BASINA ve KAMUOYUNA
On bir yıldır iktidarda
bulunan AKP ve gizli ortağı Gülen Cemaati arasındaki ittifak çatırdadı; etrafa
rüşvet,yolsuzluk, aşırma, yiyicilik yayıldı.Ağızlarını her açtıklarında “Allah,
Peygamber, din, iman” sözleri dökülenlerin nasıl da dünya malına tamah
ettikleri, nasıl da lüks ve şaşaa düşkünü oldukları, nasıl da paraya taptıkları
bir bir ortaya dökülüyor.
Her iki tarafın birbiriyle ilgili iddialarını birer itiraf
olarak kabul ediyoruz. Çünkü ikisinin de masum olmadığını, suç ortağı
olduklarını biliyoruz. Yolsuzluk, yoksulluk, zulüm düzeninin sorumlusu
olduklarını biliyoruz. Savcı polise,
polis jandarmaya, HSYK
başsavcıya, hükümet HSYK'ya, Fethullah Gülen Başbakana, Başbakan cemaate...
Uzayıp gidiyor böyle. Hikayenin sonunu biliyoruz: sonra hepsi anlaşıp uşağa!
Yani işçiye, emekçiye, yoksula, ezilene...
Bir yandan da her şeyin ters yüz oluşuna şahit
oluyoruz. Bir haftada gördük, her şeyiniz kağıttanmış. Emir komuta
zincirleriniz, memur amir silsileleriniz, yargınız, savcılarınız, her şeyiniz
sahteymiş. Her biri birbirinden kabadayı polisleriniz rozetlerini, bakanlarınız
koltuklarını bırakınca birden bire değişiverdiler. O sloganımızı hatırlarsınız;
sık bakalım sık bakalım, kaskını çıkar diye başlayan... Anladınız siz onu.
Memleketin doğusu ile batısı arasında ikili
hukuk düzeni var diyenler haklıydı. Ezilenle ezen arasında da ikili hukuk var
diyen bizler, bilmem kaçıncı kez haklı çıktık. Her şey çözülse bile o yaman
mücadele hep ortada duruyor ve bizi çağırıyor:Emekçilerin,ötekilerin,yok
sayılanların yürüttüğü onurlu savaş. Ali İsmail'i ve Ethem’i Sokak ortasında
vuran, arkadaşlarımızı kör eden, destan yazan polisiniz birden çete oluverdi. O
çete dediğiniz polislerin bizi katlettikleri yetmezmiş gibi bizim paramızla
onlara cülus bile dağıttınız. Unutmadık, asla unutmayacağız.
Biz biberi bal eyledik, meydanları dar eyledik;
siz yoksulun hakkını bal eylediniz, mazlumlara dünyayı dar eylediniz. Roboski
halkına yaptıklarınızı, Vanlı depremzedelere yaptıklarınızı unutmadık,
unutmayacağız.
Koca bir halkın inanç yerine cümbüş evi
dediniz, biber gazından zehirlenmekten kurtulmaya çalışan insanların es kaza
ayakkabıyla camiye girmesine kıyameti kopardınız. Unutmadık, unutmayacağız.
Şimdi 11 yıldır AKP'nin gölgesinde, gücünde
yaşayanlar çok onurlu bir davranışmış gibi istifa ediyor. Başbakanınız veya
hükümetiniz kabul edebilir bayım, biz kabul etmiyoruz. Siz de zulüm trenine
bindiniz mi binmediniz mi? Onun hesabını verin. Eski bir atasözüdür bilirsiniz,
“Geçme namert köprüsünden ko aparsın su seni. Yatma tilki dalın gölgesinde ko
yesin aslan seni!” Siz namert köprüsünden geçmek bir yana, o namert köprülerini
inşa ettiniz. Ya da, “Hepiniz oradaydınız be hepiniz!” Şimdi olduğunuz yerde
kalın “Halktan çaldıklarınızı yavaşça yere bırakın!”
Biz, siz tepişirken ezilen çimler değiliz.
Tepişmenize sebep olan sömürü mekanizmasının karşı tarafıyız. Bu tepişmenizde
her ikinizden de, hatta sırasını bekleyenlerden de hesap sormak üzere sokaklara
çıkacağız, uzaktan izlemeyeceğiz. Sizin tepişmenizin mağduru değil,
muhatabıyız. Bu dünyanın işini başka bir dünyaya da bırakmayacağız, size beddua
da etmeyeceğiz, sizden hesap soracağız.
Ve elbet biz de sizi yargılayacağız. Hatta
isterseniz sizi, “Demokrasi ve Özgürlükler Adası” adını verdiğiniz yerde
yargılayalım. İleri demokrasinizle yargılayalım sizi. O kadar çoksunuz ki sizi
yargılamaya Çağlayan Adliyesi'ndeki küçük salonlar yetmez. Hani bizi kapısında
dövdüğünüz ve içeri bile almadığınız küçük salonlar var ya onlar yetmez size.
Adada spor salonu var, anca sığarsınız.Biz kimseyi sebepsiz gözaltına da
almayız, kendi yargımıza da saygılıyız. Ayrıca bizde çifte standart yok,
aranızda ayrım yapmayacağız. Arkanızda bir dış mihrak, iç mihrak ya da faiz
lobisi aramayacağız. Kendi iradenizle yaptıklarınız yeter bize.
“AKP’nin Yeni Rejimi”nde
emek yok, barış yok, demokrasi yok, adalet yok, özgürlük hiç yok!
AKP, bir yandan bütün toplumu kendi gerici muhafazakâr zihniyeti
doğrultusunda yukarıdan aşağıya yeniden şekillendiriyor, bir yandan da
pervasızca uyguladığı neoliberal politikalarla emekçilerin haklarına
saldırıyor.
Emekçiler için en kötü koşullarda aşırı çalıştırma, her türlü
angarya, güvencesizlik demek olan taşeronlaştırma, gerek kamuda gerekse özel
sektörde alabildiğine yaygınlaştı; Türkiye Cumhuriyeti, Taşeron Cumhuriyeti’ne
dönüştü.
Hükümet, Türkiye işçi sınıfının en önemli kazanımlarından olan
kıdem tazminatını yok etmek için pusuya yatmış, fırsat bekliyor.
Hâlâ grev hakkı tanınmayan kamu emekçileri, yandaş “sendika”yla
“toplu sözleşme” adı altında yapılan “toplu satış”la yoksulluk sınırlarının
altında ücretlere mahkûm ediliyor.. Kısacası AKP’nin “Yeni Rejim”inde,
"Yeni Türkiye"sinde biz emeğiyle alın teriyle geçinenler için yeni
bir şey yok.
Gözü kârdan, ranttan, paradan başka bir şey görmeyen, piyasaya tapınan dinci liberal zihniyet
ormanlarımızı, dağlarımızı, nehirlerimizi, kentlerimizi yağmalıyor, yaşam
alanlarımızı yok ediyor.
AKP’nin on bir yıllık iktidarına, neo-liberal ekonomi
politikalarına, muhafazakâr toplum mühendisliği dayatmalarına karşı İstanbul’da
Taksim’de,Kadıköy’de,Ankara’da,Mersin’de,Adana’da,Eskişehir’de her türlü şiddet
ve gaza rağmen halkımız sokağa çıkarak “Artık Yeter!” dedi!
Geçtiğimiz Haziran ayında İstanbul’da ağacına, parkına, yaşam
tarzına sahip çıkan milyonlarca yurttaşımızın katıldığı Gezi Parkı’nda başlayan
direnişin bize kattıklarıyla bugünde ortalığa yayılan bu pis kokuların sardığı
ülkemizin geleceği için insanlarla yine sokaklarda ve isyanlardayız.Bizler bizi
ve geleceğimizi yok edenlere karşı, bu yağma ve talana karşı en demokratik
haklarını kullanıp,direnme hakkını kullanan halkına savaş hukukunu uygulayan
polis şiddeti ve bu emirleri veren AKP iktidarını protesto ediyoruz.Yolsuzluk
ve kirlenmişliği artık gizleyemiyorlar. Her yerden pislik kokuları yükseliyor.
Artık hiçbir şey eskisi gibi olmaz, olmayacak.Aylardır "Bu daha
başlangıç" diyoruz.Önümüzdeki dönem AKP'nin hesap verme dönemi olacak.Gün,
hesap sorma günüdür!Gün, eşit, özgür ve demokratik bir geleceğe dair umudu daha
da büyütme günüdür!Gün, isyanı hep bir ağızdan haykırma günüdür!Gün, mücadeleyi
büyütme günüdür!Eşitlik, özgürlük, demokrasi ve emekten yana yıllardır her
türlü bedelli ödeyerek mücadele etme kararlılığında olan bizler,şimdi dayanışma ruhuyla tek bir kişiyi bile dışarı
bırakmadan bütün yurttaşlarımızı yan yana , omuz omuza vermeye çağırıyor ve bu
dileklerimizle yeni yılınızı kutluyoruz.ARTIK YETER! Bu pisliği halk temizleyecek
diyoruz.
Temiz bir toplum,demokratik ve halktan yana bir bütçe ve iş
güvenceli çalışma ortamı,eğitim sağlık ve sosyal güvenliği önceleyen kamu
hizmeti yaratmak için herkesi mücadeleye ve yarınlarımız için sorumluluk almaya
davet ediyoruz.
SES MANİSA ŞUBE