Gözaltına Alınan Arkadaşlarımız
Derhal Serbest Bırakılsın!
AKP’nin “ileri demokrasisi” her gün yaşanan
gözaltı ve tutuklama furyası ile devam ediyor. Ancak otoriter, faşizan
rejimlerde rastlanabilecek, emek ve demokrasi düşmanlığı üzerine inşa
edilen, bu sözde “ileri demokrasiye” muhalif
her ses, farklı olan her düşünce baskı ve gözaltı uygulamaları ile susturulmak,
sindirilmek isteniyor.
Yarattığı korku imparatorluğunun gölgesinin ulaşmadığı hiçbir alan
bırakmamakta kararlı olan AKP, insanca bir yaşam ve demokratik
bir ülke isteyen herkesi hedef tahtasına koymuştur. Bunun için kah hedef sendikal
barajlarla örgütlenmelerinin önüne yeni engeller çıkarılan işçiler oluyor, kah
“grev yasaklı tek sendika rejimine” karşı insanca bir yaşam mücadelesi veren
kamu emekçileri, eşitlik mücadelesini yükselten kadınlar, gerçeğin peşinde
koşarak kalemini ve onurunu satmayan basın emekçileri; parasız, bilimsel,
demokratik ve anadilinde eğitim isteyen öğrenciler; emek ve demokrasi
mücadelesi yürütenlerin savunma görevini üstlenen avukatlar, doğa katliamlarına
karşı sesini yükselten çevre hakkı savunucuları.Yani AKP’nin karanlığına teslim
olmayacağız diyen herkes bu faşist ablukadan nasibini alıyor. Kısacası siyasi
iktidar ABD emperyalistleri arkasına alarak egemenlerle birlikte dikta düzeni pekiştirmek için dün olduğu gibi
bugünde sesini yükselten herkes gözaltına alınmakta, tutuklanmaktadır.
Her geçen gün görüyoruz ki bu baskı ve
sindirmeden Konfederasyonumuza ve bağlı sendikalarımızın da nasibini fazlasıyla almakta.
KESK olarak bizler haklılığımızdan
ve sadece üyelerimizden aldığımız güçle ne zaman haklarımızı ve insanca
yaşayacak bir düzeni tüm halkımız için isteyip, demokrasi ve özgürlüklerimiz için mücadele etsek,
emekçilerin ve geleceğimizin için umut olsak, en çok umuttan korkanlar
karşımıza çıkıyor.Adresse hep aynı. Korku imparatorluğunun mimarı AKP.
Açıkça halkına yalan söylemekten çekinmeyerek ve suç üretmekten
uslanmayan AKP Üyelerinin hak ve çıkarlarını korumakla, geliştirmekle görevli
her gerçek sendikanın, her gerçek konfederasyonun yapması gereken sendikal
faaliyetlerimizi kurdurttuğu sahte sendikalarla engellemeyeceğini anlayınca, özellikle son bir yıldır ardı ardına
yapılan operasyonlarda sorgulama konusu haline getirilmiştir. Sendikal
örgütlenme faaliyetlerimiz kapsamında gerçekleştirdiğimiz eylem ve
etkinliklerimizin “suç” olarak
gösterilmesi sonucunda haklarında hukuktan yoksun iddia-nameler hazırlanan
toplam 59 yönetici ve üyemiz bugün demir parmaklıklar ardındadır.
Ancak ülkemize” dünyada
hapisteki sendikacıların en fazla olduğu ülke” utancını yaşatanlar bununla da
yetinmek istememektedir. Her türlü baskıya rağmen sesini yükselten, kamu
emekçilerinin vicdanın sesi olmaya devam etme kararlılığından ödün vermeyen, KESK
ve bağlı sendikalarını tamamen saf dışı bırakmak için Türkiye’nin dört bir
yanında üye ve yöneticilerimize yönelen keyfi gözaltı ve tutuklamaları olanca
hızıyla sürdürmektedir.
Son
olarak bugün sabah erken saatlerde, 28 ilde
gerçekleştirilen operasyonlarda, içlerinde konfederasyonumuza bağlı
sendikalarımızın yönetici ve üyelerinin de bulunduğu toplam 167 kişi gözaltına
alınmıştır. Aralarında
KESK Eğitim- Örgütlenme Sekreterimiz Akman Şimşek ve eşi Mehtap Şimşek’in de bulunduğu, çok
sayıda üye ve yöneticimiz daha önce defalarca tanık olduğumuz görüntüler
eşliğinde gözaltına alınmıştır. KESK Genel Merkezi ve bazı sendikalarımızın
şubeleri yine bildik görüntülere şahit olmuş, didik didik aranmıştır.Bir taraftan yarattığı yandaş
medya aracılığıyla da sendikal
faaliyetleri suçmuş gibi algılatıp, KESK i itibarsızlaştırmaya ve
etkisizleştirmeye çalışmaktadır. Böylece AKP ilerde tek adamlığı ve sürecekleri saltanatta dikensiz gül bahçesi
yaratmaya pek heves etmektedirler.
“Soruşturmanın gizliliği” gerekçe gösterilerek
tarafımıza bilgi verilmeyerek hukuksuzlukta da sınır tanımamaktadırlar. KESK olarak bizler biliyoruz ki bu saldırılar tesadüfü değildir. Kamu emekçilerinin
sözleşmeli kölelere dönüştürülmeye çalışıldığı, 657 nin tasfiyesi ve personel
rejim yasası gibi mlyonların hayatını etkileyecek emek düşmanı ciddi saldırıların palandığı bu günlerde tüm
emekçilerin mücadele dinamiği olan KESK’in ekmeğimize göz koyanlara karşı sesimizi
yükselttiğimiz, ülke genelinde başlattığımız
örgütlenme kampanyasının birinci günüde bu operasyonun yapılması bundan önecekiler gibi kesinlikle tesadüf olamaz.
Her zaman olduğu gibi bu sabah gerçekleştirilen operasyon
hakkında da ortalığı spekülasyonları ile bulandırmak isteyenler yine
görev başındalar. Evet herkes görevinin başında.Bizler verdiğimiz sınıf,
emek, demokrasi ve özgürlük mücadelesinin zor olduğunu biliyoruz ve bildiğimiz
içinde KESK’iz ve bu onurlu saflarımızı
çoktan seçtik.Onlarında görevleri eğemenlerin borazanlığını yapmak ve
adaletsizliğin, bu katmerli sömürünün, savaşın,insanın insana kulluğunun devamı
için kendinden önceki iktidarların yaptığını yapıyorlar. Buradan bir kez daha
bir gerçeğin altını kalın çizgilerle çizmeyi borç biliyoruz. Kim ne derse
desin, hangi yalana inanmak isterse istesin, gerçekler gün gibi ortadadır. Ve
gerçekler devrimcidir.eninde sonunda ortaya çıkarlar. Bu operasyonun tek bir
adı vardır. O da örneklerini daha önce defalarca yaşadığımız “Emek ve Demokrasi
Güçlerini Sindirme” operasyonudur.
Bizler
biliyoruz ki; sömürü ve yağmaya karşı emeğin hakkını, savaşa karşı barışı,
emperyalizme karşı bağımsızlığı, ırkçılığa ve şovenizme karşı hakların
kardeşliğini kararlılıkla savunduğumuz, baskı ve sömürü düzeni üzerine kurulu
bu köhne düzene karşı her koşulda direneceğimizi ifade ettiğimiz için bu
tabloyla karşı karşıyayız.
Her zaman söylüyoruz, görmeyen gözlere, duymayan kulaklara,
yazmayan kalemlere inat bir daha ifade ediyoruz. Bizler, bu topraklarda gerçek
bir demokrasi için mücadele etmenin zor, bedelinin de ağır olduğunu biliyoruz. Ancak
"hak verilmez mücadeleyle alınır" şiarını ilke edinen, baskılara
mücadeleyi daha da yükselterek cevap veren, "acıyı bal eyledik" diyen
bir gelenekten gelen KESK asla yılmayacaktır.
Bizleri
baskı altına almaya çalışan, haklı mücadelemizden döndürmeyi amaçlayan her
türlü hukuk dışı ve fiili uygulamaların karşısında geçmişte olduğu gibi, bugün
de sesiz kalmayacağımız bilinmelidir. KESK olarak tüm demokratik muhalefete,
üye ve yöneticilerimize yönelik yıldırma ve sindirme uygulamalarına son
verilmesini, gözaltına alınan arkadaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını
istiyoruz..
Bilinmelidir ki, KESK ve dostları emek ve demokrasi
mücadelesini yükselterek her türlü hukuk dışı uygulamanın karşısında dün olduğu
gibi buğunda mücadeleden geri durmayacaktır.Emek ve demokrasi mücadelesinde
kendi rüzgarı yaratarak, umudu var eden KESK ve emekten yana tüm
yoldaşlarımızla faşist uygulamalarla egemenliğini 12 eylül yasalarına borçlu
olan ve onları aratmayacak uygulamalara imza atan güçlerin korkulu rüyası
olmaya devam ederek onları tarih sahnesinde ait oldukları çöplüğe süpüreceğiz
Buradan bir kez daha haykırıyoruz.Gözaltına alınan,
tutuklanan üyelerimizin haklarını her zeminde koruyup savunmaya devam edeceğiz.
AKP hükümetinin faşizan politikalarına karşı duracak, zulmün
ve zorbalığın efendileri önünde asla boyun eğmeyeceğiz.
BASKILAR
BİZİ YILDIRAMAZ!
YAŞASIN
MÜCADELEMİZ!
YAŞASIN
KESK!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder