23 Aralık 2011 Cuma

SAĞLIK SEN FİŞLEME İFTİRASININ ALTINDA KALDI...




Sendikamız Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi işyeri temsilcimiz hakkında Sağlık Sen tarafından ortaya atılan iddialarla ilgili KESK Manisa Şubeler Platformu olarak Başhekim Ahmet Ayer ziyaret edilmiş ardından da başhekimlik önünde basın açıklaması yapılmıştır.
Şube Başkanımızın okuduğu açıklama aşağıdadır.
BASINA VE KAMUOYUNA

Yaşam uzun soluklu bir mücadele koşusudur. İnsanlar doğdukları gün den itibaren saldırıya uğrarlar. Doğan bebek havanın ciğerlerine olan saldırısının verdiği acıyla haykırır.

Soğuk saldırır bize, sıcak saldırır.

Açlık saldırır, Hastalık saldırır.

Hepsiyle baş eder yaşarız...

Hiç birini ayıplamayız, çünkü bu saldırılar yaşantımızın doğallığında vardır deriz ve bu saldırılara ya alışırız ya da savuştururuz...

Rüzgâr üşütür, yağmur ıslatır, mikrop hasta eder doğaldır deriz.

Gelir geçer.

Ama bazı saldırılar vardır ki doğal değildir.

Bir sendika, adına sendikayım diyen bir oluşum, kamu kurumları bir bir satılırken, üyeleri dâhil kamu çalışanları sözleşmeli hale getirilirken, halkı paralı sağlığa mahkûm edilirken; sağlık müdürlüklerini dolaşıp biz GREV yapmayacağız oyunu oynamaz.

Bir sendika, adına sendikayım diyen bir oluşum, GREV diye yola çıkmış örgütlerin önünde takoz olmaz; şu şunun güdümünde, bu bunun güdümünde, işte bu nedenle bizde küstük oynamıyoruz, demez. Binlerce üyesi olan Sendikamızı ve mesleki onurlarından ödün vermeyen Tabipler Odasına sağlık hakkı ve tüm haklarımızı gasp ettirmemek için aldığı grev kararı yüzünden saldıramaz. GREV' den bir gün önce ortaya asılsız, mesnetsiz iddialar döküp, Sendikamızın işyeri temsilcisini, iktidar partisini fişliyor gibi absürt iddialarda bulunmaz.

Bir sendika, adına sendikayım diyen bir oluşum, kendine kargaları güldürtmez, bir uzaktan kumandanın oyuncak arabası gibi, bir robot gibi çalışmaz.

Bir sendika, adına sendikayım diyen bir oluşum, uluslararası bir sendikaya üyelik başvurusu" iktidara yakınlığı" nedeniyle reddedilince, azıcık utanır.

Ayıptır, yazıktır...

İki günden bu yana neredeyse örneği olmayan bir ayıp yaşandı bu hastanede. Sağlık alanı hızla ticarileştirilirken, haklarımız bir bir budanırken ve biz SES üyeleri hastaneler özelleştirilmesin, sağlık çalışanları sözleşmeli köle olmasın diye uğraşırken; Sağlık Sen yanında bir basın ordusu ile Başhekimi ziyaret etmiş ve işyeri temsilcimizin hastane çalışanlarını fişlediği gibi çok ciddi bir iddiayı dile getirdi.

Başhekim Ahmet Ayer’de dile getirilen bu anlamsız iftiraları basın önünde konuşmaktan çekinmedi ve çalışanların nezdinde saygın bir makam olan başhekimliği bir tiyatro oyununa çevirdi. Meğer bizim işyeri temsilcimiz hastane çalışanlarını fişliyormuş(!)…

Ayıptır, yazıktır, günahtır…

Bizim gelin bu hak kayıpları için birlikte mücadele edelim diye el uzattığımız, hangi sendika üyesi olursan ol gel bir olalım, birlik olalım dediğimiz bir günde…

Kamu hastaneleri satışa çıkmışken…

Ücretlerimiz her geçen gün erirken…

Tamda tüm Türkiye’de iş güvencemiz ve sağlık hakkımız için grev derken Sağlık-Sen hem sendikamıza hem de TTB ye basın önünde saldırmış, buda yetmemiş hastanemizde Başhemşire odasında 19.12.2011 günü bir toplantı yapmışlar. Ertesi gün bu çirkin karalama ve linç girişimi başlamıştır.

Hemşirelerin hakları ve sorunları konusunda idari bir makam olan Başhemşirelik bu kez Memur-Sen şubesi gibi çalışmış ve bir Başhemşire Nurdan Kocabıyık kendi hemşiresini gidip savcılığa şikâyet etmiştir. Bununla da kalınmamış 20.12.2011 savcılığa verilen şikâyet jet hızıyla görüşülmüş, tüm hukuk kuralları çiğnenerek elde herhangi bir ciddi bilgi ve belge bulunmazken, 21.12.2012 tarihinde Başhekim hiçbir idari soruşturmaya gerek duymamış ve savcılığa araştırma izni vererek polisiye tedbirleri hastanemizin içine kadar sokmuştur. Çalışma barışını bozan bu komplo, başhemşirenin hemşirelerin haklarını değil de Memur-Sen nin çıkarlarını gözettiğinin en açık göstergesidir.

Bir idareci, kendine idareciyim diyen bir idareci, dışarıdan baktığında iş arkadaşı diyebileceğin biri, bütün çalışanlarına adil davranmak zorunda olan bir idareci, bu ayıp edenleri makamına kabul edip onların ettiği ayıba ortak olmaz. Durun der, araştıralım der, ben çalışanımın sorgusuzca mahkûm edilmesine izin vermem der. Böyle bir iddia nedir, ne değildir demeden koştura koştura soluğu savcılıkta almaz.

Bin bir zorlukla ve fedakârlıkla insanca yaşayacak ücretlerin altında çalışan biz sağlık emekçilerinin iş yerini, hastaneyi karakola çevirmez. Tüm çalışanları huzursuz etme pahasına öncelikle hastaları tedavi etmesi amaçlanan hastanelerimizi, hastanede çalışan tüm personeli korkutmaz, ürkütmez, baskılamaz. Ekip işinin çok önemli olduğu iş kolumuzda insanları birbirine düşmanlaştırıp, güvensizliği yayacak işler peşinde koşmaz, Çalışanlarını makamına çağırıp SES'in işyeri temsilcisi aleyhinde tutanak tutacaksın diye baskı yapmaz.

Bizler Ruh Sağlığı Hastanesi çalışanları olarak böyle idarecileri hak etmediğimizi düşünüyor, arkamızı dönünce kapımızın kırılmayacağı odalar, bilgisayarlarımızın polisiye tedbirlerle kovuşturulmadığı hastaneler ve en önemlisi güveneceğimiz idareciler istiyoruz.

Ayıptır, yazıktır, günahtır.

Bu olayların oluş tarihi oldukça manidardır.

KESK tamda bir sendikanın yapması gerektiğini yaparak, Türk Tabipleri Birliği ile birlikte kamunun tesviyesine karşı çıkarak, tamda bir sendikanın yapması gerektiği gibi üyelerinin, kamu çalışanlarının haklarına sahip çıkmak için 21 Aralıkta GREV kararı aldı.

Ve tüm yurtta hayatı durdurma gücü olduğunu herkese gösterdi.

Ve KESK'in mücadeleci çizgisinden haklılığından ve emekçilerden aldığı dinamik güçle büyürken hükümetin rahatsızlığı herkesçe malumunuz. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Bursa'da yaptığı konuşmayla sahnelediği oyunda gösterdi ki kendilerinin büyütüp yeşerttikleri Memur-Sen i muhatap alarak hiçbir başka sese tahammülleri olmadıklarını gösterdiler. Nede olsa oyun sahnelemede ustalaştılar.

KESK yöneticileri bu nedenle birçok asılsız iddiaya maruz kalıyor, hapse atılıyor, sürülüyor bütün bunlarda biliniyor. Bizler haklarımız için mücadele eden bir gelenekten geliyoruz.

KESK'in genel başkanına varıncaya kadar bu baskıları bizler her yöneticimizin üzerinde hissediyoruz.

Ama bu baskılar, ayıplar artık işyeri temsilcilerimize, en ufak birimlerimize kadar komplolarla yansıyor.

Duyunda inanmayın; neymiş SES temsilcisi iktidar partisini fişliyormuş, bunu da Memur Sen duyuvermiş, kendine iş edinmiş, bir basın ordusu ile başhekimi ziyaret

ederek bu iddiayı sormuş, başhekimde bizde duyduk demiş, ardından başhemşire soluğu savcılıkta almış...

Bu tutmuş, bu pişirmiş, buda bende yandaşlıkta sınır tanımam demişte savcılığa koşturmuş...

Buradan bütün kamuoyuna, halkın vicdanına sesleniyoruz.

KESK bu baskılarla mücadele edecek birikime ve inanca sahiptir, yirmi yıldan bu yana bu baskılara boyun eğmedi eğmeyecektir.

Yıllardır ülkenin demokratikleşmesi için mücadele edenler, insanların düşüncelerini özgürce ifade edebilmeleri için her türlü bedeli ödeyenler, memurun siyaset yasağı dahil bütün yasakların kaldırılması için uğraşan bizler en çok çektiğimiz fişlenmelerle itam ediliyoruz. Bu iddia asılsızdır, çirkindir açıkça komplodur. Demokrasi mücadelesinde yüzü olmayanlar, harmanda da izi olmayanlardır.

Bu mücadeleyi her tip karalama, komplo, yıldırma ve baskıya rağmen yürüten siz emek dostlarımız bu yüzden halkının vicdanında hep iyilikle anılacaksınız.

Ama bu ayıpları işleyenler sadece ve sadece ayıplanacak...

Bizleri susturamayacaksınız ve alt edemeyeceksiniz. Çünkü bizim arkamızda iktidarların gücü değil, emekçilerin gücü, birliği, dayanışma ruhu ve alın teri var. O yüzden sizler tarihin karanlık sayfalarında kaybolurken bizler hem ülkenin aydınlık yüzü, toplumun vicdanı, aklı olacağız.

Değerli Arkadaşlar,

Görünen o ki hayatın doğal zorluklarının yanında yani soğuğun, sıcağın, açlığın, hastalığın üstüne gelen ticarileşen sağlığın, paralı hale gelen eğitimin, vergide adaletsizliğin yükünün yanında birde bu ayıplarla mücadele etmek yine bize KESK’ ve KESK dostlarına düşecek...

Ben sendikam adına hukuki süreci başlattığımızı, ilgili tüm idareciler ve memur-sen başkanı Yüksel Ülker hakkında gerekli hukuki girişimlerin yapıldığı bilgisini sizlerle paylaşmak isterim. İş yeri temsilcimiz nezdinde tüm ezilen, horlanan, hakları çiğnenmeye çalışanların yanında olacağımız belirterek katılımınız ve desteğiniz için teşekkür etmek istiyorum.İş yerlerimizi demokratikleştireceğimiz, kendi yöneticilerimizi kendimizin seçeceği günlerin geleceğine olan inancımla, saygılarımı sunuyorum.

Yaşasın sendikal mücadelemiz, yaşasın KESK...

Manisa KESK Şubeler Platformu Adına

Serpil Deniz

Şube Başkanı

23 Ekim 2011 Pazar

VAN HALKI İLE DAYANIŞMAYA ÇAĞIRIYORUZ...


Van için yapabileceğimiz yardımları ( giysi, palto, battaniye, para, pil vb akla gelebilecek her türlü malzeme) sendikaya ulaştırırsak Pazartesi, Çarşamba ve Cuma Günleri Haftada üç gün öğleden sonra kargo ile KESK Van şubeler platformuna ulaştırılacaktır.
Haydi arkadaşlar...

28 Nisan 2011 Perşembe

Ebeler Haftası Kutlu Olsun




BASINA VE KAMUOYUNA!

Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de 48 bin 85 ebe görev yapmaktadır. Ebelerden 43 Bin 404’ü Sağlık Bakanlığı’nda, 4 Bin 127’si özel sektörde ve 554’ü ise üniversite hastanelerinde görev yapmaktadır. Yani ebelerin yüzde 90’ı Sağlık Bakanlığı’nda çalışmaktadır. Oran olarak bakanlıkta en fazla görev yapan meslek sahibi olan ebelerimizin sorunları sağlıktaki yıkım yasaları sebebiyle giderek derinleşmektedir.
Ağır çalışma koşulları altında görevlerini yerine getirmeye çalışan ebelerin, sağlık sisteminin önemli unsurlarından olmasına ve Türkiye'deki 168 yıllık tarihi geçmişine rağmen ne yazık ki özelleştirme çalışmasının ilk adımı olan ‘Aile Hekimliği’ uygulamalarıyla tüm birikimler sil baştan yapılmıştır. sağlık giderek paralı hale gelirken ebelerde iş güvencelerini büyük oranda kaybetmişlerdir

"Kalkınmışlık göstergeleri arasında ilk sıralarda yer alan ana ölüm oranı, bebek ölüm oranı, 5 yaş altı ölüm oranı ve kızamık sıklığının azaltılmasında ebeler birinci derecede öneme sahiptirler. Oysa bugün gelinen noktada özellikle sağlığı almakta zorlanan yoksul halkımız etkilenmekte ve bu sistemi deneyen birçok ülkede salgın hastalıklar tekrar hortlamaktadır. Ebeler halen yürürlükte olan 1928 tarih 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına dair kanunla ve bazı yönetmeliklerle yönetilmektedir. Mevcut kanun günümüz Türkiye şartlarına uymadığı gibi çıkarılan yönetmeliklerle ebeler hemşirenin yardımcı pozisyonuna sokulmaktadır. Kendi mesleğine ek olarak hemşirelik görevi de icra eden ebeler, Sağlık Bakanlığı'nın en önemli hizmet kadrolarından birisi olmasına rağmen mesleklerinin onuruna yakışır bir durumda değillerdir.
48 bin ebenin sorunları diğer sağlık emekçilerinin ki gibi sağlığı bir hak olmaktan çıkarılıp, ticari hesaplara göre yeniden yapılandırılması sebebiyle giderek artmaktadır.
Bir İMF ve Dünya Bankası projesi olan sağlığın özelleştirilmesinin ilk adımı olarak sağlık ocakları kapatılmış, buda koruyucu hekimlik uygulamalarına vurulan büyük bir darbe olduğu gibi ebelerin toplum sağlığı açısından yaptığı önemli hizmetleri de ortadan kaldırmıştır. Böylece ücretsiz yapılan tüm uygulamalar hastaya paralı verilmeye başlanırken, ebelerde aile hekimlerin yanında sözleşmeli çalışmak zorunda bırakılmıştır. Sözleşmeli istihdamla ailelerinden ayrı bırakılmışlar, vekil ebe gibi istihdam modelleri ile düşük ücretle çalıştırılmaya zorlanmışlardır. Ayrıca ebelerimizin görev yaptıkları yerlerde yaşadıkları malzeme yetersizliği, lojman ve güvenlik gibi sorunların çözümü için ne yazık ki bir adım atılmamıştır. Tüm sağlık çalışanlarının yaşadığı şiddette hala çözülmeyi bekleyen büyük bir sorundur.
Anne ve bebek sağlığının, kısacası insanın geleceği için önemli bir sağlık hizmetini sunan ebelerimiz ne yazık ki kreşlerin görev yaptıkları kurumlarında olmaması veya yetersiz kalması nedeniyle kendi çocukları ile ilgilenmede sıkıntı yaşamaktadırlar.
Bebek ve ana sağlığı göz önüne alındığında onlara sağlık hizmetini sunarak çok önemli bir görevi yerine getiren ebelerin sorunları aslında çok önemli bir toplum sağlığı sorunudur. Çünkü bu alanda yapılacak tüm iyileştirmeler bebek ölüm oranı gibi toplumun gelişmişlik ölçütlerinden tutunda ana sağlığı gibi geleceğimiz etkileyen konuları da kapsayacaktır.
Herkese sağlık, güvenli gelecek diyen sendikamız SES, emeğimizle yıllardır biriktirdiğimiz iş güvencemizin önemini savunmaktadır. Bu sebeple Ebeler de ki bu parçalı istihdam modellerinin hemen terk edilip, Vekil ebe-hemşire, 4/C’li 4924’lü ve 4/B’li sözleşmeli olarak çalışmak zorunda bırakılan ve taşeronlaştırılan tüm çalışanların kadroya alınmasını savunmaktadır. Çünkü sağlık bir kamu hizmeti olarak verilmeli ve hiçbir ticari hesapla kirletilmemelidir.
İlimizde gerekçesiz kapatılarak başta ebeler olmak üzere çalışanları tamamen dağıtılan toplum sağlığı merkezleri sendikamız SES in açtığı davayla tekrar açılacaktır. Buda koruyucu hekimliği yok sayıp, bulaşıcı hastalıklar gibi toplumun tüm kesimini ilgilendiren hastalıkları hiçe sayan hükümet yetkililerine verilen en iyi cevap niteliğindedir.
Bizler sağlığın bir ekip zihniyetiyle ve koruyucu sağlık hizmetlerini önceleyen bir bakış açısıyla, sağlığın parasız, ulaşılabilir, nitelikli olmasını savunurken iş güvenceli bir çalışma ortamı istiyoruz. Bu sebeple Sendikamız iş yerlerimizde çalışma barışını sağlayan mesleki onurumuza yakışır biz hizmetin verilebilmesi için ‘İnsanca yaşam, insanca çalışma koşulları’ savunu gelmiştir. Sağlıktaki tüm yıkım yasalarını örgütlü mücadelemizle ortadan kaldıracağımıza olan inancımla ebeler haftanızı kutluyoruz.

SES MANİSA ŞUBESİ
Adına
Serpil DENİZ
Şube Başkanı

15 Nisan 2011 Cuma

19-20 Nisan Grevi, Manisa Programı...


Değerli Üye ve temsilcilerimiz,

19-20 Nisan da tüm ülkede olduğu gibi Manisa'da da coşkulu bir gerv gerçekleştireceğiz.
Manisa'da Grevin örgütleyicileri Sendikamız SES ve Manisa Tabip Odası olacaktır.
Grevin başarılı olması için üyelerimizin 19 Nisan Salı sabahı erken saatte işyerinde olarak imza atılan ve kart basılan bölümün önünde grev önlüklerini giyerek beklemeleri, imza atmamaları, kart basmamaları önemlidir.

İmza atmadan imza atma bölümü önünde beklenilerek diğer çalışanlar greve katılmaya davet edilecektir.
Yapılan Planlamaya göre merkezde beş noktada (CBÜ yeni ve eski binalar, devlet hastanesi, ruh sağlığı hastenesi, merkezefendi devlet hastanesi) grev etkinliği yapılacaktır.
Bunun dışındaki işyerlerinde bulunan arkadaşlarımız (Çocuk Hastanesi, ADSM, Doğum Evi, TSM, ASM ve İl Sağlık Müdürlükleri) yakın ve belirlenen noktalarda toplanacaklardır.

Buna göre;
1. Çocuk Hastanesi, İl Sağlık Müdürlüğü, ADSM ve ASM çalışanları, Merkez Efendi Devlet Hastanesi önüne
2. Doğum Evi, İl Sağlık Müdürlüğü Ek Bina ve TSM çalışanları, Manisa Devlet Hastanesi önüne

Bu işyerlerindeki arkadaşlar greve katabildikleri kadar arkadaşı katarak belirlenen işyerleri önüne geleceklerdir.

Grev etkinliklerinin yapılacağı beş noktada ise aşağıdaki programa göre hareket edilecektir.

İlk aşamada çalışanlar ilişkin çalışma;

Görevli arkadaşlar sabah erken saatte grev önlüklerini giyerek imza atılan ve çalışanların giriş yaptığı bölüm önünde bulunarak mümkün olduğunca kalabalık bir şekilde greve katılmakta tereddüt eden çalışanları greve katılmaya çağıracaklardır.

Bu sırada önceden yazdırılan "Bu İşyerinde Grev Vardır." pankartı açılacaktır. Burada görevli arkadaşların yanında bulunarak destek vermeniz oldukça önemlidir.

İmza atma bölümünde bu işlem bitirildikten sonra toplu halde poliklinik önlerinde varsa bekleyen hastalar ve hasta yakınlarına bildiri dağıtılarak greve destek vermeleri istenecektir.

Saat 10.00 dan itibaren hastane önünde grev gerekçelerimizi anlatan bildiriler okunarak 11.00 a kadar hastane bahçesinde etkinlikler devam ettirilecektir.

11.00 dan sonra grev açıklamasının yapılacağı Manolya meydanına yürünerek burada saat 13.00 da ortak basın açıkalması yapılacaktır.

Açıklamanın ardından işyerlerine dönülmeyecektir.

İlçelerde Akhisar ve Salihli başta olmak üzere kendi özneline uygun programlar Tabip odası temsilcileri ile planlanmaktadır. Diğer ilçelerde alan eylemleri yapılamasada bir kaç kişi ile dahi olsa greve katılım sağlanmalı, imza atılmamalı, kart basılmamalı, işyeri önlerinde grev hasta ve hasta yakınların anlatılmalıdır. "Taşı delen suyun gücü değil, damlaların sürekliliğidir."

20 Nisan günü grev devam ettiğinde aynı disiplin içerisinde imza atma bölümlerinde beklenecek ve hastane bahçesinde eylem etkinlik sürdürülecektir.

20 Nisan Çarşamba günü grevin talepleri ve devam ettiğini anlatan basın açıklaması yapılmak üzere İl Sağlık Müdürlüğü önüne gelinecek ve burada basın açıkalması yapılacaktır.

Tüm üye ve aktivisitlerimizizn Grevin başarısı için gereken hassasiyet ve özeni göstereceğine olan inancımızla hepinizi saygıyla selamlıyoruz.

SES Manisa Şubesi
Yönetim Kurulu

19-20 Nisan Grevi, Manisa Programı...


Değerli Üye ve temsilcilerimiz,

19-20 Nisan da tüm ülkede olduğu gibi Manisa'da da coşkulu bir gerv gerçekleştireceğiz.
Manisa'da Grevin örgütleyicileri Sendikamız SES ve Manisa Tabip Odası olacaktır.
Grevin başarılı olması için üyelerimizin 19 Nisan Salı sabahı erken saatte işyerinde olarak imza atılan ve kart basılan bölümün önünde grev önlüklerini giyerek beklemeleri, imza atmamaları, kart basmamaları önemlidir.

İmza atmadan imza atma bölümü önünde beklenilerek diğer çalışanlar greve katılmaya davet edilecektir.
Yapılan Planlamaya göre merkezde beş noktada (CBÜ yeni ve eski binalar, devlet hastanesi, ruh sağlığı hastenesi, merkezefendi devlet hastanesi) grev etkinliği yapılacaktır.
Bunun dışındaki işyerlerinde bulunan arkadaşlarımız (Çocuk Hastanesi, ADSM, Doğum Evi, TSM, ASM ve İl Sağlık Müdürlükleri) yakın ve belirlenen noktalarda toplanacaklardır.

Buna göre;
1. Çocuk Hastanesi, İl Sağlık Müdürlüğü, ADSM ve ASM çalışanları, Merkez Efendi Devlet Hastanesi önüne
2. Doğum Evi, İl Sağlık Müdürlüğü Ek Bina ve TSM çalışanları, Manisa Devlet Hastanesi önüne

Bu işyerlerindeki arkadaşlar greve katabildikleri kadar arkadaşı katarak belirlenen işyerleri önüne geleceklerdir.

Grev etkinliklerinin yapılacağı beş noktada ise aşağıdaki programa göre hareket edilecektir.

İlk aşamada çalışanlar ilişkin çalışma;

Görevli arkadaşlar sabah erken saatte grev önlüklerini giyerek imza atılan ve çalışanların giriş yaptığı bölüm önünde bulunarak mümkün olduğunca kalabalık bir şekilde greve katılmakta tereddüt eden çalışanları greve katılmaya çağıracaklardır.

Bu sırada önceden yazdırılan "Bu İşyerinde Grev Vardır." pankartı açılacaktır. Burada görevli arkadaşların yanında bulunarak destek vermeniz oldukça önemlidir.

İmza atma bölümünde bu işlem bitirildikten sonra toplu halde poliklinik önlerinde varsa bekleyen hastalar ve hasta yakınlarına bildiri dağıtılarak greve destek vermeleri istenecektir.

Saat 10.00 dan itibaren hastane önünde grev gerekçelerimizi anlatan bildiriler okunarak 11.00 a kadar hastane bahçesinde etkinlikler devam ettirilecektir.

11.00 dan sonra grev açıklamasının yapılacağı Manolya meydanına yürünerek burada saat 13.00 da ortak basın açıkalması yapılacaktır.

Açıklamanın ardından işyerlerine dönülmeyecektir.

İlçelerde Akhisar ve Salihli başta olmak üzere kendi özneline uygun programlar Tabip odası temsilcileri ile planlanmaktadır. Diğer ilçelerde alan eylemleri yapılamasada bir kaç kişi ile dahi olsa greve katılım sağlanmalı, imza atılmamalı, kart basılmamalı, işyeri önlerinde grev hasta ve hasta yakınların anlatılmalıdır. "Taşı delen suyun gücü değil, damlaların sürekliliğidir."

20 Nisan günü grev devam ettiğinde aynı disiplin içerisinde imza atma bölümlerinde beklenecek ve hastane bahçesinde eylem etkinlik sürdürülecektir.

20 Nisan Çarşamba günü grevin talepleri ve devam ettiğini anlatan basın açıklaması yapılmak üzere İl Sağlık Müdürlüğü önüne gelinecek ve burada basın açıkalması yapılacaktır.

Tüm üye ve aktivisitlerimizizn Grevin başarısı için gereken hassasiyet ve özeni göstereceğine olan inancımızla hepinizi saygıyla selamlıyoruz.

SES Manisa Şubesi
Yönetim Kurulu

25 Şubat 2011 Cuma

ÜCRET ADALETSİZLİĞİNE PERFORMANS ÜCRETLENDİRMESİNE HAYIR...


Şubemiz 24.02.2011 günü "Ücrette Adalet İstiyoruz. Ücret Adaletsizliğine, Performans Ücretlendirmesine HAYIR." sloganıyla eylem yaptı.
Çocuk hastanesi önünde buluşan üyelerimiz, buradan slogan atarak yürüyüşe geçti ve ardında CBÜ hastanesi önüne gelerek burada basın açıklaması yaptı.

Açıklamayı Şube Yönetim Kurulu Adına, Şube Başkanımız Serpil DENİZ okudu.


ÜCRETTE ADALET İSTİYORUZ



ÜCRET ADALETSİZLİĞİNE

PERFORMANS ÜCRETLENDİRMESİNE

HAYIR



Basına ve Kamuoyuna



Sağlıkta yıkımı tüm benliğimizde hissettiğimiz şu günlerde, biz emekçilerin hakları giderek budanmaya çalışılıp, torba Yasalarla güvenceli hayatımızda tehdit ediliyor.

Bütün bu yaşanan olumsuzluklara birde ücret adaletsizlikleri eklenince çalışma hayatımız giderek zorlaştırılıyor Her zam döneminde memur maaşlarının ne kadar arttığı ve kimin ne kadar maaş aldığına dair haberler yer alır medyada. Oysa çıkan bu haberler gerçekle bağdaşmıyor çoğu kez. Bizler insanca yaşayacak ücretler istediğimizde, ücretlerin düşüklüğüne dair eleştirilerimizi arttırdığımızda en yetkili ağızlar ortaya çıkıp doktorların 7–8 milyar maaş aldığını, sağlık çalışanlarınınsa maaşlarının yüksek olduğunu söylerler. Oysa bizler çalıştığımız iş kolunun tüm zorluklarına rağmen hak ettiğimiz ücretleri almadığımız gibi birde hastalık riskiyle her gün burun buruna fedakârca çalışmak zorunda bırakılıyoruz.



Sık sık çıkan haberlerde Sağlık emekçileri için genellikle “ Sağlık çalışanlarına yüksek oranlarda ek ödeme yapılıyor” denmektedir. Oysa bizlerin ücretleri düşünüldüğünde; üyesi olmaya çalıştığımız Avrupa ülkelerinin sağlık çalışanlarının çok gerisinde kaldığımız görülecektir. Bu ülkelerde ki sağlık çalışanlarının baktığı hasta sayılarından kat be kat hasta bakıyoruz ve onların aldığı ücretlerden çok azına razı edilmeye çalışıyoruz. Bizler insanca yaşayacak ücretler alamazken çalıştığımız, kurumun döner sermaye gelirlerinden kişisel performanslarımıza göre her ay ek ödemelerle oyalandırılıyoruz.

Ama…

Bu ek ödemeler emekliliğimize yansımıyor. Bizlere ‘Ek ödeme veriyoruz‘diyerek temel ücretlerimiz yükseltilmiyor. Üstelik Ek ödemelerimiz garantili değil. Ek ödemeler cezalandırma aracı olarak kullanılabiliyor. Dahası Kamu hastane Birlikleri yasa tasarısında ifade edildiği şekliyle; tüm ücretlerimizin hastane gelirlerinden performansa göre verilmesi planlanıyor. Üniversite hastanelerinde de aynı uygulamaya geçildi.



Böylelikle makineleştik, iş yoğunlu, eksik elemanla esnek ve kuralsız çalışma sebebiyle birbirimize merhaba bile diyemiyoruz!

Eşitsizliğin, adaletsizliğin, sağlık kuruluşlarını darphane, hastayı banknot biz çalışanları da makine gibi görmenin diğer adı ‘performansa bağlı döner sermaye’ uygulamasıdır. Aynı ilde, aynı hastanede, aynı mesleği yapanlar arasında bile ciddi farklar var. İller, kurumlar ve meslekler arasında ise büyük uçurumlar oluştu. Ücret adaletsizliği derinleşti. Bu durum çalışanlar arasında iş barışını, ekip çalışmasını bozdu; tıbbın temel etik değerleri çiğnendi, hastalığı önlemenin, tedavi etmenin yerini ‘daha çok hasta, daha çok para’ ilkesi aldı. Üniversite hastanesinde hayata geçen bu uygulamalarla sağlık emekçilerinde 25 şu anda kurum değiştirmek için başvuruda bulundular. Buda bize çalışanların huzursuz, mutsuz ve tükenmişlik sendromuyla baş etmeye çalıştığını gösteriyor.



Bir başka yaşanan örnekte Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi ameliyathanesinde yapılan araştırmada bize göstermiştir ki; 2003 yılında 25.966 olan ameliyat sayısı, performansa dayalı döner sermaye uygulaması başladıktan sonra yani 2004 yılında birdenbire %110 civarlarında artış göstererek 58.670 olmuştur.



Sendikamız SES Sağlık emekçilerinin performansa bağlı döner sermaye uygulaması hakkındaki düşüncelerini çok iyi bilmekte ve bizlerin penceresinden çalışanların duygularını şöyle dile getirmektedir.

· Makineleştik, birbirimize merhaba bile diyemiyoruz,

· 5 yıldan beri izin alamıyorum param kesilecek diye,

· Performans sistemi sonrası hasta yoğunluğu arttı.

· Şimdi sedyede bile hasta takibi var, ne yapacağımızı şaşırdık, hasta bakımına ne zaman, ne motivasyon, ne de güç ve yer kaldı,



Bizler çalıştığımız ortamda bizi ve insan sağlığını hiçe sayan bu uygulamalara karşı duyarsız kalamayız. Ne İstiyoruz!

· Performansa bağlı döner sermaye uygulamasına son verilsin. Tüm çalışanların temel ücretleri insanca yaşayacak düzeye yükseltilsin. Ücretler çalışanların eğitim, kıdem, iş güçlüğü, çalışma süreleri, yoğunluğu vb. değerlendirilerek kademelendirilsin.

· Nöbet ücretlerimiz yükseltilsin, fazla çalıştırmaya son verilsin, zorunluluk halinde ise izin/yeterli ücretlendirme yapılsın.

· Elimize geçen tüm ücretler, emekli maaşımıza ve emeklilik tazminatımıza yansıtılsın.

· Aynı işi yapanlara aynı ücret ödensin, 4/a,b,c, taşeron, vekil farkı yaratılmasın.

· Ücret düşme korkusu yaşanmasın, izinler ücretli olarak kullandırılsın.

Ücretli köle olmayacağımızı bir kere daha buradan haykırıp hak ettiğimiz insanca ücretlerimiz talep ediyoruz.

30 Ocak 2011 Pazar

7. Olağan Genel Kurul Gündemi ve Delege Listesi

GÜNDEM



1- YOKLAMA

2- SAYGI DURUŞU VE AÇILIŞ KONUŞMASI

3- DİVANIN OLUŞUMU

4- YÖNETİM VE DENETLEME KURULLARI ÇALIŞMA RAPORLARININ GÖRÜŞÜLMESİ VE AKLANMASI

5- MALİ RAPORUN OKUNMASI VE AKLANMASI

6- GEREK DUYULACAK KURUL VE KOMİSYONLARIN OLUŞTURULMASI

7- KARARLAR

8- YÖNETİM, DENETLEME, DİSİPLİN KURULLARI ASİL VE YEDEK ÜYELERİ İLE ÜST KURUL DELEGE ADAYLARININ BELİRLENMESİ

9- SEÇİMLER

10- KAPANIŞ

S.NO ÜYE N0 ADI SOYADI
1 67510 AHMET BORAZAN
2 17511 AHMET YILDIZ
3 72581 ALEV KUBAT
4 49925 ALİ EREM
5 7121 ALİ SARAÇ
6 80365 ALKIM ALKAN
7 103914 ALPAY ALAGÖZ
8 33852 ARİF KUŞ
9 82627 AYÇA RAMAZAN
10 28130 AYNUR BEKAR
11 66162 AYŞE ÇÖL
12 6917 AYŞE KARABAĞ
13 47250 BAYRAM İLGİN
14 73132 BİNNUR KARAKAYA
15 36791 BİRGÜL ÇONGAR
16 7081 BÜLENT KUNDAK
17 10946 CANAN ÇELİK DURMUŞ
18 74238 CANOL ÖZLEYEN
19 44351 CEFARİL DEMİR ARI
20 52507 DENİZ SARI
21 80363 DİLŞAT BAYSAN
22 96229 ELİF BİÇER
23 58659 ELİF ŞİMŞEK
24 59705 ERDAL SIĞINMAZ
25 29308 ERDOĞAN ÖZCEN
26 67511 EZGİ ERTİK
27 18433 FARUK KARAASLAN
28 29189 FATİH SÖZEN
29 6930 FİGEN PEHLİVAN
30 10968 GÜLAY ÖZKAN
31 10966 GÜLAY YILMAZ
32 7105 GÜLSÜM AKGÜL
33 10970 GÜLSÜM ÜZÜM
34 103782 HAKKI DERDİYOK
35 73245 HANİFE CEYLAN
36 97614 HARUN KOYUN
37 18834 HASAN TÜRKDOĞAN
38 29246 HAYRİYE ÇELİK
39 55613 HIDIR UÇAK
40 6893 HİLAL BİNGÖL
41 67345 HÜSEYİN TAŞKELEK
42 29409 HÜSEYİN TOYMAN
43 98452 IŞIK ERKUL
44 61538 IŞIL BÜLÜM
45 604287 İSMAİL DEMİR
46 7074 KADRİYE ERKEN BAYKAN
47 40038 KASIM ÖZDEMİR
48 6939 KEHRİBA KIRBAŞ
49 6950 KÜLTER KOCADAĞ
50 95372 MAKBULE ERGÜL
51 580663 MEHMET KAPAR
52 6902 MELEK ARSLAN
53 18410 MESURE KAPLAN
54 10964 METİN KAYGISIZ
55 70249 MUSTAFA ÇALIŞKAN
56 7075 MUSTAFA KAZANCI
57 86347 MUSTAFA KENEZ
58 103731 NECATİ ERSAY
59 78850 NECDET TEMEL
60 62713 NESLİHAN F. YILDIZ ÇELİK
61 6894 NİHAL TEKEŞ
62 105606 NİHAL UZUN
63 29356 NURAY ŞENCAN
64 29255 NURETİN ALNAR
65 10971 OYTUN ÇALIŞKAN
66 59366 OZAN BOĞAN
67 62573 ÖMER KARABAYIR
68 29343 ÖZCAN HARMANDALI
69 88723 ÖZDEN YILDIRIM
70 29336 ÖZLEM AKKOÇ
71 58647 ÖZLEM DURUKAN
72 94289 ÖZLEM KÜÇÜK
73 82625 ÖZLEM ÖZTÜRK
74 65871 PINAR TAMER
75 29347 RIZA COŞKUN
76 78465 SABRİYE BARMAKSIZ
77 62726 SEBAHAT BULUT
78 80615 SELMA POLAT
79 15325 SEMA ÖZDİYAR
80 292107 SEMRA ERTÜRK
81 35488 SEMRA İNALÖZ
82 85070 SERKAN ULAŞ
83 29302 SERPİL DENİZ
84 96430 SEVGİ ÖZDEMİR
85 101412 SEZEN IRMAK
86 60327 SİBEL DURMAZ
87 96715 SONER ERDİN
88 60166 SUNAY HACIOĞLU
89 7128 ŞAZUMAN HACIOĞLU
90 70256 ŞERİFE BATI
91 95507 TELAT TURHAN
92 29224 TÜLİN ÜNAL
93 10969 TÜRKAN DEMİR
94 29191 ÜMMÜŞAH TÜZEN
95 70822 ZAFER GÜZEL
96 6892 ZEYNEL A.KAPLAN

2008-2011 Şube Yönetim Kurulu Faaliyet Raporu



26.01.2008–10.06.2008 DÖNEMİNE AİT ŞUBE YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU

27.01.2008 günü Lale Salonu Konferans Salonunda Yapılan KESK’ e bağlı BES Büro Emekçileri Sendikası Genel Kuruluna katılım sağlanmış, genel kurulda Genel Sağlık Sigortası ve sağlıkta yaşanan yıkıma ilişkin sendikamızın görüşlerini aktaran bir konuşma yapılmıştır.

13.02.2008 günü Genel Sağlık Sigortasının TBMM meclisine gelmesi söz konusu olduğundan KESK Şubeler Platformuna ve Manisa Tabip Odasına çağrı yapılmış ve Devlet Hastanesi Bahçesinde yapacağımız basın açıklaması ile ilgili ortaklaşmaları sağlanmıştır.

14.02.2008 de Sağlık Kurumları İşletmeciliği mezunlarının bir üst öğrenim sayılması ile ilgili basın açıklaması yapılmıştır.

15.02.2008 günü daha önceden alına karar gereği pano bülteninin ilk sayısı hazırlanmış ve Aile Hekimliğini tercih eden Doktor, Ebe, Hemşirelere yönelik bir adet mektup yazılarak şube başkanı imzası ile ASM’ lere gönderilmiştir. Söz konusu mektupta örgütlenmenin önemi ve önümüzde ki döneme ilişkin değerlendirmelerimiz yer almıştır. Aynı mektup “Kentsel Sağlık” adlı dergide tam sayfa ilan verilerek yayınlatılmıştır.

20.02.2008 günü alınan merkezi karar gereği Devlet Hastanesi Bahçesinde 100 kişinin katıldığı basın açıklaması yapılmıştır. Basın açıklamasını KESK Şubeler Platformu Adına Şube Başkanımız okumuştur. Basın açıklamasında KESK şubeleri dışında DİSK Emekli Sen, İşçi Emeklileri Derneği, emekten ve demokrasiden yana siyasi partilerin temsilcileri ve demokratik kitle örgütleri katılarak destek vermişlerdir.

28.02.2008 günü Gölmarmara ilçesi ziyaret edilerek tek üyemiz olan Tekin ÇAKICI’ nın sorunu ile ilgilenmiş ve üyemizin istediği doğrultuda sorun çözülmüştür. Ziyarette bir üye kaydı yapılmıştır. Ziyarete Şube Başkanı ve Şube Örgütlenme Sekreteri katılmışlardır.

28.02.2008 günü Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi ziyaret edilerek üyelerle görüşülmüş ve 4/b li çalışanlarla toplantı yapılarak “Yasal statüleri ve sendika üyeliği” konulu sunum yapılmıştır. Ziyarete Şube Başkanı ve Şube Örgütlenme Sekreteri katılmışlardır.

01.03.2008 günü Eğitim Sen Manisa Şubesi Genel kuruluna katılım sağlanmış. Kongrede şube adına söz alınarak konuşma yapılmıştır.

04.03.2008 günü pano bülteninin ikinci sayısı bastırılarak işyerlerine gönderilmiştir.

07.03.2008 günü “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” ile ilgili bastırılan kartlar merkezde bulunan işyerleri dolaşılarak dağıtılmış. 8 Mart günü KESK Şubeler Platformu ile birlikte yapacağımız basın açıklamasına çağrıda bulunulmuştur.

08.03.2008 günü “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” basın açıklaması yapılmıştır. Yaklaşık 80 kişinin katıldığı basın açıklamasını Eğitim Sen Kadın Sekreteri okumuştur. Şubemizin katılımı 30 civarında olmuştur.

09.03.2008 günü MYK üyesi İlknur BAŞER’ in ilimizi ziyareti nedeniyle işyerleri dolaşılmış. 3Nolu Aile Sağlığı Merkezi, 6Nolu Aile Sağlığı Merkezi, Çocuk Hastanesi ve Ruh Sağlığı Hastanesinde toplantılar yapılmıştır. Toplantılara sırasıyla 5.7.16.27 kişi katılmıştır. Aynı günün akşamında Eğitim Sen toplantı salonunda merkez işyeri temsilcileri, Salihli, Kula ve Selendi ilçe temsilcilerinin katıldığı toplantı yapılmıştır. Bu toplantıya da 17 kişi katılmıştır.

12.03.2008 günü Manisa Emek Platformu toplantısına katılım sağlanmış ve alınan kararlarda şubemizin görüşleri ifade edilmiştir.

13.03.2008.günü Emek Platformunun kararı doğrultusunda saat 17.00 da Türk Metal Sen’in önü Lise kavşağında basın açıklaması yapılmıştır. Basın açıklamasını Türk İş Manisa Temsilcisi yapmıştır. Şubemiz bu basın açıklamasına 25 kişi ile şubeden sloganlar atarak yürüyerek katılmıştır.

14.03.2008 günü Tıp Bayramı nedeniyle düzenlenen Atatürk heykeline çelenk konması programına Şube Başkanı ile Hukuk ve Toplu Görüşme Sekreteri katılarak şubemizin temsili sağlanmıştır. Aynı gün Doğumevi ve Devlet Hastanesi ziyaret edilerek Emek Platformu kararları çalışanlara aktarılmıştır. Devlet Hastanesinde servisler gezilerek çalışanların bahçede toplanması çağrısında bulunulmuş ve bahçede toplanan yaklaşık 60 kişilik gruba şube başkanımız tarafından konuşma yapılmıştır.

14.03.2008 günü Celal Bayar Üniversite Hastanesinde iki saatlik iş bırakma eylemi sonrası bahçede 150 kişinin katıldığı basın açıklaması yapılmıştır. Basın açıklamasını İşyeri Temsilcisi okumuştur.

14.03.2008 günü yine Emek Platformu kararı gereği iki saatlik iş bırakma eylemi Salihli ve Akhisar Temsilciliklerimiz tarafından yapılan basın açıklamalarına katılım sağlanarak gerçekleştirilmiştir.

14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle daha önceden alınan karar gereği “Sağlık Ocaklarının Kapatılmasının 52 si” denerek İl Sağlık Müdürlüğü önünde lokma döktürülmüş ve yaklaşık 200 kişinin katıldığı basın açıklaması yapılmıştır. Basın açıklamasına KESK şubelerinin yanı sıra Demokratik kitle örgütleri, dernekler ve siyasi partilerin temsilci ve yöneticileri de destek vermişlerdir. Basın açıklaması sonrası halka lokma dağıtılmıştır.

15-16 Martta Ankara’da yapılan KESK Kadın Sempozyumuna şubemiz adına Şube Sekreteri katılmıştır.

24.03.2008 günü Hastanelerde yemeklerin paralı hale gelmesi ile ilgili şubemizce hazırlanan anket formları hastanelere dağıtılmış ve tekrar toplanması için işyeri temsilcilerine bilgi verilmiştir.

26.03.2008 günü yeni seçilmeleri nedeniyle CHP İl Yönetimi ziyaret edilerek tebrik edilmiştir.

27.03.2008 günü yeni seçilen yönetimimizi tanıtmak ve sağlığa ilişkin görüşlerimizi aktarmak üzere Vali ziyaret edilerek görüşme yapılmıştır.

27.03.2008 günü Turgutlu Devlet Hastanesi İşyeri Temsilcimiz Hakan ÇELİK’ in davasının temyizi için dosya hazırlanmış ve dava açması takip edilmiştir.

30.03.2008 günü KESK, DİSK, TMMOB, TTB ve TTB nin aldığı karar gereği tüm yurtta yapılacak olan “işyerleri terk edilerek alanlara çıkılması eylemi” ne destek istemek ve eylemin şekline karar vermek üzere Eğitim Sen Manisa Şubesinde tüm emekten yana Siyasi Partilerin, Demokratik Kitle Örgütlerinin ve derneklere çağrı yapılmıştır. Yaklaşık 40 kişinin katıldığı bir toplantı yapılmış ve toplantıya şubemiz adına yönetim kurulundan bir kişi katılmıştır.

31.03.2008 günü de SSGSS ile ilgili basın açıklaması yapılmıştır.

01.04.2008 günü KESK, DİSK, TMMOB, TTB ve TTB nin aldığı karar gereği tüm yurtta eşgüdümlü olarak yapılan “işyerleri terk edilerek alanlara çıkılması eylemi” Manolya meydanında yaklaşık 300 kişinin katılımı ile yapılmıştır. Eylemde şubemiz yönetim kurulu aktif rol almış ve üyelerle de (30 kişi) katılım sağlanmıştır. Halka yönelik şubemizce hazırlanan broşür dağıtılmıştır.

02.04.2008 günü yemeklerin paralı hale getirilmesi ile ilgili işyerlerine dağıtılan ve toplanan anket formları tasnif edilmiş ve üye çalışanların talepleri ile ilgili çıkan sonuçlar Yönetim Kurulunca değerlendirilmiştir.

02.04.2008 günü Turgutlu ilçesi ziyaret edilerek Devlet Hastanesi, ADSM ve Toplum Sağlığı Merkezi gezilmiş ve üyelerle görüşülmüştür.

04.04.2008 günü Salihli ilçesi ziyaret edilerek Devlet Hastanesi, Aile Sağlığı Merkezleri ve Toplum Sağlığı Merkezi gezilmiş ve üyelerle görüşülmüştür. Aynı günün akşamı Sarıgöl, Alaşehir, Kula, Selendi ve Salihli Temsilcilerinin çağrıldığı yemekli toplantı yapılmıştır. Toplantıya Alaşehir mazeretsiz olarak katılmamıştır.

10.04.2008 günü Antalya’da Üniversite öğrencilerine yönelik silahlı, ırkçı saldırıyı kınayan ve Sosyalist Gençlik Derneği tarafından düzenlenen basın açıklamasına katılım sağlanmıştır.(3 kişi)

11-12-13 Nisan 2008 tarihlerinde Ankara’da yapılan SES 6. Olağan Genel Kuruluna Tüm Delegeler eksiksiz katılmışlardır. (6 kişi)

14.04.2008 günü Eğitim Sende toplanan KESK Şubeler Platformu toplantısına katılım sağlanmıştır. Söz konusu toplantıda KESK dönem sözcülüğü konusu görüşülmüş ve tüm sendikaların dönem sözcülüğü yapmaları kararlaştırılmıştır. Buna göre 15 Nisan- 15 Temmuz tarihleri arasında SES’ in dönem sözcülüğü görevi alması söz konusu olmuştur.

16.04.2008 öğlen ve akşam yemeklerinin ücretlendirilmesine karşı CBÜ hastanesinde 5 gündür süren yemek boykotu üzerine yaklaşık 150 kişinin katıldığı basın açıklaması yapılmıştır. Türk Sağlık Sen ve SES in yapılan eylemde alternatif öğlen yemeği verilmiş basın açıklaması yapılmıştır.

26.04.2008 günü ebeler haftası dolayısıyla Doğumevi, CBÜ hastanesi, 1,7,6nolu ve Horozköy ASM gezilerek karanfil dağıtılmıştır.

30.04.2008 günün Manolya meydanında 1 Mayıs İzmir mitingine çağrı için KESK dönem sözcüsü sıfatıyla basın açıklaması yapılmıştır. Şube başkanı açıklamayı yapmıştır.

30.04.2008 ila 01.05.2008 günlerinde şube yönetim kurulunun “1 Mayısı işyerlerinin gündemine taşıma” kararı gereğince Akhisar, Salihli ilçeleri ve Merkezde tüm işyerleri ziyaret edilerek karanfil dağıtılmış ve KESK’ in 1 Mayısla ilgili bildirisi çalışanlara dağıtılmıştır.

01.05.2008 günü saat 12.00 da öğretmen evinden İzmir’de yapılacak hareket etmeden önce İstanbul’daki saldırıları kınayan basın açıklaması Şube Başkanı tarafından gerçekleştirildi. Ve İzmir deki mitinge “Meryem ÖZSÖĞÜT’ e Özgürlük” pankartı ile 20 kişiyle katılım sağlandı.

05.05.2008 de Radyoloji çalışanlarının çalışma saatleri ile ilgili basın açıklaması yapılmıştır.

Genel Kurul sonrası oluşturulan Eğitim Komisyonu belirli Aralıklarla 4 kez toplanmıştır. SSGSS ve Tam Gün Yasası ile ilgili çalışma yapıp doküman oluşturmaya çalışmıştır.

06.05.2008 günü KESK Şubeler platformuyla birlikte hem 1 Mayıstaki saldırıları kınayan hem 6 Mayıs da idam edilen 68 önderleri Deniz Gezmişleri anan aynı zamanda da Gencay GÜRSOY un apar topar gözaltına alınmasını kınayan basın açıklaması Eğitim Sen Şube Binasında yapılmıştır.

10.05.2008 günü Ağız Diş Sağlığı Merkezinde yemeklerin ücretlendirilmesine karşı öğlen 12.30 da 25 kişinin katıldığı basın açıklaması yapılmış ayran-simitle alternatif yemek verilmiştir.

12–16 Mayıs 2008 günlerinde hemşirelik haftası dolayısıyla SSK, Çocuk Hastanesine çiçekle ziyaret diğer hastanelerde ise servis ziyaretleriyle bildiri dağıtılmış hemşirelik günü kutlanmıştır.

12–20 Mayıs 2008 tarihleri arasında CBÜ tıp fakültesi hastanesindeki ücretli yemek uygulamasına karşı dilekçeler toplanmış 23 Mayıs da dilekçeler rektörlüğe teslim edilmiştir.

24.05.2008 günü Geleneksel Bahar Pikniği için Çiçekli Köye gidilmiştir. Yaklaşık 80 kişinin katıldığı piknikte müzik dinletisi, yarışmalar ve çekilişle coşkulu bir etkinlik gerçekleştirilmiştir.

01.06.2008 günü İstanbul Kadıköy deki Barış Mitingine 3 kişi ile katılım sağlandı.



10.06.2008–18.10.2008 DÖNEMİNE AİT ŞUBE YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU



11.06.2008 günü Manisa yeni göreve başlaması nedeniyle Manisa Valisi KESK Şubeler Platformu Olarak ziyaret edilmiş. Eğitim Sen, BES, Tarım Or-Kam Şube, SES şube yöneticilerinin katıldığı ziyaret sendikaların tanıtılması ve başarılar dilekleri ile son bulmuştur.

12.06.2008 günü KESK Ar araştırmasında konu edilen “Kamu Emekçisinin Alım Gücü” çalışması basın açıklanmış ve yerel basında yer alması sağlanmıştır.

13.06.2008 günü Manisa Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi ziyaret edilerek üyelerle görüşme yapılmış. Üyelerin ve çalışanların genel olarak şikâyetçi olmaları nedeniyle, vardiyalı çalışmaya ilişkin ADSM ye yazı yazılmıştır.

15.06.2008 günü Tuzlada yaşanan işçi ölümleri ile ilgili basın açıklaması yapılmıştır.

20.07.2008 günü Hayat TV’nin yayınlarının durdurulması ile ilgili KESK şubeler Platformu ile birlikte basın açıklaması yapılmıştır.
23.07.2008 günü Turgutlu İlçesi ziyaret edilerek Ağız ve Diş Sağlığında bir üyemizin yaşadığı sorunlara müdahale edilmiştir.

08.08.2008 günü KEY ödemeleri ile ilgili KESK şubeler Platformu ile birlikte basın açıklaması yapılmıştır.

21.08.2008 günü KESK in aldığı karar gereği AKP il binası önüne siyah çelenk konulması eylemi, KESK şubeler Platformu ile birlikte AKP il binası önünde gerçekleştirilmiştir.

29.08.2008 günü KESK in aldığı karara istinaden “Toplu sözleşmeye çağrı” basın açıklaması ve oturma eylemi KESK şubeler Platformu ile birlikte Tarzan meydanında yapılmıştır.

01.09.2008 günü Dünya Barış Günü nedeniyle KESK şubeler Platformu ve demokratik kitle örgütleri ile birlikte Manolya Meydanında basın açıklaması yapılmıştır.

08.09.2008 günü Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi ziyaret edilerek üyelerle görüşülmüş ve işyeri sorunlarına ilişkin idare ile görüşmeler yapılmıştır. Ayrıca söz konusu ziyarette toplu görüşme sürecinde yaşanalar ve KESK in olumlu tavrı anlatılmıştır.

10.09.2008 günü DİSK in düzenlediği ve İzmir’de yapılacak olan “12 Eylülü Affetmeyeceğiz.” konulu mitinge Manisa’dan katılımı sağlamak için DİSK Genel sekreteri ve Ege Bölge temsilcisinin katıldığı bir toplantı yapılmıştır.

12.09.2008 günü DİSK in düzenlediği ve İzmir’de yapılacak olan “12 Eylülü Affetmeyeceğiz.” konulu mitinge Manisa halkının katılımı çağrısı yapılarak basın açıklaması yapılmıştır.

13.09.2008 günü Söz konusu mitinge katılım sağlanmıştır: (15 kişi)

17.09.2008 günü Çocuk Hastanesi, Celal Bayar Üniversite Hastanesi, Merkez Efendi Devlet Hastanesi ziyaret edilerek üye çalışanlarla görüşülmüş ve Toplu görüşme süreci anlatılmıştır.

18.09.2008 günü Manisa Sağlık Hakkı ve Hasta Hakları Derneği ile birlikte ortak bir çalışma ile “Herkese Sağlık ve Güvenli gelecek Platformu” oluşturulması için çalışma başlatılmış, söz konusu çalışmaya ilişkin Sendika, Dernek ve Siyasi partilere davet yazısı yazılmıştır.

19.09.2008 günü Manisa Devlet Hastanesi ve Doğum Evi Hastanesi ziyaret edilmiş ve Toplu görüşme sürecinde KESK in tavrı allatılmış üye çalışması gerçekleştirilmiştir.

23.09.2008 günü sendika büromuzda çağrı yapılan kurumlarla “Herkese Sağlık ve Güvenli gelecek Platformu” kurulması toplantısı yapılmıştır.

25.09.2008 günü 1 Ekimde yürürlüğe girecek olan GSS yasası ile ilgili Manisa Kamuoyunu bilgilendirmek için basın açıklaması yapılmıştır.


03.11. 2008 / 15 .02.2009 DÖNEMİNE AİT ŞUBE YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU

5.11. 2008 Çarşamba günü Akhisar ilçesine gidilip iş yerleri dolaşıldı. Üye çalışanlarla yüz yüze görüşüldü ve SSGSS ve kamu hastane birlikleri ile ilgili bildiri dağıtıldı.

7.11.2008 günü ETV de yayınlanan ve Aile Hekimliği uygulamasını konu alan “Mercek Altı” programına şube başkanımız katıldı.

15.11.2008 günü KESK şubeler platformu ile birlikte manolya meydanında, 29 Kasımda Ankara'da yapılacak "İşsizliğe, Yoksulluğa ve Zamlara Karşı Emek, Barış ve Demokrasi "mitingine çağrı için basın açıklaması yapıldı.

17-20 Kasım tarihleri arasında merkezde bulunan tüm iş yerleri gezilerek 29 Kasım Mitingine ve 21 Kasım günü yapılacak “Dostluk ve Dayanışma Yemeği”ne çağrıda bulunuldu.

21.11.2008 günü 120 kişinin katıldığı “Dostluk ve Dayanışma Yemeği” yapıldı. Yemekte yönetim kurulunda iken emekli olan Gülsüm DEMİR ve İzzet BAYAM' a ayrıca Şube yönetim Kurulu Üyeliği ve Şube Başkanlığı yapmış Birol AŞIK, Edibe AŞIK' a plaket verilerek teşekkür edilmiştir.

25.11.2008 günü “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü” nedeniyle aynı gün saat 12.00 de KESK Şubeler Platformu, Tabip Odası, Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı, Diş Hekimleri Odası ile birlikte basın açıklaması yapıldı. Akşamında da slâyt gösterisi ve Avukat Tülin TURBİL’ le söyleşi yapıldı.

29 Kasım 2008 de Ankara’da yapılan "İşsizliğe, Yoksulluğa ve Zamlara Karşı Emek, Barış ve Demokrasi " mitingine şube olarak bir otobüs tutularak 35 kişi ile katılım sağlanmıştır.

02.12.2008 tarihinde ETV de yayınlanan “Platform” adlı programa şube başkanımız katılmıştır. Programda “Sağlıkta dönüşüm programı” ile ilgili sendikamızın görüşleri aktarılmıştır.

2008 yılı Aralık ayı başında Ağız Diş Sağlığı Merkezinde yaşanan sorunlarla ilgili üye ve çalışanlarla ve yöneticilerle bir dizi görüşme yapıldı. Özellikle diş teknisyenlerinin sorunlarıyla ilgili dilekçeler toplandı. İl Sağlık Müdürü ile Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi Başhekimi ve Başhekim Yardımcısında çağrıldığı bir toplantı yapıldı. Toplantıda merkezle ilgili sorunlar görüşüldü ve sendikamızın önerileri iletildi. İl Sağlık Müdürlüğünde yapılan görüşmeler sonucunda özellikle diş teknisyenlerinin çalışma şartlarında kısmi iyileştirmeler sağlandığı görüldü.

16.12. 2008 günü ETV de yayınlanan “Platform” adlı programa şube başkanımız katılmıştır. Programda “Sağlıkta dönüşüm programı” ile ilgili sendikamızın görüşleri aktarılmıştır.

16.12.2008 günü Merkez Efendi Devlet Hastanesinde yaşanan iş yeri temsilciliği sorunu ve üyelerin aktifleştirilmesi amaçlı toplantı yapıldı. Toplantıda alınan karar gereği her Salı günü bu işyerinin ziyareti ve küçük birim toplantıları programlandı. Toplantılar planlandığı şekilde sürdürülmektedir.

Celal Bayar Üniversitesi Hastanesinde yaşanan 9 saatlik mesai dayatması sonucunda sendikamız 17 Aralık 2008 de CBÜ hastanesi ziyaret edilip üyelerle ve Başhekimlikle görüşüldü. Ertesi gün mesai saati uygulaması 9 saate çıkarılınca bildiri dağıtıldı. Aynı gün ve ertesi gün akşam 1 saat başhekimlik önünde toplanma eylemi yapıldı. Yapılan eylemler sonucu 23 Aralık 2008 günü Başhekimlik uygulamadan vazgeçtiğini açıkladı.

19.12.2008 günü Akhisar Temsilciliğimizin düzenlediği, katılımın ve coşkunun yoğun olduğu yemeğe yönetim kurulu düzeyinde katılım sağlandı.

SAHHAD Sağlık Hakkı ve Hasta Hakları derneğinin öncülüğünde yapılan iki aylık çalışma sonucunda HSGG Herkese Sağlık Güvenli Gelecek Platformu oluşturuldu. Platformun yürütmesinde SAHHAD, Manisa Tabip Odası ve sendikamız katıldı.

25.12. 2008 günü Herkese Sağlık Güvenli Gelecek Platformunu olarak SSGSS yasası, sağlığın özelleştirilmesi ve krizi konu alan basın açıklaması Manolya Meydanında yapıldı.

27.12.2008 günü “2009 Bütçesi”ne dönük meşaleli yürüyüş ve basın açıklaması KESK şubeler Platformu olarak yapıldı.

28.12. 2008 tarihinde Sağlık Senin yerel basına yansıyan “Vekil Ebelere Döner Sermaye Müjdesi” başlıklı açıklamasına cevaben basın açıklaması düzenlenerek SES’ in verdiği mücadele ve davalar hatırlatıldı ve ilgili sendikanın tavrı teşhir edildi.

31.12. 2008 günü İsrail’in Gazze’ ye yaptığı saldırıyı kınayan basın açıklaması KESK Şubeler Platformu ile birlikte Manolya Meydanında yapıldı.

09.01 2009 da İsrail Saldırısına karşı GENÇ SEN in yapmış olduğu basın açıklamasına katılım sağlandı. Aynı gün akşam KESK Şubeler Platformu olarak saldırılara ve ABD emperyalizmine karşı basın açıklaması yapıldı.

Merkezi olarak planlanan “Sağlığın özelleştirilmesi, Kamu Hastane Birlikleri Pilot Yasası ve İş Güvencesiz çalışma”ya karşı imza kampanyası işyerlerine ulaştırıldı. İmzalar toplanıp genel merkeze ulaştırıldı.

14.01. 2009 günü Kula ve Selendi ilçeleri ziyaret edildi. İşyerleri ziyaret edilerek üye çalışanlarla görüşüldü. Aynı gün akşam Kula ilçesinde ve Salihli ilçesinde toplantılar yapıldı.

16.01.2009 günü Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi ziyaret edildi. Toplu halde Sendikalardan istifa etmek isteyen 4Bliler konusunda üyelerimizle görüşme yapıldı.

21.01. 2009 günü yemeklerin ücretlendirilmesi ve Danıştay’ın verdiği karara tepki olarak Ruh Sağlığı Hastanesi önünde “Paralı Yemek Ruh Sağlığımızı Bozdu.” Temalı basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasına Devlet Hastanesi, Doğumevi Hastanesi işyeri temsilcilikleri de destek verdi.

22.01. 2009 günü Merkez Efendi Devlet Hastanesi önünde toplanarak İl Sağlık Müdürlüğüne yüründü. “ Unakıtan elini soframızdan çek. Paralı yemek istemiyoruz. Sağlık Haktır Satılamaz.” Sloganları atılarak yapılan yürüyüş sonunda İl Sağlık Müdürlüğü önünde basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasına CBÜ Hastanesi, Çocuk Hastanesi, Sağlık Müdürlüğü, Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi işyeri temsilcilikleri katılım sağlamışlardır.

23.01.2009 günü Turgutlu ilçesi ziyaret edildi. Özellikle Toplum Sağlığı Merkezi çalışanlarının “Döner sermaye adaletsizliği” ile ilgili sorunları dinlendi. Diğer işyerleri ziyaret edildi ve üyelerle görüşüldü.

“Yönetim Kurulu üyelerle buluşuyor.” Kampanyası çerçevesinde bastırılan anahtarlıklar her üye ile görüşülerek verilmesi şeklinde planlanarak dağıtılmaya başlandı.

23.01. 2009 günü Eğitim Sen kuruluşu nedeniyle yapılan kokteyle katılım sağlandı.

24.01. 2009 günü “Bir Türk, Bir Kürt, Bir Ermeni üçü de Türkiyeli,” temalı Uğur MUMCU, Necati AYDIN ve Hrant DİNK anıldı. Anma KESK Şubeler Platformu ile birlikte Öğretmenevi Konferans salonunda oldukça yoğun katılımla gerçekleştirildi.

26.01.2009 günü itibariyle Aile hekimliği çalışanlarının maaşlarında yaşanan gecikmeler nedeniyle imza kampanyası başlatıldı. İmzalar halen toplanmakta ve 1 Mart 2008 tarihinden sonra basın açıklaması ile İl Sağlık Müdürlüğüne teslim edilerek maaşlarda yaşanan gecikmelerin yaşanmaması istenecektir.

28.01. 2009 günü Manisa Tabip Odası ziyaret edilerek “Herkese Eşit, Ücretsiz, Ulaşılabilir Sağlık” mücadelemizde birlikte hareket etme isteğimiz iletilmiş ve hekimlerin sendikamıza üye olmaları çağrımız yinelenmiştir. Manisa Tabip Odası ziyaretimizden memnun olduğunu ifade etmiş ve birlikte mücadele konusunda bizimle hem fikir olduklarını söylemişlerdir.

29.01. 2009 tarihinden itibaren Selendi Devlet Hastanesi Başhekimi Nebile Üstüngel’in üyelerimize dönük baskı sindirme girişimlerine müdahil olunmuş. Temsilcilikle uyumlu bir şekilde çeşitli girişimlerde bulunulmuştur. Konu ilk olarak SES Genel merkezine aktarılmış ve girişim başlatılması talep edilmiştir. Daha sonra hastanede yaşananlarla ilgili rapor ve başhekimin dava dosyaları ile bir rapor hazırlanmış ve SES Genel Merkezine, İl Sağlık Müdürlüğüne ve Selendi kaymakamlığına iletilmiştir. İl Sağlık Müdürü ve İl Sağlık Müdür Yardımcısı ile görüşülerek Başhekimin, başhekimlik vasfını taşımadığı ve kanunları hiçe sayan, sendikamıza dönük hasıma ne tutumu nedeniyle görevden alınması talep edilmiştir.

30.01.2009 günü merkezdeki tüm aile hekimlikleri gezilerek üyelerle ve çalışanlarla görüşüldü, dilekçeler toplanmaya başlandı.

Toplum Sağlığı Merkezi çalışanlarının döner sermaye miktarlarının diğer işyerlerine göre (İl Müdürlükleri ve Hastaneler) düşük olması nedeniyle çalışanlarda rahatsızlık gözlendi. Şubemiz bu konuyla ilgili bir dizi eylem etkinlik planlayarak hayata geçirmeye çalışıyor.

Buna göre: 1. Sendikamız tarafından hazırlanan ve talepleri içeren yaka kokartları 09-13 Şubat tarihleri arasında beş gün boyunca Toplum Sağlığı Merkezi çalışanları tarafından takılacak. Bu şekilde ilk adım olarak çalışanların konuya duyarlılığı üst seviyeye çıkarılacaktır.
2. Sendika yönetim kurulu İl Sağlık Müdürlüğünü ziyaret ederek taleplerimiz iletilecek ve konunun Sağlık Bakanlığı gündemine taşınması talep edilecektir.
3. Yine sendikamız tarafından hazırlanan talepler ve çözüm önerilerini içeren basın açıklaması 18 Şubat Çarşamba günü saat 12.30 da Merkez 1Nolu Toplum Sağlığı Merkezi önünde okunarak taleplerimizin kamuoyu ile paylaşılması sağlanacaktır. Aynı gün ve saatte diğer ilçe toplum sağlığı merkezlerinde aynı basın açıklaması metni bir çalışan tarafından okunarak çalışanlarla paylaşılacaktır. Bu şekilde hem talepler kamuoyu ile paylaşılmış olacak hem de tüm Toplum Sağlığı Merkezlerinde taleplerin bütünlüklü olarak ifade edilmesi sağlanacaktır.
4. 28 Şubat - 1 Mart 2009 tarihinde Ankara’da toplanacak olan SES Merkez Temsilciler Kuruluna Şubemiz yönetim kurulu tarafından konu götürülecek, gündemleştirilerek sunulacak ve Aile hekimliğine geçilen 30 ilin Toplum Sağlığı Merkezi çalışanlarının bu konuda ortak hareket etmesi sağlanmaya çalışılacaktır.

Celal Bayar Üniversitesi Hastanesinde asistanların döner sermayelerinin düşük olması nedeniyle yaşanan hareketlilik ve toplantılara katılım sağlandı. En son Tabip Odası ve SES olarak hastane kantininde toplantı yapılarak asistanlarla görüşüldü. Asistanlara sorunun çözümünün örgütlenmekten geçtiği ve sendikamızın kapılarının kendilerine açık olduğu bildirildi. Çalışmalar takip edilmekte ve şube olarak konunun üzerinde durulmaktadır.

02.02. 2009 günü CBÜ hastanesinde hemşire üyemizin yer değişikliği ile ilgili başhemşirelikle görüşme yapıldı.

Bu dönmede yine merkezi olarak planlanan iş güvenceli çalışma, 4Blilerle ilgili imzalar toplanmaya devam edilmiştir.

Yukarda ayrıntılı olarak yazılan TSM eylem programı çerçevesinde sendikamızca bastırılan kokartlar Merkez 1 ve 2, Salihli, Kula, Selendi, Saruhanlı, Akhisar, Soma, Turgutlu Toplum Sağlığı Merkezlerinde dağıtıldı. Kokartlar 09-13 Şubat tarihleri arasında çalışanlarca sahiplenilerek takıldı.

10.02. 2009 günü kokart takma eylemimiz Turgutlu temsilciliğimiz tarafından yapılan açıklamayla kamuoyuna duyurulmuştur. Turgutlu ilçesi bu eylemin başlatıcısı olarak eyleme yoğun şekilde katılım sağlamıştır.

11.02. 2009 günü Akhisar temsilciliğimizde kokart eylemini basın açıklaması ile duyurarak eylemi güçlendirmiştir.

11.02.2009 günü ilimizde uygulamaya geçen Aile Hekimliğinin bir yıllık değerlendirme raporu hazırlanarak basın açıklamasıyla kamuoyuna duyurulmuştur.

02.02 2009 günü Merkez Kanser Araştırma ve Teşhis biriminde çalışan üyelerimizin Merkez Efendi devlet Hastanesinde dönüşümlü olarak kan bankasında görevlendirilmeleri ve servis nöbetine yazılmaları konularında İl Sağlık Müdürü, Personel Şube Müdürü, KETEM Şube Müdürü, Merkez Efendi Devlet Hastanesi Başhekimi vb yetkililerle görüşülerek üyelerimizin istekleri iletilmiş. Görüşmeler sonucunda görevlendirme geri çekilmiştir. Konuyla ilgili üyelerle görüşülerek soruna çözüm bulunmaya çalışılmaktadır.

18.02.2009 günü Merkez 1Nolu Toplum Sağlığı Merkezi önünde konuyla ilgili basın açıklaması yapılması çalışmaları sürmektedir.

Tüm bu çalışmalar sürerken pano bültenleri ve sendika nedir isimli kitapçık çıkarma çalışmaları, üyelerle ilgili yazışmalar zamanında takip edilmeye çalışılmıştır.

Mali raporlar düzenli olarak çıkarılmakta ve genel merkeze gönderilmektedir.

Şube işleyişi ile ilgili bürokratik işlerde takip edilmektedir.

Şube Eğitim Komisyonu periyodik olmamakla birlikte toplanıp kamu hastane birlikleri, SSGSS ve tamgün yasası konusunda araştırma ve tartışmalar yapıldı. İşyeri gezileri planlandı ancak gerçekleştirilemedi.





18.02.2009-02.06.2009 DÖNEMİNE AİT ŞUBE YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU:

28.02.2009 günü saat 12.00 Manolya meydanında KESK Şubeler Platformu olarak, 14 Mart Mitingine çağrı yapılması ve kamuoyuna açıklanması amacıyla basın açıklaması yapılmış ve Alaybey pazarında bildiri dağıtımı yapılmıştır.

3.03.2009 günü Merkez Efendi Devlet Hastanesinde haftalık olağan toplantı yapılmış, servisler gezilerek üyelere 14 Mart mitingi anlatılmıştır.

3.03.2009 günü saat 17.00 de Eğitim sende toplanılmış ve Salı pazarına kadar yürünerek bildiri dağıtılmış, Salıpazarı esnafına ve vatandaşa bildiriler verilerek eyleme çağrı yapılmıştır. Aynı gün KESK Dönem sözcüsü Eğitim Sen Şube Başkanı Fatih YOĞURTÇUOĞLU ETV de platform adlı programa katılarak eylem çağrısı yapmıştır.

6.03.2009 günü miting tertip komitesi olarak siyasi partiler ziyaret edilerek mitinge destek çağrısı yapıldı.

7.03.2009 günü Laleli semt pazarında stant açılıp tüm gün bildiri dağıtıldı.

7.03.2009 günü Belediye Şehir Tiyatrosunun “Düğün ya da Davul” adlı oyununa kontenjan ayrılarak 60 kadın emekçiyle tiyatroya gidildi.

8.03.2009 günü saat: 15.00 Hollywood sinemasında basın açıklaması yapılarak “Sonbahar” filminin KESK ‘li kadın emekçilere gösterimi yapıldı.

8.03.2009 günü Horozköy semt pazarında mitinge çağrı bildirileri dağıtılarak miting çağrısı yapıldı.

9.03.2009 günü merkezdeki işyerleri ziyaret edilerek karanfillerle kadınların emekçi kadınlar günü kutlandı.

10.03.2009 günü Merkez Efendi Devlet Hastanesinde haftalık olağan toplantı yapılmıştır.

10.03.2009 günü yerel gazeteler, radyolar dolaşılarak miting hakkında bilgi verildi, davette bulunuldu.

10.03.2009 günü Merkeze bağlık Muradiye, Üçpınar, Yeniköy belediyeleri dolaşılarak kahvelere afiş asıldı, bildiriler dağıtıldı.

11.03.2009günü Saruhanlı ilçesi ve bağlı kasabaları dolaşılarak kahvelere afiş asıldı, bildiriler dağıtıldı.

11.03.2009günü iki ekip halinde Manisa Merkezde bulunan (Uncubozköy semti hariç) bütün sokaklar miting afişleri ile donatıldı.

12.03.2009 günü Perşembe pazarında stant kurularak mitinge çağrı bildirileri dağıtıldı.

13.03.2009 günü Manolya meydanında stant kurularak mitinge çağrı bildirileri dağıtıldı. Aynı gün tüm gün merkez mahalleler ve merkeze bağlı köyler ses aracı ile dolaşılarak miting çağrısı yapıldı.

13.03.2009akşamı altı ekiple Manisa merkezdeki tüm kahvehaneler dolaşılarak miting bildirileri dağıtılarak çağrıda bulunuldu.

14.03.2009 günü Manisa Öğretmenevi önünde toplanan 3500 kişilik kitle ile Cumhuriyet Meydanına kadar yüründü. Mitinge KESK Genel Başkanı Sami EVREN ve iki KESK MYK üyesi katıldı.

17.03.2009günü Merkez Efendi Devlet Hastanesinde haftalık olağan toplantı yapılmış, üyelerle görüşülmüştür.

27.03.2009günü “Önce Sağlığını Seç” seçimler ve nasıl bir sağlık sistemi istediğimize dair taleplerimizi açıklayan basın açıklaması yapıldı.

31.03.2009günü İl Sağlık Müdürü ve Türk Sağlık Sen, Sağlık Sen sendika başkanlarının ve yönetim kurulu üyelerinin katıldığı bir kahvaltılı toplantı şubemizde yapılmıştır. Sonraki ay Türk Sağlık sende yapılması planlanan toplantı Türk Sağlık Sen tarafından iptal edilmiş ve yapılamamıştır.

5.04.2009 günü ABD başkanı Obama’ nın Türkiye’yi ziyaretiyle ilgili TKP ve EMEP tarafından Manolya meydanında yapılan basın açıklamasına katılındı.

9.04.2009günü seçimler ve bunun sonucu sağlık sisteminde yaşanacaklarla ilgili basın açıklaması yapıldı aynı gün İl Sağlık Müdürü ile işyerlerinin sorunlarıyla ilgili toplantı yapıldı.

10.04.2009 günü Alaşehir, Sarıgöl, Ahmetli ilçelerine gidilip üye ve çalışanlarla görüşüldü.

17.04.2009 Soma, Kırkağaç ilçelerine gidilip üye ve çalışanlarla görüşüldü.

18.04.2009SAHHAD ile birlikte Avrupa Hasta Hakları Günü ve SAHHAD‘ın kuruluş yıldönümü dolayısıyla basın açıklaması yapıldı.

18-19.04.2009günlerinde Ankara’da toplanan KESK danışma kuruluna şube başkanımız katılmıştır.

22.04.2009günü SES, Manisa Tabip Odası ve SAHHAD ortak “Sağlık Hakkı ve Hasta Hakları” konulu panel düzenlendi. Moderatörlüğünü Şube Başkanımızın yaptığı ve 60 kişinin katıldığı panelde Dr. Zeki GÜL, SAHHAD Kurucu Üyesi Avukat Ali ASLAN ve Hasta Hakları İl Koordinatörü Dr Sema KUŞÇU’ nun konuşmacı olarak bulundular.

24.04.2009 günü Ebeler Haftası ile ilgili basın açıklaması yapıldı.

25.04.2009 günü KESK Manisa Şubeler Platformu olarak Manolya Meydanında 1 Mayıs Birlik, Mücadele, Dayanışma günü ve alanların yasaklanmasına karşı basın açıklaması yapıldı.

27.04.2009günü Parasız Yemek Hakkının kazanılmasından sonra hastanelerce kesilen yemek paralarının geri istenmesi için dilekçe örnekleri hazırlanarak işyerlerine gönderildi.

1.05.2009 günü 30 kişi ile İzmir’de yapılan 1 Mayıs mitingine katılım sağlandı.

6.05.2009 günü CBÜTF hastanesinde kurulan işyeri çalışma grubu ilk toplantısını yaptı.

8.05.2009günü “Ticari İşletmelerde Tam Gün Köleliğe Hayır.” Başlıklı basın açıklaması yapıldı.

11–12.05.2009günü tüm işyerlerine karanfilli bildiriler dağıtıldı. Hemşireliğin sorunlarıyla ilgili görüşmeler yapıldı.

12.05.2009 günü Celal Bayar Üniversitesi hastane bahçesinde basın açıklaması yapıldı.

16–17.05.2009 günlerinde Merkezi eğitim programı çerçevesinde Kuşadası Surtel Otelde 40 kişinin katıldığı yatılı temsilci eğitimi yapıldı.

18.05.2009 günü “Türkan SAYLAN’ ı kaybettik acımız büyük.” Konulu basın açıklaması şube binamızda yapıldı.

Bu süreçte yetki ve mutabakat metinleri imzalanmasıyla ilgili işyerleri bilgilendirilip kurumlarda görüşmeler yapıldı.

19.05.2009günü Kamu Hastane Birlikleri ile ilgili şubemizin görüşlerini aktaran basın açıklaması yapıldı.

20.05.2009günü Toplum Sağlığı merkezlerinde geçici görevlendirmelerde gönderilen yer sebebiyle döner sermayelerde bir düşüklük yaşanmaktaydı. Bu olumsuzluklara karşı dilekçe kampanyası başlatıldı.

22.05.2009akşamı Akhisar temsilciliğimiz 90 kişinin katıldığı birlik ve dayanışma yemeği gerçekleştirdi.

27.05.2009günü Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinde yaklaşık 35 çalışanın katıldığı “Kamu Hastane Birliklerinin” işlendiği eğitim programı gerçekleştirildi.

28.05.2009 günü KESK e yapılan baskın ve göz altılara karşı KESK bileşenleriyle 12.30 da Manolya meydanında basın açıklaması yapıldı.

29.05.2009 KESK in merkezi olarak yürüttüğü doğum izinlerinin yükseltilmesi, kreş hakkı konusundaki imza kampanyası işyerlerinde gerçekleştirildi.

29.05.2009 günü kadın sekreterleriyle yapılan basın açıklamasıyla imzalar gönderildi.

29.05.2009 günü Turgutlu ilçesinde gözaltına alınıp bırakılan Eğitimsen üyesi arkadaşımızı destek amaçlı Turgutlu’da yapılan basın açıklamasına gidildi.

29.05.2009 Ruh Sağlığı Hastanesinde mesai saatleri ile ilgili yaşan sorun sebebiyle üyelerle toplantı yapılıp başhemşirelikle görüşüldü.

30.05.2009günü KESK e yapılan baskıları protesto için yaklaşık 150 emekçinin katıldığı meşaleli eylem yapıldı. 20.00 da sendikalarında toplanan emekçiler Manolya Meydanın gidip orada basın açıklaması yaptıktan sonra 30dk. Oturma eylemi yapıldı.

1.06.2009günü Turgutlu ilçesinde gözaltına alınan Eğitim Sen üyesi arkadaşımızın serbest bırakılması nedeniyle Turgutlu’da dayanışma amaçlı yapılan basın açıklamasına katılım sağlandı.


10.06.2009-14.10.2009 DÖNEMİNE AİT ŞUBE YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU

10.06.2009 günü Devlet Hastanesi bahçesinde “Ticari Sağlık İşletmelerinde Tam Gün Köle Olmayacağız.” Başlıklı basın açıklaması Tabip Odası ve SAHHAD ile birlikte yapılmıştır.

16 Haziran 2009 günü Devlet Hastanesi Eğitim Salonunda “Kamu Hastaneleri Pilot Yasası” ile ilgili eğitim çalışması yapılmış, eğitim çalışmasını Yönetim Kurulu adına Şube Sekreterimiz sunmuştur.

17.06. 2009 günü 6. Dönem 4. Şube Temsilciler Kurulu Salihlide toplanmıştır.

20-21.06. 2009 günü Ankara’da toplanan Merkez Temsilciler Kurulu Toplantısına Şube Başkanımız katılmıştır.

20.06.2009 günü Ankara’da yapılan KESK e dönük saldırılar ve toplusözleşme talepleri konulu mitinge 12 kişi ile katılım sağlanmıştır.

26.06.2009 günü Turgutlu ilçesi Toplum Sağlığı Merkezinde çalışan Ebe ve Hemşirelerin devlet Hastanesinde enjeksiyon nöbetine yazılması ile ilgili İl Sağlık Müdürlüğünde görüşme yapılmış. Yapılan görevlendirmenin hukuksuzluğu aktarılmıştır. Çalışanların ve sendikamızın girişimleri sonucunda söz konusu görevlendirme iptal edilmiştir.

2.07.2009 günü Sivas katliamını unutmayıp unutturmayacağımız bildirmek üzere KESK şubeler platformu olarak saat 19.30 da Hacıbektaş Vakfı önünde basın açıklaması yapıldı ve ardından vakfın düzenlemiş olduğu anma gecesine katılım sağlandı.

15.07. 2009 günü Hükümetin maaş artışları için önerdiği rakamı protesto etmek amacıyla KESK Şubeler Platformu ile Manolya Meydanında bordro yakma eylemi yapıldı.

29.07 2009 günü “Kriz ve Krizin Sağlığa etkileri.” konusunda basın bildiri yapıldı.

1.08 2009 günü sendikamızın kuruluş yıl dönümü sebebiyle basın bildirisi yayınlandı.

7.08 2009 günü “TİS Yoksa GREV Var.” şiarıyla 13 Ağustos günü yola çıkacak olan KESK yürüyüş kolu ve toplu görüşme süreci hakkında KESK şubeler platformu olarak basın açıklaması yapıldı.

13.08 2009 günü Aile hekimliği ve yaşanan sıkıntılara ilişkin şube binasında basın açıklaması yapıldı.

14.08. 2009 günü KESK yürüyüş koluna Gebze’de yapılan saldırıyı protesto için KESK şubeler platformu olarak Manolya Meydanında basın açıklaması yapıldı.

19.08.2009 günü Toplu Görüşmelerle(TG) ilgili KESK şubeler platformu olarak “TİS Yoksa GREV Var.” sloganıyla 17.30 da AKP il binasına yürünüp AKP önüne siyah çelenk bırakıldı.

20.08.2009 günü Manolya meydanında Toplu Görüşme süreci ile ilgili KESK Şubeler Platformu ile birlikte halkı bilgilendirme amaçlı bildiri dağıtımı yapıldı.

22.08.2009 günü Manolya meydanında Toplu Görüşme süreci ile ilgili KESK Şubeler Platformu ile birlikte saat 19.00-20.00 saatleri arasında oturma eylemi yapıldı.

25.08.2009 günü Toplu Görüşme süreci ile ilgili KESK Şubeler Platformu ile birlikte saat 11.00-12.00 arası bir saat iş bırakma ve basın açıklaması Moris Şinasi Çocuk Hastalıkları Hastanesi önünde basın açıklaması yapıldı.

28.08.2009 günü Ruh Sağlığındaki yaşlı hastaların Ağrı’ya bir özel rehabilitasyon merkezine sevk edilmesi konusunda başhekim yardımcısıyla görüşme yapıldı.

29.08.2009 günü Ankara’da toplanan “İş Güvencesi Komisyonu” toplantısına Denetleme Kurulu üyesi Ahmet Borazan katıldı.

1.09.2009 günü Dünya Barış Günü dolayısıyla KESK Şubeler Platformu, Emek ve Demokrasi güçleri ile Ulupark’dan Manolya meydanına yürünüp ardından basın açıklaması ve temsili barış güvercinleri uçurulmuştur.

9.09.2009 günü “12 Eylül Faşizminin İzlerinin Kaldırılması” talebi ile Manisa Kenan Evren Sanayi Sitesi önünde yapılan saat 17.30 yapılan basın açıklaması KESK Şubeler Platformu, Emek ve Demokrasi güçleri ile birlikte yapılmıştır. Açıklamada Kenan Evren isminin sanayi sitesinden çıkarılması ve 12 Eylül karanlığını hatırlatacak her türlü ismin okul, meydan ve caddelerden silinmesi talebi dile getirildi.

11.09.2009 günü 12 Eylül darbesi ve anti demokratik uygulamaları ile ilgili siyasi parti, kitle örgütleriyle birlikte basın açıklaması yapıldı. Aynı gün Manolya Meydanında “12 Eylül Fotoğraf Sergisi” gerçekleştirildi.

12.09.2009 günü aynı program çerçevesinde Kültür Sitesi Lale Salonunda “12 Eylül” Konulu Panel düzenlendi.

16.09.2009 günü Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinde işyeri toplantısı yapıldı.

17.09.2009 günü CBÜTF Hastanesi işyeri temsilciliğinin yaptığı çalışmalarda kararlaştırılan “Fazla mesailerin kaldırılması” ile ilgili dilekçeler toplanıp başhekimliğe sunuldu.

19.09.2009 günü İzmir’de yapılan SES Ege Bölge Toplantısına 6 Şube Yönetim Kurulu Üyesi ve Denetleme Kurulu Başkanıyla katılım sağlandı.

26.09. 2009 günü İzmir’de KESK Ege bölge toplantısına Figen PEHLİVAN katıldı.

1.10.2009 günü SSGSS’ nin uygulamasının 1. yıl dönümü dolayısıyla KESK Şubeler Platformu olarak SGK önünde basın açıklaması yapıldı.

5.10.2009 günü IMF-DB heyetinin ülkemizi ziyareti sebebiyle IMF/DB defol şiarıyla “Emek ve Demokrasi Güçleri” ile birlikte Manolya meydanında bildiri dağıtıldı.

5.10. 2009 günü yönetim kurulu tarafından Ahmetli Ruh Sağlığı Hastanesi ve Alaşehir Kula ilçe ziyaretleri yapıldı.

6.10.2009 günü İMF-DB’ na karşı “Emek ve Demokrasi Güçleri” ile birlikte 17.30 da Uluparkta buluşup Manolya Meydanına yüründü burada basın açıklaması yapıldı.

9.10. 2009 günü Lisans tamamlama ücretlerinin yüksekliğiyle ilgili Sağlık Müdürlüğü önünde yaklaşık 45 sağlık çalışanının katıldığı basın açıklaması yapıldı.

Ebe, hemşire dışında ön lisans mezunu diğer sağlık çalışanlarına da lisans hakkının tanınmasıyla ilgili imzalar toplanıp merkeze gönderildi.

13.10.2009 günü Manisa Tabip Odası ve SAHHAD ortak kızamıkçık aşısı ve sonrasında gelişen kürtaj vakaları ile ilgili basın açıklaması yapıldı.

Faaliyet raporuna konu olan dönemde şubenin rutin işleyişi, yönetim kurulu toplantıları ve üyelere hukuki yardımlar yapıldı. Acil laboratuar ve röntgen birimi olmayan hastanelerde bulunan üyelerimizin dava açmaları sağlandı. Kazanılan davalar takip edilerek yanlış yorum yapan hastaneler konusunda görüşmeler sürdürüldü konuyla ilgili yazışmalar sürmektedir.

Üyelerimizden gelen şikâyetler çerçevesinde il içi atmalar ve geçici görevlendirmeler takip edildi.

ASM Laboratuarlarına isteği dışında görevlendirilen Ebelerle ilgili genel merkeze bilgi verildi ve İl Sağlık Müdürlüğüne yazı yazıldı.

TSM ’lerde yapılan geçici görevlendirmeler takip edilerek üyelerimizin haksızlığa uğramaması için girişimlerde bulunuldu.



23.10.2009- 20.01.2010 DÖNEMİNE AİT ŞUBE YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU

23.10. 2009 günü KESK Manisa Şubeler Platformu olarak basın açıklaması yapıldı.

4.11.2009 günü SGK önünde sağlığın piyasalaştırılmasın karşı KESK Manisa Şubeler Platformu olarak basın açıklaması yapıldı.

11–12–13–14. Kasım 2009 günlerinde “25 Kasım Grevi” nedeniyle yapacağımız eyleme destek amaçlı siyasi parti, dernek, sendika ve odalar gezilerek destek istendi.

16.11. 2009 günü merkezde tüm işyerleri gezilerek 25 Kasım Grevi ve gerekçeleri anlatıldı.

25.11.2009 günkü Kasım Grevi nedeniyle hem Şube olarak hem de KESK Şubeler Platformu olarak yoğun bir çalışma yürütüldü.

17-18 Kasım günlerinde KESK Genel Başkanı Sami EVREN ve SES Genel Başkanı Bedriye YORGUN’ un içlerinde bulunduğu KESK heyeti ilimizde bulunduğundan;

17.11.2009 günü Saat 10.30 ila 12.30 arasında Manisa ETV de TV programına katılımları sağlandı.

Aynı gün saat 11.00 da KESK Genel Başkanı Sami EVREN’ in basın toplantısı Eğitim sende yapıldı.

17.11.2009 günü saat 12.30 da Devlet Hastanesi Eğitim salonunda Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi ve Doğumevi Hastanesinden arkadaşların katılımıyla toplantı yapıldı. Burada eski üyelerimize onur belgeleri SES Genel Başkanı Bedriye YORGUN tarafından verildi ve 25 Kasım Grevi anlatıldı.

17.11. 2009 günü yine Genel Başkanımızın katılımıyla CBÜ Hastanesinde; Merkez Efendi Devlet Hastanesi, Çocuk Hastanesi ve İl Sağlık Müdürlüğünden üyelerimizle toplantı yapıldı. Burada da eski üyelerimize onur belgeleri dağıtıldı ve 25 Kasım Grevi anlatıldı.

17.11.2009 günü akşamı saat 19.00 da KESK heyetiyle Genel Başkan Sami EVREN ve şubeler platformu üyeleri ile toplantı yapıldı. Burada da 25 Kasım Grevi anlatıldı.

18.11.2009 günü Toplum Sağlığı Merkezi ve İl Sağlık Müdürlüğü Çalışanlarına verilen giyim yardımlarını protesto etmek ve 25 Kasım Grevine dikkat çekmek için basın açıklaması yapıldı. Açıklamada “Bu gün Ayakkabıları Bıraktık, 25 Kasımda da İş Bırakıyoruz.” Yazan bir pankart kullanıldı. Açıklamayı Şube Başkanımız okudu. Ardından Genel Başkanımız oldukça coşkulu bir konuşma yaparak neden burada olduğumuzu, yapılan giyim yardımlarını, Üniversite hastanesindeki kalitesiz yemekleri 25 Kasım Grevi kararını aldığımızı basın mensuplarına anlattı. Aynı gün Üniversite hastanesinde de 3 günlük yemek boykotu başlatıldı.

18.11.2009 günü genel Başkanımız ve iki yönetim kurulu üyesi arkadaşımız Ahmetli, Salihli ilçeleri gezildi. Aynı gün akşam KESK bileşenleri ile KESK Genel Başkanı Sami EVREN’ in katılımıyla, toplantı yapıldı.

19-20.11. 2009 günü KESK üyesi tutuklu arkadaşlarımızın mahkemelerine ve adliye önünde yapılan eyleme katılım sağlandı.

21-22- 23.11.2009 günlerinde kente kurulan pazaryerlerinde 25 Kasım Grevine dönük bilgilendirmeler yapılıp bildiri dağıtıldı.

23-24 Kasımda Merkezde tüm işyerleri tekrar gezilerek 25 Kasım Grevi anlatıldı.

25 Kasım Grevi: Merkezde tüm işyerlerinde % 80 oranında grev başarılmıştır. KESK Şubeler Platformu ile birlikte Grev programı yapılmış ve buna göre öncelikle kendi işyerlerimizde iş bırakmayı gerçekleştirip ardından iki koldan Cumhuriyet alanına yürünerek burada kurulan Grev kürsüsünde buluşuldu.

Tam bir şölene dönüşen grev kürsüsü konuşmalar, türkü ve halaylarla saat 15.00 e kadar sürdü.

Sağlık emekçileri Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinden yürüyüşe geçerek Devlet Hastanesi önüne gelindiler. Buradan da Doğum Evi ve İl Sağlık Müdürlüğü Ek Bina Çalışanları ile buluşuldu. Devlet Hastanesi önünde bir süre slogan atılarak duruldu. Ardından Gazi İlköğretim Okuluna yürünerek Eğitim Sen ve diğer sendikalarla buluşuldu. Burada davul zurna eşliğinde halaylar çekildikten sonra diğer koldan gelecek olan arkadaşlarla buluşmak üzere Manolya Meydanına yüründü.

Diğer koldan da gelen sağlık emekçileri CBÜ Hastanesi önünde Merkez Efendi Devlet Hastanesi ve Çocuk Hastanesi ve İl Sağlık Müdürlüğünden gelen arkadaşlarla buluşuldu. Vergi Dairesine yürünmüş oradan KESK’ li emekçilerle Uluparka yürünerek ‘Herkese Sağlık Güvenli Gelecek Platformu’ ile birleşilmiştir. Emekçiler daha sonra Manolya Meydanına ulaşmış ve burada iki kol birleşerek Cumhuriyet Alanına yürümüştür.

Yaklaşık 2000 kişinin katıldığı eyleme Sendikamızdan 150 kişinin katıldığı tespit edildi. Cumhuriyet Alanında kurulan Grev kürsüsünde Dönem sözcüsü olarak Şube Başkanımız konuşma yapmıştır.

3.12.2009 günü Manisa Eczacılar Odasının gerçekleştirdiği ilaç bırakma eylemine katılım sağlandı.

4.12. 2009 günü Eczacılar Odasının 1 günlük kepenk kapatma eylemine destek olmak için KESK Şubeler Platformu olarak Eczacı odası basınla birlikte ziyaret edilerek destek verdiğimiz ifade edilmiştir.

4.12.2009 günü KESK operasyonu sonrası tutuklanan ve altı ay cezaevinde kaldıktan sonra serbest kalan arkadaşımız Aziz AKİKOL’ un sürgünü ile ilgili basın açıklaması yapılmış ardından Turgutlu ilçesine gidilerek arkadaşımız evinde ziyaret edilmiştir.

8.12.2009 günü KESK in kuruluş yıldönümü dolayısıyla KESK Şubeler Platformu adına basın açıklaması yapılmıştır.

9.12.2009 günü Salihli İlçe ziyareti yapılmış üye çalışanlarla görüşülmüştür.

10.12. 2009 günü Manisa Devlet Hastanesinde 25 Kasım Grevi ile ilgili değerlendirme toplantısı yapılmıştır.

10.12.2009 günü BTS ile dayanışmak amacıyla KESK şubeler platformu olarak basın açıklaması yapıldı.

11.12.2009 günü “İnsan Hakları Günü” dolayısıyla Karaköy Hollywood Sinemasında 90 arkadaşımızın katıldığı “İki Dil Bir Bavul” filminin gösterimi yapılmıştır.

19.12.2009 günü KESK Şubeler Platformu olarak “Şovenizm değil kardeşlik, savaş değil barış.” Sloganıyla Manolya meydanında basın açıklaması yapıldı.

24.12.2009 günü Sarıgöl, Alaşehir ilçeleri gezilerek işyerleri ziyaret edilmiş ve üye çalışanlarla görüşülmüştür.

25.12.2009 günü Turgutlu ilçesi gezilerek işyerleri ziyaret edilmiş ve üye çalışanlarla görüşülmüştür. Turgutlu temsilcili oluşturmak için girişimlerde bulunulmuştur.

25.12.2009 günü TEKEL işçilerinin mücadelesine destek için KESK Şubeler Platformu olarak Türk Metal Sen önünden Manolya meydanına yapılan yürüyüş ve basın açıklamasına katılım sağlanmıştır.

29.12.2009 günü TEKEL işçilerinin KESK Şubeler Platformunu ziyaretleri kabul edilmiştir..

6.01.2010 günü CBÜ Hastanesinde yaşanan personel, özellikle hemşire, sıkıntısıyla ilgili hastane bahçesinde basın açıklaması yapılmıştır.

8.01.2010 günü CBÜ dekanlık ziyareti yapılıp üye çalışanlarla görüşüldü.

8.01.2010 günü Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinde 25 Kasım Grev değerlendirmesiyle ilgili masa kurularak anket çalışması yapılmıştır.

10.01.2010 günü Selendi ilçesinde Roman vatandaşlara karşı yapılan linç girişimine dönük basın açıklaması yapıldı.

13.01.2010 günü Ruh Sağlığı Hastanesinde üye çalışanlarla işyeri sorunlarıyla ilgili toplantı yapıldı.

15.01.2010 günü TEKEL işçilerinin direnişi ve Tam Gün Yasasına karşı demokratik taleplerimizin dillendirildiği KESK ve DİSK olarak Manolya meydanında basın açıklaması yapıldı.

16.01.2010 günü Manisa Tabip Odası ile görüşülerek 19 Ocak İş bırakma eylemi konusunda görüşülmüştür.

18.01.2010 günü merkezde bütün işyerleri gezilerek iş bırakma kararı anlatılmıştır.

19.01.2010 günü CBÜ Hastanesinde İş bırakma gerçekleştirilmiş diğer hastanelerde bireysel katılımlar dışında önemli bir katılım olmamıştır. Aynı gün saat 12.15 de CBÜ Bahçesinde ve Akhisar Devlet Hastanesi Bahçesinde SES ve Tabip Odası ortak açıklaması yapılmıştır.


01.02.2010-31.05.2010 DÖNEMİNE AİT ŞUBE YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU


4.02.2010 Perşembe günü saat 18.00 da Tekel direnişine destek amacıyla KESK, DİSK(Emekli Sen), TÜRK İŞ(T.Metal Sen), Kamu Sen ortak basın açıklaması yapıldı. SES olarak şube bürosu önünde toplanılarak Manolya meydanına yürüyüş yapılmış ve bu şekilde basın açıklamasına katılım sağlanmıştır.

11.02.2010 Perşembe günü yine Tekel İşçilerine destek olmak, güvencesiz çalışmaya karşı KESK –DİSK olarak Manolya meydanına meşaleli yürünmüş ve akabinde basın açıklaması yapılmıştır. Akhisar Tekel İşçilerinin de katıldığı eylem oldukça coşkulu geçmiştir.

13–14.02.2010 günlerinde Anakara’da toplanan KESK Danışma Kuruluna Şube Başkanımız Zeynel Abidin KAPLAN katılmıştır.

17.02.2010 günü Merkez Efendi Devlet Hastanesi, Doğumevi Hastanesi ve Çocuk Hastanesinin birleştirilmesi ve bunun sonucunda yatak sayılarının azaltılması, personel sıkıntısı vb konularda Manisa Tabip Odası ve SAHHAD ortak basın açıklaması yapılmıştır.

19.02.2010 Cuma günü saat 17.00 de Manolya Meydanında Tekel İşçileriyle dayanışma için 1 saat oturma eylemi ve Ankara Mitingine davet basın açıklaması KESK Manisa Şubeler Platformu ile birlikte yapılmıştır.

20.02.2010 günü 17 kişiyle Ankara’daki TEKEL mitingine katılım sağlanmış. Şubemiz burada oldukça disiplinli bir şekilde Sakarya caddesinde sabahlamış ve TEKEL çadırları ziyaret edilerek sohbetler yapılmıştır.

Şubat ayı içerisinde Manisa’da 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününün anlamına uygun bir şekilde kutlanması amacıyla siyasi parti ve kitle örgütü temsilcileri ile KESK Şubeler Platformu olarak toplantıya çağrılmış ve bir dizi toplantı yapılmıştır. Bu görüşmeler sonrasında 7 Mart Pazar günü Emekçi Kadınlar Mitingi Kararı alınmış ve çalışmalar yapılmıştır.

26.02.2010 günü KESK Manisa Şubeler Platformu kadın sekreterleri olarak kadın belediye başkan yardımcısı ziyaret edilmiş, kadın sorunları anlatılmıştır. Belediye ulaşımının 8 Mart günü kadınlara ücretsiz olması, etkinliklerde yer tahsis edilmesi talep edilmiş ve miting çağrısı yapılmıştır.

26.02.2010 günü Merkezdeki işyerleri ziyaret edilmiş ve 8 Martta yapılacak mitinge çağrı yapılmıştır.

6.03.2010 günü “Kadın platformu” olarak Pazaryerlerinde mitinge çağrı bildirileri dağıtılmıştır. Aynı gün ses aracıyla Manisa içinde gezilip miting çağrısı yapılmıştır.

7 . 03. 2010 günü saat 12.00de Manisa Öğretmen evinden başlanıp Cumhuriyet Meydanına yürünmüş ve bu alanda 500 kişini katılımı ile miting gerçekleştirilmiştir. Miting sırasında TEKEL den emekli bir kadın işçinin konuşması coşku ile karşılanmıştır.

8 . 03. 2010 günü KESK Şubeler Platformu olarak öğretmen evinde Sinevizyon, röportaj görüntüleri, şiir ve müzik dinletisinin olduğu Emekçi Kadınlar gecesi düzenlemiştir.

9.03.2010 günü Seher Tümer in Ankara’daki davasına Şube Örgütlenme Sekreterimiz Serpil Deniz katılmıştır.

10.03.2010 günü Manisa Devlet hastanesinde Manisa Tabip Odası ve SAHHAD la birlikte Kamu Hastane Birlikleri Pilot Yasa Tasarısına karşı saat12.30 da basın açıklaması yapılmıştır.

12 . 03.2010 günü Sabah saat 10.00 da Manisa Tabip Odasının 14 Mart ile ilgili programına dahil olunarak Atatürk anıtına çelenk bırakılmıştır. Aynı gün saat 12.00 de Merkez Efendi Devlet Hastanesi bahçesinde toplanılarak İl Sağlık Müdürlüğüne yürüyüş yapılmış. Burada saat 13.00 de Manisa Tabip Odası ve SAHHAD la birlikte basın açıklaması yapılmıştır.

12.03.2010 günü Cuma günü Merkez Efendi Devlet Hastanesi ziyaret edilip çalışanlarla görüşüldü ve Kamu Hastane Birlikleri Pilot Yasa Tasarısı konusunda bilgilendirmeler yapılmıştır.

18. 03.2010 günü Moris Şinasi Çocuk Hastalıkları Hastanesi ziyareti yapılarak servisler gezilmiş ve Kamu Hastane Birlikleri Pilot Yasa Tasarısı konusunda bilgilendirmeler yapılmıştır..

19.03.2010 günü saat 12.00 da Ruh Sağlığı Hastalıkları Hastanesi ziyaret edilerek 4Blilerin durumu ve Hemşirelik yönetmeliği ile ilgili eğitim toplantısı yapılmıştır.
21.03.2010 günü Newroz kutlamasına katılım sağlanmıştır.

31.03.2010 günü Soma ve Kırkağaç ilçe ziyareti yapılmış üye-çalışanlarla görüşülmüştür.

2.04.2010 günü Turgutlu ilçesi ziyaret edilerek çalışanlarla görüşülmüş özellikle yeni yasalar aktarılmıştır.

6.04. 2010 günü Tabip Odası ve SAHHAD la ortak basın açıklaması yapılarak KHB ve Referandum süreciyle ilgili basın açıklaması yapılmıştır.

7.04. 2010 günü Manisa Manolya Meydanında 10.00–19.00 saatleri arasında Kamu Hastane Birlikleri Pilot Yasa Tasarısı ile ilgili “Referandum” sandığı kurulmuştur. Aynı saatlerde genel merkez tarafından basılan el ilanları dağıtılmıştır.

8.04.2010 günü Celal Bayar Üniversitesi Hastanesi, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinde ki sağlık çalışanlarına yönelik“Referandum” sandığı açılmış, oylama ve bilgilendirme yapılmıştır.

8.04. 2010 günü Manisa Tabip Odası ve SAHHAD la birlikte Kamu Hastane Birliklerine dönük Manisa Tabip odasında ortak basın açıklaması yapılmıştır.

9.04.2010 günü 11.00-16.00 arasında Manisa Devlet Hastanesi bahçesinde halka ve çalışanlara dönük “Referandum” sandığı kurulmuştur.

12.04.2010 günü Saat 12.00 de Manisa Denge Gazetesi, ETV, saat 12.30 da Hür Işık Gazetesi, saat 17.00 da Manisa Haber Gazetesi, 17.30 Manisa Gündem Gazetesi olmak üzere yerel basın ziyaretleri yapıldı Kamu Hastane Birlikleri Pilot Yasa Tasarısı hakkında bilgi verildi.

14.04.2010 günü Merkez Efendi Devlet Hastanesi bahçesinde “Referandum” sandığı kurulmuş ve sonrasında saat 12.30 da hastane bahçesinde sandıklar açılarak referandum sonucu basınla paylaşılmıştır.

17–18.04.2010 tarihlerinde Ankara’da yapılan “Çalışma Yaşamı ve Hemşirelik sempozyumu”na şubemizden Semra İNALÖZ ve Mesure KAPLAN katılmışlardır.

19.04. 2010 günü Manisa da 1 Mayıs kutlamasının hazırlıkları başlamış, Şubemiz bu çalışmalarda oldukça aktif bir katılım sağlamıştır. KESK Manisa Şubeler Platformu kararı ile 1 Mayıs tertip komitesine şubemizden Şube Başkanımız ve Şube Sekreterimiz katılmışlardır.

Siyasi Partiler, İşçi Sendikaları, Meslek Odaları ve Kitle Örgütleriyle toplantı yapılarak ,1 Mayıs Mitingine destek çağrısı yapılmıştır.

24.04.2010 günü Cumartesi Pazarında 1 Mayısa çağrı amaçlı bildiri dağıtımı yapılmıştır.

25.04.2010 günü Horozköy Pazarında 1 Mayısa çağrı amaçlı bildiri dağıtımı yapılmıştır.

25.04.2010 günü Karaköy Pazarında 1 Mayısa çağrı amaçlı bildiri dağıtımı yapılmıştır.

26.04.2010 günü Salı Pazarında 1 Mayısa çağrı amaçlı bildiri dağıtımı yapılmıştır. Aynı gün Ebeler Günü dolayısıyla Doğumevi Hastanesi, Merkez 1 ve 2nolu Toplum Sağlığı Merkezleri, Ruh Sağlığı veHastalıkları Hastanesi, İl Sağlık Müdürlüğü ve Aile Sağlığı Merkezleri gezilerek Ebe arkadaşlarımızın Ebeler günü kutlanmıştır. Ebeler gününe özel hazırlanmış kartlar dağıtılmış ve 1 Mayıs mitingine davet edilmiştir. Aynı gün SHÇEK ziyaret edilerek çalışanlar ile görüşülüp mitinge çağrı yapılmıştır.

28.04.2010 günü Manisa Manolya Meydanında stant açılarak 1 Mayısa çağrı amaçlı bildiri dağıtımı yapılmıştır.

28.04.2010 günü saat 19.00 da Manolya Meydanında 1 Mayıs Mitingine çağrı amaçlı yapılan basın açıklamasına katılım sağlanmıştır.

30.04.2010 günü Manisa Organize Sanayi bölgesi küçük sanayi sitesinde 1 Mayısa çağrı amaçlı bildiri dağıtımı yapılmıştır.

30.04.2010 günü Şube Büromuzda 1 Mayısa çağrı amaçlı Basın açıklaması yapılmıştır. Aynı gün Celal Bayar Üniversitesi Hastanesi, Merkez Efendi Devlet Hastanesi ziyaret edilerek çalışanlara bildiri dağıtılmış ve 1 Mayıs mitingine tekrar çağrı yapılmıştır.

01.05 2010 günü Manisa’da altı yıl aradan sonra tekrar 1 Mayısın kutlanmasının coşkusu yaşanmıştır. Bu coşkuda şubemizin payının oldukça fazla olması bizleri ayrıca gururlandırmıştır. 1 Mayıs günü saat 13.00 de Öğretmen Evinden başlayıp Cumhuriyet Meydanında son bulan yürüyüş ve orada yapılan mitinge yaklaşık 2000 emekçi katılmıştır. Yaklaşık 150 kişiden oluşan SES korteji beğeni toplamıştır.

6.05.2010 günü saat 19.00 da Siyasi Partilerin çağrısıyla Manolya Meydanında yapılan Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnanın anması ve basın açıklamasına katılım sağlandı.

6.05.2010 günü Celal Bayar Üniversitesi Hastanesi Asistanların döner sermaye kesintileri ile ilgili eylemine katılım sağlanıp başhekimle görüşme yapıldı.

10.05. 2010 günü İl Sağlık Müdürü ile sorunlarımızla ilgili görüşme yapıldı.

12.05. 2010 günü Hemşirelik haftası dolayısıyla şube başkanı basın açıklaması yaptı.

14.05.2010 günü Akhisar Temsilciliğinin yapmış olduğu hemşireler günü yemeğine şube başkanı katıldı.

18.05.2010 günü Üniversite öğrencilerine yapılan saldırıları protesto etmek için KESK şubeler platformu olarak yapılan basın açıklamasına katılım sağlandı.

18.05.2010 Celal Bayar Üniversitesi Hastanesinde asistanların döner sermayelerinin ödenmemesinden dolayı yarım gün iş bırakma ve her iki hastanede toplanma ve basın açıklaması yapıldı.
Bu konuyla ilgili hukuki girişimler yapıldı.


17.06.2010- 30.09.2010 DÖNEMİNE AİT ŞUBE YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU

17.06.2010 günü Manisa’da yapılan gözaltılar da Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanesinde bir üyemizin ve eşiyle birlikte gözaltına alınması üzerine gerekli girişimler yapılıp hukuki destekler sağlandı.

17.06.2010 günü CBÜ hastanesinde üye ve çalışanlarla işyeri sorunlarına dönük toplantı yapıldı.

18.06.2010 günü gözaltındaki arkadaşlarımızın ifade süreci takip edilmiş. Aynı gün Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinde işyeri sorunlarıyla ilgili basın açıklaması yapıldı.

02.07.2010 günü Sivas katliamını protesto amacıyla Hacı Bektaşi Veli Kültür Vakfının yapmış olduğu etkinliğe katılındı.

22.07.2010 günü Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanesinde personel yetersizliği, döner sermaye adaletsizliği gibi konularla ilgili Türk Sağlık Senle birlikte saat 12,30 da basın açıklaması yapıldı.

27.07.2010 günü üniversite rektörlük seçimlerinde aday olan Mehmet Pakdemirli’nin KESK i ziyaret talebi üzerine KESK şubeler platformu olarak görüşme yapıldı.
01.08.2010 Pazar günü sendikamızın kuruluş yıldönümü ile ilgili olarak basın bildirisi yapıldı.

18.08.2010 günü Toplu Görüşmelerde gelinen süreçle ilgili olarak Manolya Meydanında KESK olarak basın açıklaması yapıldı.

25.08.2010 günü Tam Gün Yasasıyla ilgili şube binasında basın açıklaması yapıldı.

26 -27.08 2010 günleri Manisa da oluşturulan ‘12 Eylül Anayasasına da, AKP Anayasasına da HAYIR’ platformunun bir bileşeni olarak Manolya Meydanına kurulan masada görev alınarak kamuoyuna bildiri dağıtıldı.

27.08.2010 günü Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinde masa kurularak referandum bildirileri dağıtıldı. Bu süreçte işyerlerine bildiri dağıtımı başlandı.

28.08.2010 günü ‘12Eylül Anayasasına da, AKP Anayasasına da HAYIR’ platformu bileşenleriyle Alaybey’ den Laleliye kadar bildiri dağıtımı yapıldı.

30.08.2010 günü toplu görüşme sonuçları ve devlet güdümlü sendikaların tavrına ilişkin basın açıklaması yapıldı.

02–03.09.2010 günlerinde merkezde açılan stant da hayır platformuyla bildiri dağıtıldı.

26.08.2010 günü Demirci ilçemizin ziyareti yapıldı. Örgütlenme faaliyetin de bulunuldu.

03.09.2010 günü CBÜ Hastanesinde yaşanan sorunlarla ilgili Başhekim Yardımcılarıyla görüşüldü ve akabinde işyerinde referandum ve toplu görüşmelerle ilgili bildiriler dağıtıldı. Aynı gün doğumevi, TSM’ ler de ziyaret edilip oralarda da bildiriler dağıtıldı.

05.09.2010 günü İzmir de ki hayır platformunun yapmış olduğu mitinge katılım sağlandı.

17.09.2010 günü CBÜ Hastanesinde, Merkez Efendi Devlet Hastanesinde işyeri gezisi yapıldı. Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinde de üyelerle toplantı gerçekleştirildi.

24.09.2010 günü Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinde sorunlarla ilgili Başhekim ile görüşme yapılıp akabinde üyelerle görüşüldü. Aynı gün CBÜ Hastanesinde hemşirelerin sorunları ile ilgili hemşirelerle görüşüldü.

29.09.2010 tarihinde KESK in almış olduğu karar doğrultusunda tutuklu üyelerimizin serbest bırakılması doğrultusunda dayanışma eylemine katılım sağlandı. Şubemizin önünde toplanarak sloganlar eşliğinde geniş katılım sağlandı. Üyemiz ‘Özcan Sakıncı’ ya Özgürlük’pankartı taşındı. Basın açıklaması yapılarak oturma eylemi gerçekleşti.


ŞTK RAPORU EKİM 2010 - OCAK 2011


1 Ekim 2010 Cuma günü bir kol, Merkez Efendi Devlet Hastanesi, ASM ve TSM’ lerin bir kısmı ziyaret edilip örgütlenme çalışması yapıldı. Bir kolda Devlet Hastanesi ve Doğumevini ziyaret etti.

8 Ekim 2010 Cuma günü MEDH, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi ,AÇSAP ve Çocuk Hastanesi ziyaret edilip, üyelerle görüşüldü.

12 Ekim 2010 da CBÜ çalışanlarının sorunları hakkında basın açıklaması yapıldı.

13 Ekim 2010 günü mesai saatlerindeki uzama, işyeri sorunları ve kreş hakkı için Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinde basın açıklaması yapıldı.

25 ekim 2010 günü MEDH başhekimi kurumda yaşanan sorunlarla(döner sermaye, yemek vs) ilgili olarak ziyaret edildi.

26 ekim 2010 ‘Dünya Sağlık Hakkı’ gününde Emekli -Sen in çağırısıyla sağlık hakkı ile ilgili ortak eylem yapıldı. Emekli Sen, SAHHAD, SES, Eczacılar Odası, Diş Hekimleri Odasının katılımıyla Manisa Devlet Hastanesi önünde basın açıklaması yapıldı.

30 Ekim 2010 günü KESK’li tutuklulara destek amacıyla Manolya Meydanında KESK olarak yapılan eyleme katılım sağlandı.

4 Kasım 2010 günü CBÜ hastanesi yeni yerleşkesi ziyaret edilerek üye çalışanlarla görüşüldü.

5 Kasım 2010 günü Akhisar ilçesine gidildi. Akhisar devlet hastanesinde mesaileri uzatılması, nöbet ücretlerinin yatırılmamasıyla ilgili devlet hastanesi bahçesinde basın açıklaması yapıldı. Sonrasında üyelerle sohbet edildi.

12 Kasım 2010 günü Akhisar, Salihli, Turgutlu Ağız Diş Sağlığı Merkezleri ziyaret edildi. Üye-çalışanlarla sorunları hakkında görüşülüp broşürler dağıtıldı.

23 Kasım 2010 günü Ağız Diş Sağlığı çalışanlarının sorunlarıyla ilgili Şubemizde 12.30’da Şube Örgütleme Sekreteri tarafından basın açıklaması yapıldı.
25 Kasım 2010 da’ Kadına Yönelik Şiddete karşı mücadele’ gününde Doğumevi önünde
Öğlen saat 12.30 yaklaşık 50 kişinin katıldığı basın açıklaması yapıldı.

26 Kasım 2010 günü tutuklu bulunan üyemiz Dr.Özcan Sakıncı’nın İzmir’de yapılan davasına şube yönetim kurulu olarak katılındı. SES Genel Başkan ve KESK MYK üyelerinin de katıldığı davada üyemiz tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

1 Aralık 2010 da TSM’ lerin kapatılması ile ilgili olarak Manisa Tabip Odası ile görüşme yapıldı.

7 Aralık 2010 itibariyle bir hafta boyunca CBÜ hastanesinde imza toplandı. Rektörlük seçimiyle birlikte başhemşireliğin değiştirilmesi sonrası Başhemşire ve sorumlu hemşirelerinin seçimle belirlenmesi hususunda Türk Sağlık Sen işyeri temsilciliği ile birlikte imzalar toparlandı.

17 Aralık 2010 günü yeni seçilen CBÜ Hastanesi Başhekimi ziyaret edildi ve sorunlarla ilgili işyeri temsilciliğince hazırlana rapor sunuldu. Sonrasında işyerinde üyeler ziyaret edildi.

22 Aralık 2010 günü yeni seçilen CBÜ rektörü ziyaret edilerek işyeri temsilciliğince hazırlana rapor sunuldu.

24 Aralık 2010 da Şube Genel Kurulu için ilçelerdeki işyerlerinin işyeri temsilcilik ve delege seçimleri yapıldı.

28 Aralık 2010 da CBÜ nün yeni rektörü Mehmet Pakdemirli’nin üniversite öğrencilerine karşı tehditkâr tutumuna karşı Emekten yana siyasi partiler ve sendikalarla birlikte Manolya Meydanında yapılan basın açıklamasına katılındı.

4 Ocak 2011 günü CBÜ hastanesinde döner sermayelerin düşük oranda ödenmesiyle ilgili Türk Sağlık Sen ile ortak basın açıklaması yapıldı.


























İŞYERLERİNE DÖNÜK RAPORLAR
6. Olağan Genel Kurulun iradesiyle yönetim kurulu görevini devir aldıktan sonra tüm arkadaşlarımızın da desteğiyle 3 yıllık süreyle çalışmalarımızı yürütmeye çalıştık. Bu dönem içerisinde hem merkezi olarak planlanmış eylem etkinlikleri gerçekleştirdik hem de İlimizde şubemize ve işyerlerimizin sorunlarına dönük faaliyetleri yürütmeye çalıştık. Bu faaliyetler tarih sırasına göre raporda da sunulmuştur. Bununla beraber örgütlü olduğumuz işyerlerinde kurumun özgül sorunlar ve çözüm önerileriyle ilgili bir dizi raporlar hazırlanmış, genel merkeze ve kurum idarelerine sunulmuştur. Ağız Diş Sağlığı Merkezi, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi ve Celal Bayar Üniversitesi Hastanesi ile ilgili raporları da sizlerin bilgisine sunmayı uygun bulduk. Raporların hazırlanmasında katkı sunan İşyeri temsilcilerimiz ve üyelerimize teşekkür ederiz.

RUH SAĞLIĞI HASTALIKLARI HASTANESİ İŞYERİ RAPORU VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ



GİRİŞ:



Sendikamız, sağlık emekçilerinin çalışma ortamının iyileştirilmesi, iş tatminlerinin arttırılması ve hasta bakımında bilimsel, insani bir yaklaşımın öne çıkması için örgütlü olduğu işyerlerinde zaman zaman raporlar hazırlamaktadır.



Bu çerçevede, SES Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi İşyeri Temsilciliğimiz ve Yönetim Kurulumuzun ortak çalışması sonucu ortaya çıkarılan rapor aşağıdadır.



Raporda öne çıkan sorunlar ve çözüm önerilerimiz ayrıntılı olarak yer almakla birlikte,



Raporda Özetle:



Çalışanlar arasında ayrımcı uygulamaların dikkat çektiği, sendika üyeliğinin bu ayrımcılıkta öne çıkan yön olduğu, idari tasarruflarda dini referansların öne çıktığı ve buna göre düzenleme yapıldığı (Özellikle Başhemşire ve Başhemşire Yardımcılarında)



Servisler arası çalışma farklarının olduğu ve çalışanlar arasında’ rahat servis, zor servis’ terimlerinin kullanıldığı, İdarenin rahat servis diye tabir edilen yerlerde kendine yakın çalışanları istihdam ederek ödüllendirdiği, diğer çalışanları zor servislere vererek cezalandırmaya çalıştığı ve çalışanlar üzerinde bu yolla baskı kurduğu.



Döner sermaye komisyonlarına seçim yapılırken herhangi bir kriterin göz önüne alınmadığı ve burada da idareye yakın olanlara menfaat sağlandığı.



Yine döner sermaye temsilcilerinin seçimlerinin yasal sürelerde çalışanlara duyurulmadığı, son gün telefonla oy kullanmaları istenen kişilerin, aday olmalarının engellendiği.



Yasal olarak yetersizliği bilinen kişilerin başhemşire yardımcısı olarak atandığı, bu kişilerin iş arkadaşlarına karşı genel adap ilkelerine ve kıdemce kendisinden fazla çalışması olanlara gösterilmesi gereken saygıdan yoksun bir şekilde hakaretane tavırlar sergiledikleri. Söz konusu durumla ilgili sendikamız dâhil birçok yerden yazılı sözlü uyarı geldiği halde idarenin bu tasarrufta ısrar ettiği.



Döner sermaye dağıtım oranlarında çalışanlar arasında büyük farklılıkların ortaya çıktığı idarenin kimi meslek grupları ve bölümlerin bir takım gerekçelerle servis farkından yararlanması yönünde tasarruflarda bulunduğu ancak bunun da hastanenin tümünü kapsayacak şekilde, adaletli bir biçimde yapılmadığı,



Psikologların çalışma ortamlarında fiziki yetersizlikler olduğu. Hastalarla uygun görüşme ve anket yapabilme gibi işlerde dahi yeterli odaya sahip olamadıkları, kişilik testleri gibi hastaların kendilerinin yanıtlaması gereken ve dikkat gerektiren testleri kantin vb. yerlerde yapmak zorunda kaldıkları.



Çalışanların genel olarak önemsenmediklerini hissettikleri. Karar alma süreçlerinde önerileri alınmayan, keyfi tutumların öne çıktığı, özellikle hemşire meslek grubunda Başhemşireliğin davranış tarzından ötürü bu memnuniyetsizliğin oldukça dikkat çekici olduğu.



Servis sorumlularının seçim şeklinin baskıcı, otoriter, dışlayıcı tarzda yapıldığı, atanan kişilerin seçim şekillerinden kaynaklı çalışanlara karşı aynı baskıcı, otoriter, dışlayıcı tutum ile davrandıkları.



Hastane çalışanlarına günlük mesai ile ilgili onur kırıcı bir davranış tarzı geliştirildiği. Çalışanlara 1,2 dakika geç gelme ile ilgili uyarılar yapıldığı, dakikaların toplanarak toplamda dokuz saati bulması durumunda bir günlük döner sermaye kesintisi uygulandığı.



Çalışanlardan mesai takiplerinde hem kart basma hem de imza atmaları istenmekte olduğu, ancak imza atma konusunda hemşirelerin çok sıkı takip edilmekle birlikte diğer meslek gruplarında daha gevşek uygulanması adalet duygusunu zedeleyici etki yarattığı.



ÇÖZÜM ÖNERİLERİMİZ



Çalışanlar arasında ayrımcı uygulamalardan vazgeçilmelidir.



İdari tasarruflarda çalışanların öneri ve isteklerini dikkate alınmalı, çalışanların örgütleri olan sendikaların temsilcilerinin de sürece katılması sağlanmalıdır.



Servisler arası çalışma farkları düzeltilmeli. Çalışanlar arasında adalet duygusunu geliştiren rotasyon vb uygulamalar yine sendikaların ve çalışanların önerileri doğrultusunda uygun bir sitem geliştirilmelidir.



Döner sermaye komisyonlarına seçim yapılırken çalışanların gönüllüğü aranmalı ve çalışanlar arasındaki gereksiz rekabeti ortadan kaldıracak, dayanışma ve ekip hizmeti fikrini öne çıkaracak uygulamalara gidilmelidir.



Başhemşirelik dahil servis sorumlularının seçimle belirlenmesi sağlanmalı, işyerinin demokratikleştirilmesi, çalışanların liyakat ve yeterlilik ilkeleri gözetilerek her konuda olduğu gibi bu konuda da açıklık ve şeffaflık ilkeleri önemsenmelidir.



Döner sermaye dağıtım oranlarında tam bir eşitlik gözetilmeli ve yukarda da önerdiğimiz üzere çalışanlar arasında rekabeti değil dayanışmayı gözeten ekip ruhu oluşturulmalıdır.



Psikologların çalışma ortamlarında fiziki yetersizlikler giderilmeli, her meslek grubunda olması gerektiği gibi psikologlara da çalışma ortamının fiziki yeterliliği dahil gerekli her türlü imkan sağlanmalıdır.



Çalışanlarda katılımcılık özendirilmeli, fikirleri alınmalı ve çalışanların kendi örgütleri olan sendikaların aktif katılımı sağlanmalıdır.



Hastane çalışanlarına günlük mesai ile ilgili zorlayıcı davranış tarzından vazgeçilmeli. Kamusal bir hizmet olan sağlık hizmeti üretiminde bulunan çalışanların çocukları ve ailesel durumları göz önüne alınmalıdır. Mesai aksatma konusunda su istimal derecesinde aksatanlar haricindekilere anlayışlı bir tutum izlenmelidir.



Çalışanların mesai takiplerinde hem kart basma hem de imza atma işleminden vazgeçilmeli mesai takipleri konusunda bu yöntemlerden biri yeterli görülmelidir. Çalışanlar arasında mesleki farklar ortadan kaldırılmalı ve bütün çalışanlara insani bir yaklaşımla daha anlayışlı davranma yolu seçilmelidir. Kaldı ki Avrupa ülkelerinde Ruh Sağlığı hizmeti üreten sağlık emekçileri hizmetin özelliğinden kaynaklı olarak günlük 6 saat mesai yapmaktadırlar. Hemen her durumda Avrupa Birliği uyumundan bahsedildiği bir ortamda çalışanlardan 9 saat mesai beklemek hem günün gerçekleri ile bağdaşmamakta hem de bilimsel olarak hasta sağlığı açısından zararlı olabilmektedir.



Hastanede bayan çalışan sayısının çok olması da kreş ihtiyacını ortaya koymaktadır.Bu nedenle hastane çalışanlarının yararlanabileceği, ücretsiz, nitelikli çocuk bakım evi ihtiyacı bir an önce giderilmelidir.





RUH VE SİNİR HASTALIKLARI HASTANESİ ÇALIŞMA DURUMUNA AİT RAPOR:



Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Manisa da 1926 yılından itibaren kurulan,12 ile (Balıkesir, İzmir, Kütahya, Afyon, Isparta, Burdur, Uşak, Muğla, Antalya, Denizli) ve 13 milyon nüfusa hizmet vermeye çalışan bir hastanedir.

Hastane bünyesinde A, B1, B2, C1, C2, D1, D2, E, F servislerinin yanında Adli servis başta olmak üzere Nöroloji, Diş, AMATEM, Biyokimya ve Toksikoloji laboratuarı ve iyileştirme birimleri bulunmaktadır.

Eylül ayı itibarıyla yatan hasta sayısı 686 dır.

Bu hizmetler yatan hastalar için;

B1 servisinde 40 yataklı ve 6 hemşire 1 sorumlu hemşire 6 sağlık memuru,

B2 servisinde 32 yataklı ve 6 hemşire, 1 sorumlu hemşire, 1 sağlık memuru,

C1 servisinde 69 yataklı ve 14 hemşire,1 sağlık memuru,

C2 servisinde 69 yataklı ve 13 hemşire 1 sağlık memuru,

D1 servisinde 83 yataklı ve 7 hemşire, 1sorumlu hemşire,6 sağlık memuru,

D2 servisinde 85 yataklı ve 7 hemşire,1 sorumlu hemşire,6 sağlık memuru,

E servisinde 29 yataklı ve 6 hemşire,1 sorumlu hemşire,1 sağlık memuru,

F servisinde 47 yataklı ve 6 hemşire,1 sorumlu hemşire,

AMATEM 31 yataklı ve 7 hemşire,1 sorumlu hemşire,1 sağlık memuru,

Nöroloji servisinde 14 yataklı 5 hemşire,1 sorumlu hemşire,

Çocuk servisinde(kız)16 yataklı ve 6 hemşire,1 sorumlu hemşire,

Çocuk servisinde(erkek)15 yataklı ve 4 hemşire,1 sorumlu hemşire,3 sağlık memuru ile hizmet vermektedir.

Ahmetli birimi 166 yataklı 25 hemşire 1 sağlık memuru ile hizmet vermektedir.

Hastanede 15 psikiyatrisi,2 çocuk psikiyatrı 1 aile hekimi 2 nöroloji uzmanı 1 biyokimya uzmanı,1 Farmakoloji uzmanı, 2 diş hekimi çalışmaktadır.

Ayrıca Acil serviste 4 ayakta tedavi ünitesi bulunmaktadır. .

Tablodan da anlaşılacağı gibi servis hizmetlerinin yoğunluğu ile birlikte aile hekimliği, laboratuar hizmetleri ve diş tedavileri de hastane işleyişindeki ekip ile verilmektedir.

Yine Ahmetli’de bulunan birimin de 166 yataklı olarak hizmet vermesi söz konusudur.

Sendikamız, çalışanlar arasında ki uyumu ve çalışma barışını önemsemekle birlikte, hastalara verilen hizmetin kalitesini de gözeterek; herkese eşit, ulaşılabilir ve nitelikli sağlık hizmetini vermeyi amaçlamaktadır. Buda toplumsal anlamda yüklendiğimiz önemli bir misyondur.

Raporun bundan sonraki kısmında konu edilen ve çoğunlukla çalışanların sorunları olarak görülen aksaklıklar giderildiğinde; üretilen sağlık hizmetinin de kalite bakımından iyileşeceği görülecektir.

İş yoğunluğunu gözler önüne seren bu tabloya birde ekip olarak verilmesi gereken servis ve poliklinik hizmetlerinin bütünlüğü bozulduğundan, bu da beraberin de bazı sorunları getirmektedir. Hastanelerimizde bilimin ışığında, modern tıbbın sunduğu tedavi hizmetleri ve iyileştirme çalışmalarının önemini kavrayan bir anlayışla hastaların tedavi edilmesi amaçlanmalıdır.

Bu ortam çalışanlar ve hastaların karar mekanizmalarına katılımlarıyla, beklentilere uygun, çoğulcu ve tercih edilebilir hale dönüştürülmelidir.

Güvenilir ve iş barışını tahsis edici, demokratik ve çağdaş yöntemler uygulanır kılınmalıdır.

Buda ancak değişim ve gelişime açık ve tüm çalışanları içine katan bir yönetim anlayışıyla gerçekleştirilebilir.

Bölge hastanesi görevi yapan hastanede iş yoğunluğu gözle görülür bir haldedir..

Servisler zor servis, kolay servis şeklinde bölünmekte; idarenin çalışanlar üzerinde ayrımcı bir anlayışla görevlendirilmeler yaptığını. Bunun doğal sonucunda da çalışanların motivasyonu bozulmaktadır. .

İş kolunun yıpratıcı ve psikolojik baskılayıcılığının kendiliğinden geliştiği çalışma ortamında; iş yoğunluğunun yanında birde idari baskılar eklendiğinde, örneğin 1,2,3 dakika geç kalmaların hesaplandığı söylendiğinde, çalışanların olumsuz olarak etkilenmesi kaçınılmaz bir durum haline gelmektedir. Oysa Avrupa da psikiyatri hastanelerinde çalışanlar, daha az mesai(örn: günde 6 saat) daha demokratik çalışma ortamı, daha iyi ücret politikaları ile motive edilmekte ve psikiyatri çalışmasında bu şekilde daha çok verim alındığı ifade edilmektedir. Hemen her konuda AB normlarının gündeme alındığı ülkemizde konu çalışanları ekonomik, özlük ve demokratik hakları olduğunda nedense görmezden gelinmektedir.

Ülkemizde fedakârca iş üreten sağlık çalışanları, birde katı bir mesai uygulamasıyla karşılaşmaktadır. Bilgisayar okuyucudan kart geçirme ve imza çizelgesinin birlikte uygulamada olduğu gözlenmektedir. Hem kart basma hem de imza atma işlemi çalışanlarca eleştirilmekte ve zaman kaybından öte bir anlam taşımamaktadır. Mesai takiplerinde ayrımcılık yapıldığı gözlenmiştir. İmza atmayan veya unutan hemşireler sert dille uyarılmakta, imza kısmına kırmızı kalemle işaretler konmakta, çizilmekte ve imza atmaları uyarısı yapılmaktadır. Oysa farklı meslek gruplarında imza konusunun oldukça esnek değerlendirildiği gözlenmektedir. Buda hemşireler arasında moral kaybına sebep olmaktadır. Bizim sendika olarak önerimiz kart basma ya da imza atma uygulamalarından birinin kaldırılmasıdır.

Mesai saatleri eski ve uygulanmayan bir kanun maddesi yüzünden 45 saat olarak değerlendirilmekte ve bu durum çalışanlar üzerinde baskı aracı olarak kullanılmaktadır. Geç kalma dakikaları toplanıp 9 saati geçtiğinde 1 gün olarak değerlendirilip döner sermayeden kesinti ve yıllık izinden kesinti yapılmaktadır. Nöbetler 6 saat üzerinden değerlendirilip ücretlendirilme ona göre yapılmaktadır.

Görevlendirilmeler tecrübe, hakkaniyet ve liyakat göz önüne alınarak yapılmamakta, buda tecrübeli kişilerin birikimlerini servis ve çalıştıkları birimlere aktaramamalarına sebep olmaktadır. Servis sorumlularının bu zihniyetle seçilmemesi sebebiyle başhemşireliğe yakın kişilerce atanması yönetim zafiyeti oluşturmaktadır. Sık sık servis değişikliği yapılmakta, görev yeri değişikliğinin hangi kıstaslara göre yapıldığı çoğu kez anlaşılamamakta; bu yapılırken de hasta memnuniyeti ve kişinin çalıştığı birimdeki uyum ve başarısı gözetilmemektedir.

Bu sorun, servis sorumlularının çalışılan birimlerde ki sağlık çalışanları tarafından; tecrübe, bilgi, beceri ve uyum gibi kıstasları gözeterek, kendi aralarında belirleyip seçmeleriyle en uyumlu ritim yakalanacaktır.

Çalışma barışını bozan, sağlığı piyasalaştırıp, onun bir ürünü olarak sağlık iş kolunu parçalayan uygulamaların başında gelen döner sermaye uygulamalarında ise;

%10’luk %20’lik dilimlerle kişiler farklı uygulamalara tabi tutulmaktadır. Görevlendirilen kişiler herkes tarafından bilinmeyen, hangi kriterlere göre olduğu anlaşılmayan, birden fazla komisyonlarda görevlendirilebilmektedir. Buda idare tarafından bir kayırma ve kişiler arası ayrılıkları körükleyen bir araca dönüşmektedir.

Diş hekimliği hizmetleri zor, uğraştırıcı ve emek isteyen işler bütünlüğü çerçevesinde bakıldığında; aletlerin taşınamazlığı ve hizmetin parçalığının gözetilmediği düşünülmektedir. Yatan servis hastalarına bakılmakta, ayrıca kapalı koğuşlara gidilmekte, dışarıdan da gelen hastalara poliklinik hizmeti verilmektedir. Servis hastalarına tarama, çocuk servisine tarama ve eğitim çalışması yapılmaktadır. Bu hizmetler hastane ortalamasından servis hizmeti olarak değerlendirilmediğinden, çok düşük bir döner sermaye verilmektedir. Buda çalışma barışını ve motivasyonunu olumsuz yönde etkilemektir.

Hastanede diğer meslek gurubu olan psikologlar ve sosyal hizmet uzmanları çalışmaktadır. 5i çocuk olmak üzere 12 psikolog yetişkin polikliniğinde çalışmaktadırlar. Yetişkin poliklinik hizmetinde günde ortalama 15–20 vaka görülmektedir. Bu vakalara zekâ testi organisite testleri, kişilik testleri ve klinik değerlendirme ölçekleri uygulanmaktadır. Uygulanan her türlü testin öncesinde ön görüşme yapılması gerekmektedir(yaklaşık 15dk).

Zeka ve organisite testleri uygulanması sırasına psikologun ve vakanın değerlendirme odasında bulunması gerekmekte, uygulama psikolog tarafından yapılmaktadır. Uygulama, görüşme ve raporlandırma süresi ortalama 1saati bulabilmektedir. Kişilik testleri ise kişinin ortalama 1-1.5 saat süresince yanıtladığı ve psikolog tarafından ortalama 1 saat süresince yorumlanıp raporlandırılan testlerdir. Bunların dışında psikiyatrik değerlendirme ölçekleri de kişinin kendisinin yanıtladığı testler olmakla birlikte ön görüşme değerlendirme ve raporlandırma için en az 30dk. Gerekmektedir.

Sabah saatlerinde heyete gidecek adli vaka, notere gidecek vaka, ruhsat.v.s. sınırlı süre içerisinde uygulama ve değerlendirme gerektirmesi psikologları zorlamakta ve şikayetlere neden olabilmektedir.

Poliklinik binasında yalnızca 1 adet psikolog odası bulunmaktadır. Her gün poliklinik hizmetleri için 2 psikolog görevlendirilmektedir. Bir oda da yalnızca 1 vaka değerlendirilebilmekte dolayısıyla diğer vakaların bazen uzun süre beklemesi gerekmektedir.

Kişilik testleri ve klinik değerlendirme ölçekleri gibi vakaların kendisinin yanıtlaması gereken testler gerekli mekan sağlanamadığından kişiler bu testleri kantin, hastane bahçesi ,poliklinik koridorları gibi sağlıksız, dikkatini toparlamakta güçlük çekeceği, kendini rahatça ifade etmede zorlanacağı ortamda yanıtlamaktadır.

Yine mekânla ilgili sıkıntıdan ötürü öncesinde poliklinik hizmetlerinde sürdürülen bireysel görüşmeler mekân ve zaman kısıtlılığı sebebiyle yaklaşık 1 yıldır yürütülememektedir.

Psikiyatrisiler tarafından birey görüşme için yönlendirilen vakaları geri çevirmek zorunda olan psikologlar zaman zaman olumsuz tepkilere ve şikâyetlere maruz kalmaktadırlar.

Çocuk ergen polikliniğinde iş yükünün ağırlığı sebebiyle(özel eğitim kurumları için gerekli zeka testleri) yetişkin servislerinde görev yapan psikologların servis görevleri minimuma indirilip çocuklar için zeka testi(WISC-R) için görevlendirilmişlerdir. Bu durum servis düzeni ve işleyişini ciddi biçimde aksatmaktadır.

Hastanenin destek birimlerinden olan EKT ve EEG de yoğun hasta kapasitesine rağmen hem ekonomik hem de iş yükünü düzenleyecek olumlu destekleri alınamamaktadır. Ayda ortalama 450–550 EKT hastası alınmakta, Anestezi çalışanları; Ameliyathane, acil servis yoğun bakım üniteleri risklerinden dolayı özellikli birim olarak tanımlanıp döner sermayeden farklı yaralanırken EKT deki tüm risklerine rağmen (EXT, solunum sıkıntısı ritim bozukluğu gibi) bu farktan yararlanamamaktadır. Psikiyatrinin yataklı servisi gibi algılanmadığından bu sıkıntı giderilememektedir.

Avrupa Birliğine girmeye çalıştığımız ve uyum yasalarını çıkarmaya çabaladığımız bu günlerde, Ruh sağlığı Hastaneleri ve çalışanlarının farklı kriterlerle değerlendirildiğini bilmekteyiz. Romanya, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti gibi ülkelerde bu hastanelerde çalışanların moral ve motivasyonu göz önüne alınarak mesai uygulaması 6 saate çekilmiştir. Bu insanı gözeten doğru uygulamaların uygulanabilirliği doğrultusunda yeniden değerlendirilerek çalışmaların katı mesai uygulamalarıyla değil, önünü açıcı çalışmalar yapılması amaçlanmalıdır.

Bu uygulamalarla, sağlık çalışanlarının çalıştığı birimlere katkıları, fikirleri alınmayarak adeta yaptıkları işe yabancılaştırılmakta, makineleştirilmektedirler. Kendi sağlığımızı da gözeterek, toplum sağlığının da korunması; nitelikli kaliteli, insan odaklı, herkese eşit ulaşılabilir, ücretsiz sağlık hizmeti üretmek amaçlanmalıdır.

Hastalar arasında ekonomik farklılıkları gözeten uygulamalar varsa bunların giderilmesi toplumsal sorumluluklarımızdandır.

Yaptığımız alan çalışmalarımızda; farklı iş üreten birimler fark gözetilmeksizin karşılaştırıldığın da ;sağlık çalışanlarının iş ortamına dair sorunları ifade ederken, yaygın bir tükenmişlik sendromu içinde oldukları tespit edilmiştir. Kanımızca bu sistem ve çalışanları dışlayıcı bir yönetim anlayışını getirdikleridir.’

Haklarımız yasalardan önce gelir’ inancıyla hareket eden SES, sağlık çalışanlarının memnuniyetini, katılımını sağlayan ve sağlık çalışanlarının beklenti ve ihtiyaçlarına göre organize olan bir yönetim anlayışını savunmaktadır.Bunu da tüm sağlık çalışanlarının SES’i olduğu bilinciyle , katılımcılığı çoğaltıp, demokratikleşmenin önünü de açarak yapacaktır.

Raporun tüm Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi çalışanlarınca dikkatli bir şekilde okunup değerlendirileceğine olan inancımızla saygılar sunar çalışmalarınızda başarılar dileriz.



SES MANİSA ŞUBE


MANİSA MERKEZ AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI MERKEZİ (ADSM) SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİMİZ

GİRİŞ:

Diş hekimliği, tüm hekimlik ve sağlık hizmetleri gibi oldukça meşakkatli, emek-dikkat isteyen bir ekip hizmetidir.

Diş hekimliği, kişinin vicdani sorumluluğu, hekimlik ilkeleri çerçevesinde belirlediği ilke ve prensipleri temelinde yükselmektedir.

Günümüzde ağız ve diş sağlığı hizmetleri, sağlık-estetik ve temelinde insan faktörü olması sebebiyle, ayrıca bir zorluk taşımaktadır.

İLİMİZDE AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI HİZMETLERİ

İlimizde ağız ve diş sağlığı hizmetleri yoğunluklu olarak ağız diş sağlığı merkezlerinde yürütülmektedir. Oldukça kompleks olan bu işlemler; her bölümün ve yapılan işlemlerin teferruatı sebebiyle sağlam temellere ve alt yapıya oturtulmalıdır.

Türkiye’de birçok ilde Devlet Hastaneleri bünyesinde alt yapısı oluşturularak kurulan ADSM (Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi)’leri, ilimizde alt yapı sorunları çözülmeden, hizmetin gerekleri düşünülmeden, hastanelerden ayrı yapılar olarak planlanmış ve hayata geçirilmiştir.

ADSM ALT YAPI SORUNLARI VE FİZİKİ KOŞULLARIN YETERSİZLİĞİ

İlimizdeki ADSM’ inde yaklaşık iki yılı aşkın bir süredir iki katlı bir apartman dairesinde, eksik ve sıkışık bir ortamda hizmet verilmeye çalışılmaktadır.

Halen ADSM’ inde hasta müdahale odası, çocuk hastalar için ayrı bir bölüm, hemşire dinlenme odası, teknisyen dinlenme odası dahi bulunmamaktadır. Personel için ayrılan tuvalet sayısı bile yetersiz olup çoğunlukla çalışanlar lavabo önünde beklemek durumundadırlar.

Var olan bölümler yeterli olmayıp, hasta mahremiyeti açısından da oldukça kötü koşullar taşıyan, sıkışık alanlar olarak planlanmıştır. Bu durum hizmet üretmek açısından sağlık çalışanlarını, hastaları, hasta yakınlarını rahatsız etmektedir.

Dinlenme odası diye ayrılan bir bölüm olmakla birlikte söz konusu oda yemek yeme ve oturma alanı olarak kullanılan tuvalet önündeki kısmın ayrılan bir bölümüne sıkıştırılmıştır. Personel sayısı göz önüne alındığında oldukça küçük ve yetersiz kalmaktadır.

ADSM’ inde cerrahi polikliniği hizmetleri binanın yetersizliği sebebiyle sonradan kiralanan yan binada verilmektedir. Bu durum çoğu işlemin binalar arasında hastaların ve çalışanların sürekli mekik dokumaları sonucunu doğurmaktadır. Yaşanan kargaşa ve taşımalı sistemin getirdiği olumsuzluklar hem hasta ve hasta yakınlarını hem de çalışanları yormakta, huzursuz etmektedir.

Cerrahi bölümünün kendine has zorlukları, hastanın kooperasyonu ve çocuk hastalar için ayrı bir cerrahi bölüm oluşturulamaması gibi nedenlerin yanı sıra hasta gözlem odasının, müdahale odasının olmaması ve olası bir olumsuzluk anında gerekli yerin bulunmaması hekim ve çalışanlarda ayrı bir stres oluşturmaktadır.

Çeşitli sistematik hastalıkları olan ve cerrahi müdahale gerektiren hastalarda diş çekimi sonrası oluşacak komplikasyonlarda hekim tek başına bırakılma psikolojisi yaşamaktadır.

Fiziki şartların olumsuzluğu; yoğun hasta baskısı, hekime bazen nefes bile aldırtmadan diş çekimi yapmasını gerektirecek bir hal almıştır. Diş hekimi, hemşire, temizlik personeli, veri elemanları; hasta ve hasta yakınlarının da eklenmesiyle ayrılan yetersiz poliklinikte neredeyse çalışılacak alan bırakmamaktadır.

Polikliniklerin dar, havasız ve hasta mahremiyetini gözetmeyen bir halde kurulmuş olması yetmezmiş gibi birde kamera sistemi kurulunca hastalar ve çalışanlar sürekli izlenme psikolojisi ile daha da sıkıntılı bir durumda çalışmak zorunda bırakılmışlardır.
Bu şekilde kaliteli ve sağlıklı hizmet üretmek neredeyse imkânsız hale gelmektedir.

Cihazların ergonomik yerleştirilmemesi, bazı diş ünitlerinin pozisyonunun uygun olmaması, havalandırmanın yetersizliği gibi olumsuzluklar hekimin fiziksel ve ruhsal yönden baskı altında kalmasına sebep olmaktadır. Cihazlar (diş ünitleri ve mikro motor ve aerötör başlıkları) sık sık bozulmakta ve tamir edilmesi uzun zaman almaktadır. Bir adet teknisyen her yere yetişmeye çalışmakta ancak hem konunun uzmanı olmaması hem de yoğun iş yükü nedeniyle cihazların tamiri uzun sürmektedir. Teknisyenin çalışma odası dahi yoktur. Çoğu arızayı anlık çözümlerle gidermeye çalışması nedeniyle arızaların tekrarı kaçınılmaz hale gelmiştir

Diş teknisyenlerinin çalıştığı diş laboratuarı adeta merdiven altı konumda sıkışık, havasız ve basık bir yerleşim yapısına sahiptir. Diş laboratuarında kullanılan malzemelerin koku üretmesi vb gibi nedenlerle bu durum oldukça büyük sıkıntılar yaratmaktadır.

Sonuç olarak binanın yetersizliği hizmet üretiminde ciddi sıkıntılar yaratmakta, idare bu konuda çözümler üretmekten uzak,” taşıma su ile değirmen döndürmek” mantığı ile günü kurtarma davranışı içerisindedir. Oysa bina dışına taşan hasta kuyrukları dahi var olan durumu görmek için yeterlidir.

Personelin özverili çalışmalarıyla (diş hekimi, hemşire, diş teknisyeni, veri elemanları, temizlik personeli) hizmet üretimi sağlansa da bu sorunun çözümü; yeterli alana sahip, alt yapı sorunları halledilmiş bir mekânın temin edilmesi ve düzenlenmesi ile mümkündür. Bunun dışında kalan çözümler geçici ve sorunu çözmekten çok, çıkmaza sokan bir durum yaratacaktır.




PERSONEL ALT YAPISI VE ÖRGÜTLENME YAPISINDA BULUNAN EKSİKLİKLER

Personel alt yapısı anlamında da ADSM örgütlenme yapısı oldukça büyük eksiklikler içermektedir.

Çeşitli sistemik hastalıkları olan cerrahi müdahale gerektiren hastalar diş çekimi sonrası oluşacak herhangi bir komplikasyonda, yardımcı olmak anlamında acil müdahale ekibinin olmaması, kronik hastalıkları olan (Hipertansiyon, diyabet vs) hastalara gerek görüş alışverişi gerekse tedavi sonrası müdahale açısından yardım isteyecek yapılanma söz konusu değildir.

İlk muayenenin önemi, teşhis ve tedavi planlanmasının iyi yapılabilmesi için gerekli sürenin en az 10 ile 15 dakika olması gerekmekte ancak hasta yoğunluğu ve hekimler üzerindeki baskı nedeniyle bu süre bazen birkaç dakikaya düşmektedir.

Yapılan tedavilerde hastanın uyumlanması, (çalışma alanının ağız olması sebebiyle) zor ve uğraştırıcı olabilmekte yine işlemlerin çeşitliliğinden (dolgu, endodonti, anestezi işlemleri) düşünüldüğünde bu süre daha da uzamaktadır. Bir de bu yapılan işlemlerin üzerine hijyen şartlarınıda oluşturmak eklenince hastaya ayrılması gereken zaman daha da artmaktadır. Ancak yukarda belirttiğimiz sebeplerle hastalara bu süreler ayrılamamakta ve bu durum çalışma kalitesini olumsuz etkilemektedir.

Tüm bu gerekçeler idarece hiçbir şekilde dikkate alınmamakta ve ilk muayene (oral diagnoz) yapılan saatler süresince gelen tüm hastalara bakılması istenmekte, hasta kısıtlamasına gidilmemektedir. Bu sayı genelde 200 altına düşmemektedir. Ayrıca uygulanan vardiya sistemi de göz önüne alındığında bu sayı 300 e yaklaşmaktadır. Buda her hastaya en fazla 2–3 dakika düşmesi demektir. Vardiya sisteminde de aletlerin yetersizliği çalışanları zor durumda bırakmaktadır. Bu olumsuzluk el aletlerinin taşınmasıyla giderilmeye çalışılmaktadır. Taşınma işlemi çiddi bir karışıklığa sebep olmakta, iş yükünü artırmaktadır. Bu çalışma temposu içinde hekim başına tedavi sayısı 25–30 dolgu sayısını geçmektedir.

Hem hastayı tedavi etme sorumluluğu, hemde hastalık yayma stresi altında hekim birde süre stresiyle baş başa bırakılmaktadır. Oysa hekimin ilk muayenesinde bilgi beceri ve hekimlik ilkeleri ile hastayı muayene etmesi ve hastaya yeterli süre ayırmak konusunda özgür bırakılması gerekmektedir. Hekimlik işi bilgi ve beceri temelinde vicdani olarak yapılması gereken bir iştir. Bir hekimden fabrikada parça başı üretim yapan bir işçiden beklenen performansın beklenmesi hastaya dolayısıyla da insana yeterince önem verilmediğini gösterir.

Protez kliniğimizde hastalar ayrı fiziksel şartlarla boğuşmakta kliniğe gelmeleri zaten zorlu bir süreç olmaktadır. Bu hastalara 2–3 ay sonraya randevu verilmekte hasta bu süreyi dişsiz geçirmektedir.

ADSM röntgen hizmetleri sunumu 2 röntgen teknisyeni 1 de yardımcı hizmetli tarafından yürütülmektedir. Teknisyenler 5 saatlik çalışma sürelerini aşarak 8 saat çalışmakta vardiya hizmetlerini de yürütmektedirler. Hizmetli personel daha önce dispanserde çalışıp öğrendiği bilgiler ışığında özveriyle bu yoğunluğu eritmeye çalışmaktadır. Buda çeşitli hastalıklara yakalanma riskine karsı personeli savunmasız bırakmaktadır.

Perio ve pedo uzmanlarının yeterli ve verimli bir çalışma yapmak için talep ettikleri cihazlar ve fiziki ortam bir türlü sağlanamamış ve bu çalışmalarda oldukça gerekli olduğu halde atıl bırakılmıştır.

Perio uzmanı birçok cerrahi işlemler yapmak istemesine rağmen uzmanlığının gerektirdiği ve hastalarında ihtiyacı olan tedavilere yönelememektedir. Klinik olarak, diş taşı temizleme işlemleriyle yetinmektedir. Çoğu zaman müdahale edemediği randevu sistemiyle; ihtiyaç duyduğu gerekli el aletleri ihalelerinde fikri alınmadığı için çalışma verimini düşürecek cihazlarla çalışmak zorunda kalmaktadır. Bu uzmanlık birikiminden yeterince yararlanılmadığı için hastaların İzmir’e sevki gündeme gelmektedir.

Tüm bu bina ve alt yapı sorunlarının üzerine birde idarenin baskıcı tutumu eklenince iş içinden çıkılmaz bir tutum almaktadır. İdare çalışanlarla olumlu bir diyalog kurmamakta, çalışanları sürekli olarak tenkit eden, eleştiren ve ceza baskısı ile huzursuz eden bir davranış tarzı tercih etmektedir.

Örneğin bayram öncesi son mesai gününde sabah bir araya gelerek bayramlaşıp birbirlerine ikramda bulunan çalışanlarla bir arada olarak moral motivasyonlarını yükseltmek durumunda olan idare, çalışanlara tedavi bölümüne 5–6 dakika geç kaldılar diye soruşturma açarak 15 diş hekiminden (biri başhekim yardımcısı olmak üzere) savunma istemiştir. Bu soruşturma sendikamızın müdahalesiyle durdurulmuştur.

Yine yaz aylarında Valiliğin mesai saatlerini sıcakların dayanılmaz hal alması nedeniyle yarım güne düşürme kararı bile hiçe sayılarak randevular öne sürülerek çalışanlara tam gün çalışmaları gerektiği telkin edilmiş ve baskı, tehditle bu gerçekleştirilmiştir.

İl sağlık müdürlüğüne internet üzerinden yapılan isimsiz bir şikâyet formu içinde çalışanlara yönelik haksız, hakaret içeren ifadeler içerdiği halde dikkate alınmıştır. Yine aynı şikâyette, mutlaka olması gereken somut ifadeler (yer ve kişi adı veya tarifi gibi unsurların) olmaması göz ardı edilerek tüm çalışanlara yazı çıkarılmak sureti ile “Ekteki şikâyet dilekçesi hakkında görüşlerinizi yazılı olarak iletmeniz.” Talep edilmiş ve çalışanların onuru incitilmiştir.

Oysa idarenin söz konu dilekçeyi dikkate almayıp şikâyet sahibine ulaşabiliyorsa ulaşarak üslubu konusunda uyarması ve eğer gerekiyorsa kişilik hakları ve meslek onurunu zedelediği gerekçesi ile suç duyurusunda bulunması gerekmekteydi. Kaldı ki idarenin hasta ve yakınlarının şikâyetlerini almanın yanında mahiyetinde çalışan personelin kişilik haklarını ve meslek onurunu korumak görevi de oldukça açıktır.

Diş sağlığı hizmetlerinin uzun zamandan bu yana ihmal ediliyor olması ve kamusal olarak bu hizmetin uzun yıllardır verilmemesi nedeniyle vatandaşta bu hizmeti talep etme konusunda büyük bir açlık olduğu açıktır. Bu nedenle de elbette bu hizmeti veren kurumlar yoğun başvuru yaşayacaklardır. Bu konuda idarecilerin önlem alması ve bunu ön görmesi gerekirdi.


SAĞLIK BAKANLIĞI MEVZUATINDAN KAYNAKLANAN SORUNLAR

Sağlık Bakanlığınca diş teknisyenlerinin total ([tüm] ve parsiyel(kısmi diş eksikliği) yapımı parça başına, çeneler ayrı sayılarak 33 parça protez yapımı olarak tespit edilmiştir. İş yükünün fazlalığı, fiziki şartların yetersizliği laboratuar ortamını da etkilemektedir. İşleri gereği kullandıkları kimyasal maddeler{akril}havalandırmanın yetersiz olmasından dolayı çeşitli solunum yolları hastalığına yakalanma riski taşımaktadır. Zamanla yarışırcasına alınan ölçüler sebebiyle ortaya çıkan olumsuzluklar çoğu zaman tekrar protez yapımıyla başa dönmekte buda teknisyen çalışanlarının iş yükünü artırmaktadır. Protez tamiri gibi işlemler 33 parça işler arasına sıkıştırılarak yapılmaktadır. Aylık periyotlarla yetiştirilmeye çalışılan protezler çoğu zaman diş teknisyenlerinin mesai sonrası kalarak laboratuar işlemlerini bitirmeye çalışmasına sebep olmaktadır. Laboratuar, çalışmalar için oldukça yetersiz ihtiyaca cevap vermekten uzaktır. Bu durumda, çalışanların hizmet kalitesini oldukça olumsuz etkilemektedir.

Çalışma ortamına ilişkin söylenebilecek en önemli unsurda çalışanlar arasında ayrım yapılması ve çalışanların farklı istihdam biçimleri ile bölünmesidir. Bu konuda da 4/a, 4/b, taşeron çalışma biçimleri çalışanlar arasında huzursuzluk yaratmakta ve iş barışını bozucu etki yaratmaktadır. Örn: 4/b statüsünde çalışan hekimden iş bitene kadar çalışması istenebiliyor. Bu durum çalışan üzerinde psikolojik baskı yaratmakta ve mutlaka yaptığı işin niteliğine yansımaktadır.

Diş hekimliğinde ve diş teknisyenliğinde beklenen iş miktarının azami olarak belirtilmesi üretilen işin kalitesinin önemsenmediğini ortaya koymaktadır. Oysa temelinde insan faktörü olan bir hizmette öncelikle sağlık, estetik ve kalite beklenmelidir. Fakat uygulamada parça başı iş ve her yapılan işe puan verilmesi durumu hem yapılan işin kalitesini düşürücü etki yaratmakta, bazı çalışanlar sadece parça sayısına dikkat ederek çok iş çıkarmakta ve niteliği boşlamakta ve karşılığında da daha fazla ücret almaktadır. Diğer yandan kaliteye, meslek ilkelerine, etik değerlere önem veren çalışanlar adeta cezalandırılırcasına daha az ücret almak durumunda kalmaktadır. Bu durum nitelik mi önemli yoksa nicelik mi sorusunu akla getirmektedir.


SONUÇ OLARAK:

Sağlık Bakanlığının gönderdiği genelge ve yazılarda da talep ettiği entegre çalışma sistemine geçilmesi istendiği halde yukarda sayılan fiziki imkansızlıklar ve idarenin çalışanlarla adeta çatışma halindeki tutumu nedeniyle geçilememiştir.

Bu sisteme geçileceği söylenmiş ama çalışanlara nasıl olacağı ile ilgili herhangi bir bilgilendirme yapılmamıştır. Çalışanların bilgilendirme toplantısı isteği de reddedilmiştir.

Çalışanların bu konudaki tüm yapıcı çabalarına rağmen idareden bu yönde olumlu bir adım atılmamıştır.

Bu tutumun başta hastalar olmak üzere herkesi mağdur edeceği ve iş barışını bozacağı açıktır.

ÇÖZÜM ÖNERİLERİMİZ:

1. İdare çalışanlarla ilişkilerini olumlu anlamda değiştirmeli, çalışanlarla sürekli diyalog kuran, demokratik karar alma mekanizmalarını oluşturmalıdır. Çalışma günü içerisinde iş verimini arttırıcı etkinlikleri örgütleyerek, tüm çalışanlarının işin her aşamasında görüşlerine başvuran bir mekanizma kurması şarttır.

“Ben her şeyi bilirim” anlayışının; hem çağdışı, hem de verimliği düşürücü, çalışanları moral-motivasyon yönünden olumsuz etkileyen bir yöntem olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır.

İdarenin; çalışanların gerek meslek örgütlerine gerekse sendikal örgütlenmeleri ile diyalog yolunu açık tutması ve bu yolla da çalışanlara ulaşmayı gözetmesi gerekir.

Oysa sendika olarak idare ile iletişim kurmaya çalıştığımızda hep idarenin savunmacı bir tutum sergilediğini ve adeta çalışanları kötüleyerek sorunların sorumlularının “çalışmak istemeyen, tembel çalışanlarmış” gibi göstermeye çalışmakta ısrar ettiklerini gördük.

Birçok bilimsel çalışmanın gösterdiği gibi iyi örgütlenmiş, çalışanlarla ekip anlayışını önemseyen demokratik mekanizmaları kuran, kurumların çalışanlarının daha iyi hizmet ürettiklerini defalarca ortaya koymuştur.

Yine idarenin gerek hekimlere gerek sağlık personeline yaklaşımda deontoloji kurallarına önem veren, kişilerin hem mesleki hem de insani itibarını olumlayan ve yücelten bir anlayış geliştirmesi oldukça önemlidir. İdare ile çalışanları arasındaki işbirliği çoğu sorunun çözümüne katkı sunacaktır.

ADSM’de hizmet üreten hekimler 657, 4B mensup diş hekimleridir. İdarenin kurumumuzda aynı özveriyle çalışan tüm personelini birleştirici ve herkese eşit mesafede duran, sorunları dinleyen, sorunların çözümünde sorumluluğunu alan bir bilinçle çalışma barışını güçlendirmesi beklenmektedir. Ekip ruhunu geliştirdiği düşüncesiyle alınan her kararın tabana yayılmasını sağlamak maksadıyla tüm personelin katılımının sağlandığı düzenli toplantılarla iş yerlerinin daha katılımcı, demokratik yerlere dönüştürülmesi sağlanmalıdır

Bu davranış değişikliği birçok sorunun çözümüne katkı sunacaktır.

2. Fiziki imkansızlıklar ve personel altyapısı eksiklikleri acil olarak çözülmeli ve insan onuruna yakışır bir Ağız ve Diş Sağlığı hizmeti sunumuna geçilmelidir.

3. Son olarak Sağlık Bakanlığının sağlığın ticari bir meta olarak gören zihniyetten vazgeçerek, performansa dayalı döner sermaye uygulamasını sona erdirmesi ve çalışanların insanca yaşayacak ücreti almaları sağlanmalıdır.

Sağlık Bakanlığı, kamusal sağlık hizmeti sunumunu önceleyen, sağlık çalışanlarına insanca yaşayacak ücret, 4/b statüsünde çalışanların ve taşeron çalışanların kadroya alınmasıyla kadrolu istihdam modelini tercih eden bir tutum takınması şarttır.

Yine Sağlık Bakanlığının parça başı üretimi şart koşan genelge ve yazılardan vazgeçmesi, sadece hasta eritmeye, fazla hasta bakmaya “,hasta geri çevrilmemeli, hizmet sunulmalı” gibi aslında özünde hastaya zarar veren, tüm çalışanların fabrikasyon üretimini hedefleyen, niteliksiz çalışma metotlarını terk etmesi önemlidir. Çünkü bu bant sisteminde bizler makineleştirilmeye çalışılmaktayız.

Sonuçta bu tarz çalışmanın çalışanları giderek mutsuzlaştıran ve yaptığı işe yabancılaştıran ve hiç kimseyi memnun etmeyen bir sonuç doğuracağı açıktır.

Yukarda üç madde halinde sunduğumuz çerçevede adım atılması sorunların tamamına yakını çözecektir.

Tüm sorumluluk makamında olanlara sunulur.




CBÜ İŞYERİ ÇALIŞMA GRUBU RAPORU(2009)

Hastanemizde 14 yıldır Sağlık Hizmeti verilmektedir. Yıllardır bir yandan hasta sayısı artmakta bir yandan da sağlık çalışanlarının sayısı azalmaktadır. Tüm bu yaşananların yanında yeni çıkan yasa-yönetmeliklerle, kötü çalışma düzeniyle temel haklarımız kırpılmaya, yok edilmeye çalışılmaktadır.
Hastanemizde toplam 920 çalışanın, 227 kişi 4A, 28 kişi 4B ve 155temizlik/195 veri hazırlama (hemşire, teknisyen, memur)şeklinde sözleşmeli personel, 315 araştırma görevlisi olarak çalışmaktadır. Artan hasta sayımıza rağmen bu kadar az sağlık emekçisiyle oldukça zor koşullar altında sağlık hizmeti üretilmeye çalışılmaktadır.
Özellikle servislerde çalışan arkadaşlarımız artan iş yükünün yanında haftalık çalışma saatlerini aşan fazla mesai(nöbet) ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Her çalışan en az 24 saat olmak üzere 64-80 saate varan nöbetler tutmaktadır. Buna göre;

DÂHİLİYE SERVİSİ: 24-32 saat arasında fazla mesai
ÇOCUK SERVİSİ: 24-48 saat arasında fazla mesai
CERRAHİ SERVİSİ: 32-40 saat arasında fazla mesai
KADIN DOĞUM SERVİSİ: 24-48 saat arasında fazla mesai
GÖĞÜS SERVİSİ: 24-40 saat arasında fazla mesai
FİZİK TEDAVİ REHABİLİTASON SERVİSİ: 24-40 saat arasında fazla mesai
GKDC SERVİSİ: 24 saat fazla mesai
AMELİYATHANE: 48 saat fazla mesai
ANESTEZİ YOĞUN BAKIM: 24-32 saat arasında fazla mesai
KARDİYOLOJİ SERVİSİ: 24 saat fazla mesai
NÖROLOJİ-DERMATOLOJİ: 24 -32 saat arasında fazla mesai
ACİL SERVİSİ: 24-32 saat arasında fazla mesai
HEMATOLOJİ, BİYOKİMYA VE MİKROBİYOLOJİ LABORATUVARLARINDA: 80 saat fazla mesai yapılmaktadır.

Diğer sağlık çalışanlarında ise bu nöbet 80 saate çıkmakta ve nöbet sonrası izin kullanmadan mesai yapılmaktadır. Bu bir sağlık çalışanının kesintisiz 32 saat hizmet verdiğini göstermektedir. Araştırma görevlilerinde bu rakam yer yer çalışma yasasını da aşacak aylık 80 saatin üstüne çıkmaktadır. Üstelik işçilerde mesai dışı ücretlendirmesi, mesai ücretinin 1,5 katı, resmi tatillerde ise 2 katına kadar iken bizlerde fazla mesai ücreti saati mesai ücretimizin çok çok altında ve saati 2,03TL dir. Bu durumda 16 saatlik bir nöbetin karşılığında alınan ücret 2 öğün yemek parasını dahi karşılayamaz durumdadır.
Yukarda bahsedildiği üzere uygulanan yoğun ve uzun mesailer sağlık çalışanlarının sağlığını bozmakta ve verilen hizmetin niteliğini de düşürmektedir.
Pek çok arkadaşımız çalışma koşullarının yarattığı( bel-boyun fıtığı vb.) bir dizi rahatsızlıklarla uğraşmaktadır.
Servis çalışmasındaki yoğunluk hasta bakım kalitesini de tartışmalı hale getirmekte, hasta takiplerinde gecikmeler ve takip sayılarının düşürülmesinden tutun, eksik takip tedaviler, hasta-sağlık çalışanı ilişkilerinde bozulmalara kadar sorunlar yaşanmaktadır.
Yoğun çalışma koşullarına bağlı olarak sağlık çalışanlarının sosyal yaşamında ve aile bütünlüğünde zedelenmeler olmakta ve bu zorlukların iş yerine yansıması da iş barışını engellemektedir.
Bunca zorlu çalışmaya rağmen idare tarafından, sağlık çalışanının motivasyonunu arttırıcı, çalışma hayatını kolaylaştırıcı, herhangi bir maddi-manevi doyum sağlayacak imkânlarda yaratılmamaktadır.




ÇÖZÜM ÖNERİLERİ:

1- Fazla mesai-ve nöbetlerin bitmesi, yoğun çalışmanın ortadan kalkması ve çalışanlar arasında parçalı istihdama son verilmesi için özellikle kadrolu sağlık çalışanı istihdamı yapılması öncelikli talebimizdir.
2- Fazla mesai ücretlerinin insani yaşam koşullarına uygun, sağlık çalışanlarının emeğinin karşılığı olacak şekilde ve yükseltilmesi gerekmektedir.
3- Kreş imkânı yaratılarak sağlık çalışanlarının çocuk bakımı sorun olmaktan çıkartılmalıdır.
4- Özünde döner sermaye sistemine ve her türlü emekliliğe yansımayan ödeme şekillerine karşı olmamıza rağmen uygulamada olduğu süre içerisinde döner sermaye dağıtım konusunun hiçbir kazanç pazarlığına konu edilmeden, adil ve eşit şekilde dağıtılmalıdır.

























CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ HASTANESİ SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ (KASIM 2010)

GİRİŞ: Celal Bayar Üniversitesi Hastanesi 16 yıldır hala daha pek çok sorunuyla hizmet sunmaya devam ediyor.
Yıllardır farklı araç ve yöntemlerle çalışanlar ve onların örgütü olan sendikamız SES (Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası) hizmet sunumuna ilişkin yaşanan sorunları dile getirmiş, öneriler sunmuş ve çözüm talep etmişlerdir.
Tüm bu çabalar rağmen sorunlarımızın çözümü noktasında kayda değer bir gelişme ise yaşanmamış ve hala daha temel sorunlarımız devam etmektedir. Ve bizler bu sorunlar aşılmadığı sürece de hizmet sunumunda aksamalar ve hatalar olabileceğini düşünüyoruz. Elbette bahse konu sorunların yaşanmasında biz sağlık emekçilerinin sorumluluğu olmayacaktır.
Celal Bayar Üniversitesi Hastanesi 441 yatak sayısı, 29 poliklinik, bir acil servisi ve …. Laboratuarı ile hizmet vermektedir. Bu koşullarda aylık ortalama polikliniğe başvuran hasta sayısı:23000dir. Yatan hasta sayısı: 1500, ameliyat sayısı:570, acil servis başvurusu: 2400 civarındadır. Yatak işgali de %64’dir.
Tüm bu hizmetlerin sunumu içinde 300 kadrolu, tam olarak tespit edilemese de 350 sözleşmeli sağlık emekçisi ve 300?? e yakın akademik personelle sürdürülmeye çalışılmaktadır.
Tek başına bu veriler bile temel sorunu ortaya koymaktadır.

Bu tespit üzerinden sorunlarımız;
1- Hizmet sunumunda bulunacak personelin özel eğitim, bilgi ve beceri sahibi olması gerekmekte ve bunu sağlayacak, özellikle hemşire ve sağlık teknisyeni olmak üzere, oldukça fazla sayıda personel eksikliği söz konusudur.
2- Fazla mesai uygulaması(nöbet/icap) sağlık emekçisinin bütünlüklü bir yaşam sürmesi için gerekli olan sosyal hayata katılma, kendini geliştirmeye zaman ayırma ve aile bütünlüğünü korumaya engel olmaktadır. Buda sağlık hizmeti sunumundaki dikkati ve kaliteyi düşürmektedir.
3- Bir hastanenin temel ihtiyacı olan sarf malzemeleri bile hastanemizde bulunmamaktadır. Buda sunumu aksatmaktadır. Alkol, pamuk, enjektör, eldiven, sabun vs gibi en gerekli malzemeler bile yoktur. Bu durum hastane enfeksiyonlarını da arttırmaktadır.
4- Laboratuarlar da hastanenin iki ayrı yerde hizmet vermesinden kaynaklı sıkıntılar yaşanmaktadır. Bir biriyle ilişkili testler farklı yerlerde yapılabildiği için takibi sorun olmakta çalışanla hastalar, gecikmelerden dolayı, karşı karşıya kalmaktadır. Öğrenci çalıştırılması gibi nedenlerle çalışan sirkülasyonu artmakta ve bu durumda hizmeti aksatmaktadır.
5- Kan alma gibi gün içinde yüzlerce hastayla karşılaşılan birimde sağlık emekçileri maalesef ki her gün farklı biçimde şiddet olaylarıyla ve bundan kaynaklı sorunlarla karşılaşılıyor. Eski binada tek bir oda da hem yaşlı, hem çocuk hem özürlü tüm hastalardan kan alınmakta. Ve bu hizmet sadece üç personelle yürütülmeye çalışılmaktadır. Bu bölümde hipotansiyon gibi rahatsızlanmaya karşı hastanın yatırılacağı bir sedye dahi bulunmamaktadır. Yine burada oluşan yoğun kuyruklar sebebiyle sağlık çalışanlarının can güvenliğinin olmaması durumu söz konusudur.
6- Bu kadar sıkıntılarla hizmet sunulurken döner sermayelerde tavandan ödeme yapılmamakta, böylece maddi olarak da sağlık emekçileri mağdur edilmektedir. Çalışanlar arasında ayrım yapılarak özellikle de araştırma görevlilerine düşük oranda döner sermaye ödenmektedir.
7- Çevre illere de hizmet sunmakta olan hastane de özellikle taşınmayla birlikte pek çok birimde olduğu gibi acil servis de de sıkıntılar mevcuttur. Hasta kabulünden sevkine, gerekli bölüm hekiminin acile gelmesine kadar, sorunlar yaşanmaktadır. Acil hizmetleri için rotasyon usulüyle hekim görevlendirmesinin ise yetersiz olduğu görülmektedir. Oysa acil hizmeti özel bilgi ve beceri gerektiren bir alan ve uygun personele ihtiyaç vardır.
8- Hastanemiz sağlık hizmeti sunan bir kurum olmasına rağmen kendi personeline sağlıksız bir yemek sunumu yapmaktadır. Yemekler miktar olarak az olmakla birlikte birde kanserojen etkili plastik-köpük kaplarla ve plastik kaşık çatalla sunulmaktadır.
9- Eğitim araştırma hastanesi olan kurumumuzda sağlık hizmetinin rutin sunumu dışında saat 14.30dan sonra öğretim görevlilerinin özel muayene yapabilecekleri mevzuatla belirlenmiştir. Ancak hastanemizde muayene işleri gün içinde her saate yapılmakta ancak resmi girişi 14.30’dan sonra yapılmaktadır. Bu hastane içinde hizmet sunumunu aksatmakta, diğer sağlık personelini zor duruma düşürmekte, özel hasta gün içinde işlerinin hızlı yapılmasını talep etmesine sebebiyet vermektedir. Buda hizmeti aksatan, hasta ile personeli karşı karşıya getiren bir durum arz etmektedir.
10- Hizmet sunumu esnasında yaşanan sorunlar çalışanların özlük haklarıyla ilgili herhangi bir problem yaşandığında idarecilerle görüşmeyle ilgili, özellikle hemşirelik hizmetleri müdürlüğünde, sorunlar yaşanmaktadır. Hemşire arkadaşlarımız yer değiştirmeden izin almaya kadar sıkıntılarını kolay bir şekilde aktaramamakta, dinlenmemektedirler. İdareye aktardıkları sorunlara ise çözüm bulunmamaktadır.
11- Nöbet ücretleri bir aya varan gecikmelerle ödenmekte buda sıkıntılar yaratmaktadır.
12- Anayasal hakkımız olan ve yıllardır talep ettiğimiz kreş sorunumuz hala çözüme ulaşmamıştır. Anayasal ve 657 sayılı yasayla belirtildiği üzere 50 ve üzeri çalışanın olduğu kurumlarda kreş açılması öngörülmektedir.
13- Maaş takibi, ödenek ve kesintileri kontrol etmek için bordroların çalışanlara ulaştırılması önemlidir. Hastanenin iki ayrı yerde hizmet üretmesi bu takibi zorlaştırmakta, aksaklıklar zamanında düzeltilememektedir.
14- Hizmet üretimi, çalışanlarla ve hastane yönetiminin birlikte ve eş güdümlü olarak, ortaklaşa karar alma mekanizmaları hayata geçirildiği sürece verimli olacaktır. Ancak kumrunuzda çalışanlar idareye sorunu iletip çözüm bulmakta, hatta özellikle hemşirelik hizmetleri müdürlüğüyle diyaloga girmekte bile zorluk çekmektedir. Buda kendini değer hisseden, anlaşılmadığı düşünen bir hemşire kitlesi yaratmaktadır. Bu sebeple hemşirelik hizmetleri müdürlüğünün belirlenmesinde sıkıntılar mevcuttur.

Tüm bu sıkıntıların büyük oranda çözümü yönetimde bulunanlar, çalışanlar ve onların sendikaları arasında gelişecek ortak diyalogla mümkün olacaktır. Çünkü hizmet sunumunda kalite, düzenlilik önemseniyorsa bu sağlık çalışanlarının iş koşullarının düzeltilmesi ve iş barışıyla mümkündür. Bu sebepledir ki sorunlara dair çözüm önerilerimizi iletip konuyla ilgili gerekli adımları beklemekteyiz.

ÖNERİLERİMİZ:
1- Personel yetersizliği giderilmeli, kadrolu, iş güvenceli sağlık çalışanları ile bu açık kapatılmalıdır. Taşeron üzerinden alınan sağlık personeli hem yasal değildir hem de bu arkadaşlarımızın iş güvencesi ve belirli özlük hakları olmaması nedeniyle sorunlar yaşaması söz konusudur. Bu durum diğer sağlık emekçilerini huzursuz etmekte ve iş barışını bozmaktadır. Bu arkadaşların hizmette yetişmiş olmalarına dahi bakılmaksızın, kimi zaman taşeron kararıyla işten çıkarılması söz konusu olmaktadır. Bu sıkıntı arkadaşlarımızın kadroya alınmasıyla giderilebilir.
2- Yeterli sayıda personelin işe alınmasıyla fazla mesailer ortadan kaldırılıp sağlıklı bir sağlık hizmeti sunulabilir. Fazla mesai sonrası izin hakkı kullandırılmalı.
3- Malzeme ihtiyacı ivedilikle karşılanmalı hem sağlık çalışanları hem de hizmet alan vatandaşların ihtiyaçları giderilmelidir.
4- Laboratuarda da malzeme ihtiyacı giderilip öğrenci personel çalıştırma uygulamasından vazgeçilmesi ve kadrolu personelle bu hizmetlerin sunulması sağlanmalıdır.
5- Kan alma birimi genişletilmeli, özellikle çocuklardan kan alma işi için özel bir oda ayrılmalı ve bu iş için özel eğitimli bir personel ayarlanmalıdır. Yine kan alma bölümünde sedye gibi gerekli malzeme ihtiyacı giderilmeli ve güvenlik görevlileriyle çalışanların güvenliği sağlanmalıdır.
6- Fiziksel olarak olumsuz koşullarda çalışan, manevi olarak tatmin edilmeyen sağlık çalışanlarının maddi mağduriyetinin bir nebze olsun giderilmesi için tavandan döner sermaye ödenmesi yapılmalı, döner sermaye ödemeleri ile sağlık çalışanları tehdit edilmemelidir.
7- Acilen acil servis ekibi oluşturulmalı. Hekim, hemşire, hasta bakıcı, ATT vs. gibi sağlık çalışanlarının bu ekipte olması mutlaka sağlanmalı ve acil servisi rotasyon uygulaması derhal kaldırılmalıdır.
8- Yemek dağıtımında temiz masalarda, porselen ve cam kaplarda hijyenik bir ortamda bir hastaneye yakışır bir sunum yapılması ve yemekler lezzetli, doyurucu miktarda olmalıdır. Bu yemeklerden kadrolu taşeron tüm sağlık emekçileri faydalanmalıdır.
9- Özel muayeneler, hizmetin aksatılmaması için, 14.30’dan sonra yapılmalı. Sağlık hizmeti sunumunda çalışanları zorlayacak, taleplerin önünü kesecek önlemler alınmalıdır. Örn: Özel hastanın laboratuar hizmetini hızlandırmak, radyolojide öncelik istenmesi vb.
10- İdari birimlerin (başhekimlik, hemşirelik hizmetleri müdürlüğü) diyaloga açık, sorunları dinleyen ve sağlık hizmeti sunumunun bir ekip hizmeti olduğu bilinciyle tarafları gören bir yerde olması pek çok sorunun çözümünde önemli rol oynayacaktır.
11- Nöbet ücretleri ödemelerinde yaşanan gecikmeler ortadan kaldırılmalı, gerekli önlemler alınmalıdır.
12- Kreş açılması hem çalışanların zaman ve emek kaybını önleyecek hem de çocukların güvenilir sağlıklı ortamlarda denetimli biçimde büyümeleri sağlanacaktır. Kurum içerisinde veya kuruma en yakın yerde kreş açılması önemlidir.
13- Maaş bordrolarının diğer kuruluşlarda olduğu gibi sanal düzlemde e.bordro şeklinde planlanıp çalışanların ulaşımını kolaylaştırılmalıdır.
14- Özellikle hemşirelik hizmetleri müdürünün ve yardımcılarının, kurum içinde görev yapmış uygun kişiler arasından, tecrübe ve liyakat şartları göz önüne alınarak yapılacak seçimle belirlenmesinin daha demokratik bir yöntem olacağı ve sorunların çözümünü kolaylaştıracağı inancındayız.
Tüm bu sorun ve talepler doğrultusunda hem hastane yönetiminin hem de üniversite yönetiminin olumlu adımlar atacağı hususun da beklentilerimiz vardır.

Sendikamız yukarıdaki sorunların ve çözüm önerilerinin ne oranda dikkate alındığı ve çözüm konusunda hangi adımların atıldığı konularının ısrarcı takipçisi olacaktır.

Bizler kaliteli sağlık hizmeti sunumun; hizmeti sunan ve hizmeti alanın ortak memnuniyetiyle mümkün olacağı inancındayız. Bunun için eşit, ulaşılabilir, ücretsiz, sağlık, 8 saatlik işgünü, iş güvenceli, maddi manevi tatminin yaşandığı demokratik bir çalışma ortamı yaratmak hedefimiz için dün olduğu gibi bu günde canla başla çalışacağız.