yıllardır dile getirmemize ve çeşitli eylem/etkinlikler geliştirmemize rağmen Hükümet mevcut durumda ısrar etmektedir. Hatta Kamu Personel Rejimi adı altında tüm kamu emekçilerini sözleşmeli hale getirmek için hazırlıklar yürütmektedir. Buna asla izin vermeyeceğiz. Mevcut sözleşmelilerin başta kadrolara alınmaları olmak için bir dizi taleplerini kamuoyunun imzasına açıyoruz. Her kesimin katılımını ve bir imza atarak destek olmalarını bekliyoruz.
İMZA METNİ:
T.C. BAŞBAKANLIĞI’NA


BİZ AŞAĞIDA İMZASI BULUNANLAR;

Anayasa’nın eşitlik ilkesine ve kamu hizmetlerinin gereğine aykırı olarak aynı iş yerinde aynı hizmeti veren 657 sayılı kanuna tabi 4/B’li sözleşmeliler, 4/C’li geçici personel ile 86. maddeye göre açıktan vekil olarak atananlar, 4924 ve 5393 sayılı kanunun 49. maddesine göre sözleşmeli çalışan personelin mağduriyetinin giderilmesi için;

1- Sözleşmeli, vekil ve geçici personelin kadroya alınarak, memurların (657 sayılı kanun 4/A) yararlandığı tüm hak ve olanaklardan yararlanabilmesini,
Sözleşmeli, vekil ve geçici personel kadroya alınıncaya kadar;
2- Askere giden sözleşmeli personelin pozisyonunun saklı tutularak, askerlik süresince aylıksız izinli sayılmasını, terhis tarihinden itibaren 30 gün içinde başvurmak koşuluyla işe başlayabilmesini,
3- Sözleşmeli personele de ‘intibak, görevde yükselme ve unvan değişikliği hakkı’ tanınmasını,
4- Sözleşmeli personellere de ‘eş durumu ve sağlık özrüne dayalı olarak yer değiştirme hakkı’ tanınmasını,
5- Sözleşmeli personellere de ‘becayiş hakkı’ tanınmasını,
6- Sözleşmeli personellere de doğum öncesi 8 hafta ve doğum sonrası 8 hafta olmak üzere ücretli doğum izni verilmesini,
7- Doğum izninin bitiminde ‘ücretsiz izin’ kullanan sözleşmeli personelin pozisyonunun saklı tutulmasını; izin bitiminde başvurması halinde göreve başlayabilmesini,
8- Sözleşmeli öğretmenlerin ek ders ücretlerinden değişik adlar altında kesinti yapılmamasını,
9- Sözleşmeli personele de sürekli görev yolluğu hakkı verilmesini,
10- Sözleşmeli personele de hizmet puanı verilmesini,
11- Sözleşmeli personele de doğum, eş ve çocuk yardımı yapılmasını,
12- Sözleşmeli personel ücretlerinin de, tıpkı kadrolular gibi her ayın 15’inde verilmesi ve geciktirilmemesini,
13- Sözleşmeli öğretmenlere imzalatılan sözleşme metninin 13. maddesinin d bendinde yer alan “Personelin sözleşmesi, norm kadronun gerektirdiği öğretmen temin edildiğinde veya sözleşmeli personel ihtiyacının ortadan kalkması halinde sözleşmesi feshedilir.” ile 13. maddesinin ğ bendinde yer alan; “Eğitim ve öğretimin devam ettiği dönemde aralıksız iki aylık süre zarfında sözleşme ücreti karşılığı ders yükünün doldurulamaması durumunda sözleşmesi feshedilir” ibarelerinin, Sözleşmeli sağlık personelinin sözleşmelerinin 9. maddesinin e fıkrasında yer alan “Kurum, döner sermaye gelirinin yetersiz kalması veya sözleşmeli personel ihtiyacının ortadan kalkması halinde sözleşmeyi feshedebilir.” İbarelerinin sözleşme metinlerinden çıkarılmasını,

TALEP EDİYORUZ.

YÖNETİM KURULUMUZ TABİP ODASI YÖNETİM KURULUNU ZİYARET ETTİ.


Şube Yönetim Kurulumuz Manisa Tabip Odası Yönetim Kurulunu ziyaret etti.

Oldukça sıcak ortamda geçen görüşmede, sağlık sisteminde yaşanan olumsuz tablo ele alınırken bu rabloya karşın verilen mücadelenin bütünselleştirimesi temennilerinde bulunuldu.

22 Ocak 2009 Perşembe

YEMEK HAKKIMIZ GASP EDİLEMEZ











Biz Sağlık Emekçileri her türlü hastalık riskine maruz kalarak sağlıkta dönüşüm programıyla her geçen gün artan iş yükü ve angaryayı sırtımıza yüklenerek gece gündüz demeden, gocunmadan, insan sağlığı için, emeğimizin karşılığını almadan, kesintisiz sağlık hizmeti sunuyoruz.



Çalışma koşullarının her geçen gün ağırlaştığı sağlık ortamında sağlık hizmetleri fedakarca çalışmalarımızla yürümektedir.



Hükümet yetkilileri ise haklarımızı gasp etmekle meşguller. Doğal gaz,elektrik, ulaşım, temel gıda maddelerine arka arkaya zam yaptılar.



Evimizdeki aşımıza göz dikenler şimdi işyerimizde yediğimiz yemeğe göz dikiyorlar.



Maliye Bakanlığı yayınladığı bir düzenleme ile hastanelerde çalışanlardan yemek ücreti alınmasını başlatmak istiyor.



Aşımıza ekmeğimize göz koyanlara diyoruz ki;



Hastalara daha fazla zaman ayırmak için öğle iznini kullanmayan, haftalık çalışma süresi 45 saat olan biz sağlık emekçileri sağlık hizmeti sunumu gereği işyerinde yemek durumundayız.



Çalışanların işverence karşılanan beslenme gereksiniminin çalışanların sırtına yüklenmesini kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz.



Bizlerin parasız yemek hakkını seçeneksiz ve dayatılmış bir şekilde paralı sunulmasını kabul etmiyoruz.



Parasını ödeyeceğimiz yemeği istediğimiz yerde yemek hakkına sahibiz.



Ekonomik krizin yükünü emekçilere ödetme doğrultusunda atılan bu adımı ve atılacak her türlü adımı kabul etmiyoruz.



Krizin faturasını yoksul ve dar gelirli emekçiler değil, sermaye kesimleri ödemeli diyoruz.



Çünkü bu krizi biz yaratmadık, bedelini bize ödetmenize izin vermeyeceğiz.



Yemeklerin paralı hale getirilmesini kabul etmeyeceğiz.



Dünde söyledik bu günde tekrar ediyoruz:



Sağlıkta dönüşüm ile bütün sağlık hizmetlerini özelleştirme hayali gören AKP hastane çalışanlarının yemek paralarına göz dikerek gerçek yüzünü bir kez daha göstermiştir.
Başta parasız yemek hakkımız olmak üzere;



İş güvencemizden, geleceğimizden fedakarlık yapmamızı kimse bizden beklemesin.
Eğer illa bir fedekarlık yapılacaksa Maliye Bakanı çocuklarına verilen ihalelerin karlarından yapılmalıdır bu fedekarlığı.



Eğer illa bir fedekarlık yapılacaksa Başbakan oğlunun gemiciklerini feda etmelidir.



Eğer illa bir fedekarlık yapılacaksa Sümerbank arsasını 3,5 milyon dolara alıp birkaç hafta sonra 25 Milyon dolara İtalyan Redevko şirketine satan ortak girişim grubu yapmalıdır bu fedekarlığı.
Eğer illada fedekarlık yapılacaksa 9.500 Liralık maaşlarını beğenmeyen ve prim almak için çalışma yapan Milletvekilleri yapmalıdır bu fedekarlığı.



Eğer illada fedekarlık yapılacaksa makam arabalarınızdan, özel danışmanlarınızdan, eşe dosta dağıttığınız teşvik kredilerinden yapın bu fedekarlığı.



Sağlık Çalışanlarının bir öğün yemeğine göz dikerek hiçbir yere varamazsınız.



Buradan bir kez daha haykırıyoruz.



Parasız yemek hakkımızdır.



Unakıtan elini soframızdan çek.





Zeynel A. KAPLAN
Şube Başkanı

21 Ocak 2009 Çarşamba

PARASIZ YEMEK HAKKIMIZDIR











SES Manisa Şubesi Üyeleri 21.01.2009 Çarşamba günü saat 12.30 da Manisa Ruh Sağlığı Hastanesi önünde toplanarak "Parasız Yemek Hakkı" için basın açıklaması yaptılar. Yaklaşık 70 kişinin katıldığı basın açıklamasında "Unakıtan Elini Soframızdan Çek." "Paralı Yemek Ruh Sağlığımızı Bozdu." dövizleri taşındı. Sık sık "AKP Sağlığa Zararlıdır." "Unakıtan Elini Soframızdan çek." "Parasız Yemek Hakkımızdır." sloganları atan grup adına basın açıklamasını Şube Başkanı Zeynel Kaplan okudu. Basın açıklamasında: Şube Başkanı Zeynel KAPLAN
"Bu gün dünya krizi bahane edilerek patronlara ve bankalara kaynak aktaran hükümete soruyoruz bu kriz emekçileri, sağlık çalışanlarını etkilemedi mi?
Yoksa sizler bizlerden aldığınız yemek paraları ile krizden çıkabileceğinizi mi düşünüyorsunuz?
Bu gün burada tekrar ediyoruz bu krizi biz yaratmadık bedelinide biz ödemeyeceğiz.
Başta parasız yemek hakkımız olmak üzere;
İş güvencemizden, geleceğimizden fedakarlık yapmamızı kimse bizden beklemesin.
Eğer illa bir fedekarlık yapılacaksa Maliye Bakanı çocuklarına verilen ihalelerin karlarından yapılmalıdır bu fedekarlığı.
Eğer illa bir fedekarlık yapılacaksa Başbakan oğlunun gemiciklerini feda etmelidir.
Eğer illa bir fedekarlık yapılacaksa Sümerbank arsasını 3,5 milyon dolara alıp birkaç hafta sonra 25 Milyon dolara İtalyan Redevko şirketine satan ortak girişim grubu yapmalıdır bu fedekarlığı.
Eğer illada fedekarlık yapılacaksa 9.500 Liralık maaşlarını beğenmeyen ve prim almak için çalışma yapan Milletvekilleri yapmalıdır bu fedekarlığı.
Eğer illada fedekarlık yapılacaksa makam arabalarınızdan, özel danışmanlarınızdan, eşe dosta dağıttığınız teşvik kredilerinden yapın bu fedekarlığı.
Sağlık Çalışanlarının bir öğün yemeğine göz dikerek hiçbir yere varamazsınız.
Buradan bir kez daha haykırıyoruz.
Parasız yemek hakkımızdır." şeklinde konuştu.
Basın açıklamasının ardından 22.01.2009 Perşembe günü Merkez Efendi devlet Hastanesinde Toplanarak İl Sağlık Müdürlüğü önüne yürüyeceklerini söyleyip, tüm sağlık çalışanlarını yarınki eyleme davet ederek bitirdiler.

19 Ocak 2009 Pazartesi

YEMEK ÜCRETLERİ HAKKINDA

ŞUBE / TEMSİLCİLİKLERE

Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü’nün 11.03.2008 tarih ve 2736 sayılı genel yazısı ile yataklı tedavi kurumlarında hastalar için kurulmuş bulunan yemek servislerinden yemek maliyetinin yarısında az olmamak kaydıyla Bütçe Uygulama Tebliği uyarınca yemek bedeli ödemeleriyle ilgili açtığımız davada Danıştay 5. Dairesinin 2008/1550 E sayılı ve 23.05.2008 tarihli yürütmenin durdurulması istemimiz reddedilmiştir.

Bunun üzerine yaptığımız itiraz sonuçlanmış olup, Danıştay İdari Dava Daireleri kurulunun 2008/746 İtiraz Nolu kararı ile yürütmeyi durdurma istemimiz de reddedilmiştir. Bu durumda dava esastan görüşülüp, yeni bir karar verilinceye kadar yemek katkı payı alınmasında hukuki bir engel bulunmamaktadır.

Bilindiği gibi yemek katkı payları her yıl Maliye Bakanlığı tarafından yayınlanan Bütçe Uygulama Tebliği çerçevesinde alınmaktadır. Bu yıl alınacak yemek katkı paylarıyla ilgili Bütçe Uygulama Tebliği 27110 sayılı resmi gazetede yayınlanmıştır.

İşkolumuzda başlatılan yemek katkı payları kurumlarda farklı zamanlarda ve farklı biçimlerde alınmaya başlanmış ve giderek ülke geneline yayılmıştır. İşyerinde yoğun olarak protestolara ve boykotlara neden olan bu haksız uygulamaya karşı ne yazık ki hukuki bir sonuç da alınamamıştır.

Krizi bahane ederek patronlara karşılıksız para ve seçim rüşveti dağıtmaya başlayan iktidar anlaşılan bu kaynağı emekçilerin yemeğini keserek yapmayı amaçlamaktadır.

Bugün yemeğimize göz koyanlara karşı birlikte bir karşı koyuşu gerçekleştiremezsek yarın da kamu hastane birlikleri adı altında işimize ve geleceğimize göz koyacaklardır. Konuyla ilgili olarak diğer sağlık meslek örgütleri ile yaptığımız bir dizi görüşme devam etmektedir.

Kurumlarda farklı zamanlarda ve farklı biçimlerde uygulamaya geçilmesinin amacı tepkileri de zamana yayarak azaltıp, anlamsızlaştırmak ve sonuç alıcı bir tarza bürünmesini engellemek olmalıdır.

Bu nedenle tüm işyerlerimizde;

21 Ocak 2009 tarihlerinde 12.30’da “Yemek paraları Ruh Sağlımızı Bozdu.” Sloganıyla Manisa Ruh Sağlığı Hastanesi önünde basın açıklaması yapılarak yemekler boykot edilecek ve tepkimiz dile getirilecektir.

22 Ocak 2009 tarihinde 12.30’da “Yemeğimize göz dikenlerden hesap soruyoruz.” Diyerek Merkez Efendi Devlet Hastanesi önünde toplanarak İl Sağlık Müdürlüğü önüne kadar yürünecek ve burada basın açıklaması yapılarak tepkilerimiz dile getirilecektir.

İlçelerden eyleme katılmak isteyen arkadaşlarımızın şube ile iletişime geçmeleri durumunda ulaşım imkânları sağlanacaktır.

Gereğini bilgilerinize sunar, çalışmalarınızda başarılar dileriz.

YÖNETİM KURULU

15 Ocak 2009 Perşembe

KULA SELENDİ İLÇE GEZİLERİ YAPILDI.


SES Manisa Şubesi İlçe gezilerini sürdürüyor. İlçe gezileri kapsamında 14.01.2009 günü Kula ve Selendi ilçelerini gezen sendika yönetimi Kamu hastane birlikleri pilot yasa tasarısı hakkında bilgi verdiklerini, üyelerinin ve çalışanların sorunlarını dinlediklerini dile getirdiler. Aynı gün akşam sendika yönetim kurulu ve sendika üyeleri yemekli bir toplantı düzenleyerek değerlendirmelerde bulundular.
Aile hekimliği uygulamasının bir yıllık değerlendirmesi,Kamu hastane birlikleri pilot yasasının sağlık çalışanlarına getireceği olumsuz çalışma koşulları da konuşulan konular arasındaydı.
Toplantı sonucunda SES üyeleri sendikal mücadele konusunda daha aktif çalışma ve hakların elde edilmesi konularında etkin mücadele edilmesi dileklerinde bulundular.
Toplantıda SES Şube Başkanı Zeynel KAPLAN'da bir konuşma yaparak. “Dünyada yaşanan ekonomik krizin Sağlık emekçilerini de etkilediğini ve sağlık çalışanlarının bir yandan ekonomik zorluklarla uğraşırken bir yandan da personel azlığı ve hasta yoğunluğu gibi olumsuzluklarla boğuşmak zorunda kaldıklarını.” söyledi. Konuşmasında Filistinde yaşanan katliamdan da bahseden Zeynel KAPLAN: “İsrail'in Filistin halkı üzerindeki katliam boyutundaki müdahalesini kınıyoruz. Bizler sağlık emekçileri olarak her zaman barıştan yana tavır takınırız ve mazlum halkların yanındayız dır.” dedi.