Basına ve kamuoyuna
Mevcut siyasi iradenin 2003 yılında iktidara gelişi ile birlikte,
Dünya Bankası programı olan SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM PROGRAMI'nı uygulamanın yasal
zeminini oluşturmaya başladı. Aradan geçen on yıla yakın sürede sağlıkta
dönüşüm adına önemli ilerlemeler de kaydedildi: Sağlık büyük ölçüde
özelleştirildi, Sosyal Hizmeti tasfiye çalışmaları başlatıldı, Sosyal Güvenlik;
hak olması bir yana, emekliliğe ulaşma hayal haline getirildi, başta Sağlık ve
Sosyal Hizmet alanı olmak üzere, kamu
alanında güvencesiz-taşeron çalıştırma genel kural haline getirildi.
Kurallaşmanın
ve kadrolaşmanın hüküm sürdüğü bu hastanelerde üyelerimize yapılan baskılar her
geçen gün artmakta. Bizi bilen bilir. Bizbu baskı ve mobinglere karşı hiçbir
zaman boyun eğmedik ve eğmeyeceğiz.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası olarak başından beri; Halkın
sağlık hakkını ortadan kaldıran, sağlığı özelleştirerek "Paran Kadar
Sağlık" dönemini başlatan, çalışanların iş güvencesini yok eden, taşeron
çalıştırmayı kural haline getiren bu programa karşı mücadelemiz devam
etmektedir, edecektir.
Sendikamız bu mücadeleyi yürütürken, başta
savaş ve şiddet ortamı ve bundan beslenen milliyetçi hezeyanlara karşı, emek
alanının demokratikleştirilmesi, grev ve toplu sözleşme hakkının kullanılması,
sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılması için de geçmişte olduğu
gibi bugünde mücadele vermektedir.
Siyasal iktidar, Sağlıkta Dönüşüm Programının yürütülmesi
amacıyla, her alanda olduğu gibi, Sağlık ve Sosyal Hizmet alanında da
alabildiğine kadrolaşmış, bu programa karşı mücadele eden Sağlık ve Sosyal
Hizmet Emekçilerini hedefine almıştır. Tüm hükümetlerin her zaman hedefinde
olan Konfederasyonumuz KESK ve ona bağlı sendikalar ile sendikamız SES'e karşı
saldırılar AKP döneminde daha da artmıştır. Başından beri sendikamız üye ve
kadrolarına yönelik baskı, sürgün, soruşturma ve gözaltılar belirgin bir
biçimde artmıştır. İlimizde özellikle
Ruh sağlığı hastanesi başta olmak üzere üye ve yöneticilerimiz işyerlerinde
MOBBİNG'e varan baskılar, geçici görevlendirmeler, görev tanımında yer almayan
görevleri yapmaya zorlamalar, sürgünler, soruşturma ve cezalarla karşı karşıya
kalmaktadır. Ruh sağlığı hastanesinde ki üyelerimize yapılan baskı ve
mobingler, yer değiştirme, hasta haklarına zorla şikayet dilekçelerin yazılması
vb. baskılara her zaman karşı koyduk ve karşı olmaya da devam edeceğiz.
Ülke genelinde Demokrasi mücadelesi içinde
olmaktan kaynaklı olarak da gözaltılar, hatta tutuklamalar yaşanmaktadır. Halen
bir şube başkanımız, bir eski MYK
üyemiz, bir şube yöneticimiz, bir eski şube yöneticimiz ve bir üyemiz uydurma
gerekçelerle tutukludur.
Sağlık ve
Sosyal Hizmet Emekçilerini yıldırmaya, mücadelelerinden alıkoymaya yönelik bu
baskı, sürgün, soruşturma, ceza ve tutuklamalar bizi yıldırmadı, bundan sonra
da yıldıramaz. Hükümetin bu politikaları işyeri yöneticilerinin keyfi tutumları
sürdükçe ve kadrolaşma yaygınlaştıkça mücadelemiz daha da büyük bir ivme ile sürecektir.
Hükümeti ve işyeri yöneticilerimizi, kadrolaşmaya son vermesi, bizi yıldırmak
için uyguladığı baskı, sürgün, soruşturma ve cezalardan vazgeçmesi için
uyarıyor ayrıca hükümete tutuklu üye ve yöneticilerimizin derhal serbest
bırakılması için çağrıda bulunuyoruz. Bilinmelidir ki, mücadelemiz her şeye
rağmen devam edecek, baskılar bizi yıldırmayacaktır”
Son olarak
1-Ruh Sağlığında çalışan arkadaşlarımıza yapılan baskı ve mobingin son
bulmasını
2-Hiçbir üyemizin çalışma yerinin keyfi olarak değiştirilmemesini
3-B3 servisi sorumlu hemşiresinin ve diğer yöneticilerin çalışanlara asla
keyfi bir şekilde baskı kurmamasını
4-Sorumluların belirlenmesinde liyakatın esas alınmasını
5-Hasta haklarına yaptırtılan zoraki şikayet dilekçesinin derhal geri
çekilmesini ve sorumluları hakkında derhal işlem başlatılmasını istiyoruz. Hastanemizde
çalışanlara dönük yapılan tüm baskı ve hukuksuzlukların daima takipçisi olacağız.
BASKILAR BİZİ YILDIRAMAZ.
YAŞASIN ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZ.
YAŞASIN SES
YAŞASIN KESK.
KURULU ADINA
Bedriye ÜNERİ Şube Eş Başkanı