12 Mayıs 2014 Pazartesi

HEMŞİRELER KÖLELİK DÜZENİNE KARŞI İSYANDA



HEMŞİRELER KÖLELİK DÜZENİNE KARŞI İSYANDA

            Kamu hastane birlikleri  uygulamasıyla hastaneler şantiyeye dönüşmüş,  kar için poliklinik ve hasta odası elde etmek adına hemşirelerin giyinme odaları ellerinden alınmış. Tedavi odaları kullanılamayacak kadar daraltılmıştır.
            Verimlilik ve kar adına birlik içinde personel hareketleri yoğun bir biçimde yaşanmaya başlamıştır. Bundan en çok hemşireler etkilenmiş, hastanelerde servisler arasında ve birlik içindeki  hastaneler arasında görevlendirmelerle  işyeri güvencesi ortadan kaldırılmıştır.
            Performansa göre çalışma ve ücretlendirmenin iflas ettiğini görmekteyiz. Hemşireler güvencesiz ve emekliliğe yansımayan ek ödemeleri  alamaz duruma gelmiştir. Riskli birimlerde çalışan sağlık emekçilerine sabit ek ödeme dışında herhangi bir ödeme yapılmamaktadır.
            Günlük 8 saat mesai 24 saatlik nöbet dönemi sona ermiş 7/24 saat esnek kuralsız çalışma dönemine geçilmiştir. Bu uygulamadan en çok etkilenen meslek gurubu ebe ve hemşireler olmuştur. Hemşirelerin haftalık ortalama çalışma süresi 56 saate çıkarılarak görev tanımından söz etmek artık mümkün değildir. Dolayısıyla, herkes her işi yapar anlayışı egemen hale  getirilmektedir.
            Sağlıktaki ticarileşmeye bağlı olarak servisten ameliyathaneye, acilden polikliniklere, laboratuarlardan görüntüleme merkezlerine kadar her kademede yoğun bir hizmet talebi ile karşı karşıyayız. Bu yoğunluktan ebe ve hemşireler de payına düşeni almakta, ağır bir iş yükü altında giderek tükenmektedirler.
            Bu kadar ağır iş yükü performans baskısı iş yeri ve gelecek güvencesinin ortadan kalktığı bir ortamda sözlü taciz ve fiziksel şiddete bağlı can güvencesi de ortadan kalkmıştır. Bütün bunlar sağlıkta dönüşüm programı ve  onun uygulaması olan KHK düzenlemesi ile sağlığın piyasalaştırılması ve ticarileştirilmesinin sonuçlarıdır.
Toplam Kalite Uygulamaları hemşirelerin yükünü daha da arttırmıştır. Çünkü toplam kalite yönetimi; çalışanları denetler, iş sürelerini arttırır, teknoloji kullanımıyla sömürüyü gizler, cazip kılar, yalnızlaştırır, sendikasızlaştırır, ispiyon mekanizmasını geliştirir, iş yükünü ve stresi arttırır. Hemşireler için angaryayı, iş ve kağıt yükünü arttırır, dayanışmayı azaltır. Tüm bunlar sağlık kurumlarında yaşanmaktadır
            ”Herkese Sağlık, Güvenli Gelecek” diyen sendikamız SES, yıllardır emeğimizle kazandığımız iş güvencemizin önemini savunmaktadır. Bu sebeple Ebeler ve hemşirelerdeki bu parçalı istihdam modelinin hemen terk edilip, Vekil ebe-hemşire, 4/C'li 4924'lü ve 4/B'li sözleşmeli taşeron olarak çalışmak zorunda bırakılan tüm çalışanların kadroya alınmasını savunmaktadır. Çünkü sağlık bir kamu hizmeti olup, nitelikli, ulaşılabilir, ücretsiz ve anadilinde olmalıdır. Sağlıkta hiçbir ticari hesap yapılmamalıdır.
            Sağlıklı toplum, koruyucu sağlık hizmetleriyle başlar. Eşit, Ulaşılabilir, Nitelikli,Ücretsiz ve Anadilinde olursa insan hayatına verilen değerin anlamı olur.
            Sustukça, korktukça, yandaş ve etkisiz sendikalara üye oldukça geleceğimizin kararacağı açıktır. O sebeple iş yerlerimizde sağlığın bir ekip işi olduğu gerçeğiyle; tekrar ekip ruhunu canlandırarak, dayanışma ruhuyla başta iş güvencemiz ve ücret güvencemiz olmak üzere tüm haklarımız için mücadelemizi ısrarla büyütüp genişletmeliyiz.
            Biz Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası olarak;
ü  Başta Sağlıkta dönüşüm programından vazgeçilmesini,
ü  Performans yerine emekliliğe yansıyacak insanca yaşamaya yetecek bir temel ücret için,
ü  24 saat açık kreş ve çocuk bakım evlerinin açılması için,
ü  Sağlığın ağır ve tehlikeli iş kapsamına alınması için,
ü  Fiili Hizmet zammı kapsamına dahil edilmesi için,
ü  Erken emeklilik hakkı verilmesi için,
ü  Şiddetsiz ve güvenceli çalışma koşullarının sağlanması için,
ü  Kadrolu-Güvenceli çalışma biçimi için,
ü  4/b,4/c, taşeron, sözleşmeli çalışan tüm ebe ve hemşirelerin kadroya alınması için,
ü  Haftalık çalışma saatlerinin 35 saat olması için,
ü  Görev tanımlarının belirlenmesi ve yasal güvenceye kavuşturulması için,
ü  ILO hemşirelik antlaşması imzalanarak, gerekleri yerine getirilmeli,
ü  Cinsiyetçi iş bölümüne son verilmesi için,
ü  İşyeri sağlık birimleri açılarak, iş kazaları ve meslek hastalığı tanımlarının yapılmasını talep ediyoruz
            Bizler alın teriyle çalışan, onurumuzla mesleğimizi yapmak isteyen emekçiler olarak; bizden önceki mücadele mirasına sahip çıkarak; iş ve iş yeri güvencemize, sağlık hakkımıza, gelecek güvencemize, meslek onurumuza ve mesleki bağımsızlığımıza sahip çıkmak ve çocuklarımıza onurlu  bir dünya bırakmak için azim, cesaret ve inançla  TAŞERON, SÖZLEŞMELİ, KADROLU, hep birlikte  SES’te mücadeleyi yükselterek devam etmeliyiz.
            Hiç birimiz hepimiz kadar güçlü değiliz…!
            Tüm emekçiler gibi hemşireleri de gelecek güzel günlere olan inancımızla hep birlikte  omuz omuza mücadeleye davet ediyor ve 12-18 Mayıs Hemşireler Haftasını kutluyoruz .                                


                                                                                              12.05.2014
                                                                           

                                                                                Taner DEMİR
                 
                                                                         SES Manisa Şube Başkanı




10 Mayıs 2014 Cumartesi

SAĞLIK ÇALIŞANLARINA YÖNELİK ŞİDDETİ KINADIK.




                         Basına ve kamuoyuna,
                                                                                                  
                                                                                    09/04/2014

Gün geçmiyor ki sağlık çalışanlarına uygulanan şiddete bir yenisi daha eklenmesin. Nitekim dün ilimizde de iki ayrı hastanede meslektaşlarımız şiddet gördüler.
Merkez Efendi Devlet Hastanesi Moris Şinasi Çocuk Bölümü Acil servisinde ve Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesi‘nde meslektaşlarımız hasta yakınlarının şiddetine maruz kaldılar. Dr. Ersin Arslan’ı ölüm yıldönümünde anmamızın üstünden henüz daha bir ay bile geçmemişken yaşananlar üzüntümüzü bir kat daha artırmıştır.
Sağlıkta dönüşüm programıyla hastaları müşteri, sağlığı ticaret ve kar kazanma amacı olarak gören bir sistemde hastalar ve hasta yakınları sistemin işlemeyen her noktasının öfkesini sağlıkçıdan çıkarmaya devam etmektedirler. Ülkeyi yönetenlerin hastalardaki bu algıyı yok etmek yerine artırmaya yönelik söylemleri ise şiddeti daha da artırmaktadır.
Bu konuyla ilgili basın açıklamalarında defalarca söylediğimiz önlemlerin hiçbiri yetkililer ve hükümetçe alınmamıştır, alınmamaktadır. En başta talep ettiğimiz sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti azaltmaya katkısı olacak bir yasal düzenleme hala yapılmamış, torba yasada sözde bununla ilgili bir düzenleme yapılarak yasak savulmuştur. Bu nedenledir ki, sağlık çalışanlarına şiddet uygulayanlar yine ellerini kollarını sallayarak ortada dolaşmakta, ertesi gün sağlıkçıyı tehdit etmeye devam etmektedirler.
Çalıştığımız kurumların güvenlik önlemlerinin yetersizliği ise çözülmesi gereken ayrı bir sorundur. Taşeron çalıştırılan güvenlik görevlileri ile şiddetin sona ermesi mümkün değildir. Hastanelerin güvenlik önlemlerinin şiddete uğradıktan sonra uygulanacak beyaz kodla sınırlı kalmayıp şiddete engel olacak şekilde düzenlenmesi gerekmektedir.
Bugün, dün yaşanan olaylarda arkadaşlarımızın sağlığına bir zarar gelmediği için mutluyuz ancak şiddetin sona ermeyeceğini bilmekten de üzüntü duyuyoruz. Bu nedenle hükümeti sağlıkta şiddeti doğuran sağlıkta dönüşüm programı başta olmak üzere tüm uygulamalara son vermeye, biz sağlık çalışanlarının can güvenliğini ivedilikle korumaya çağırıyoruz.
Artık yeter..



MANİSA TABİP ODASI
SES MANİSA ŞUBESİ
TÜRK SAĞLIK-SEN MANİSA ŞUBESİ