ÖZGÜR BASIN
SUSTURULAMAZ!
11 yıldır iktidar olan AKP, muhalif olan tüm
kesimleri baskı altına alıp hizaya getirmeye çalışıyor. Ülkeyi korku imparatorluğuna
dönüştürüyor. Toplumun tüm kesimlerinde olduğu gibi basını da zapturapt altına
almaya çalışıyor. Dürüst gazeteci ve televizyon çalışanları kapının önüne
konuluyor. Ancak bilinmelidir ki halkına zorbalık edenlerle doludur tarihin
çöplüğü…
Halkın haber alma özgürlüğünün
bedelleri, bizim ülkemizde ne yazık ki
hâlâ böylesine ağır. 1909’da Galata Köprüsü üstünde faili meçhul bir cinayete
kurban giden Serbesti gazetesi yazarı Hasan Fehmi’den bu yana, onlarca gazeteci
katledildi bu ülkede.
Basın özgür olursa, halkın yararına işlev
görür. Ancak, basın özgürlüğü yüz yılı aşkın süredir dillendirildiği ve
savunulduğu halde, egemenler tarafından
sınırlanmaya çalışıldı. Sınırlamanın ötesinde ülke yöneticilerinin ve çıkar
çevrelerinin istemlerine göre haber ve yorumlar
topluma ulaştırıldı. Yani gerçekler halktan gizlenmeye çalışıldı.
Gazeteciler Osmanlıdan günümüze zaman zaman baskı
altına alınıp, basının özgür iradesine ipotek konulmaya çalışıldı. Baskıya
aldırış etmeyen gazetecilere ise yaptırımlar uygulanıp cezalandırıldığı gibi, öldürüldü.. Gazete binaları bombalandı, gazeteciler
hain pusularda katledildi.
16 yıl önce bugün, konuşan bir dili; militan,
atak, yiğit bir dili susturdular. 8 Ocak 1996’ydı. Adı Metin Göktepe’ydi. O, “Gerçek” dergisinde başlayıp “Evrensel”
gazetesinde, yalanın kalın kara perdesini yırtmak için koşuşturan acar bir
gazeteciydi.
O; İş cinayetlerine kurban giden sendikasız,
iş güvencesiz işçilerin; özerk demokratik üniversite mücadelesi veren gençlerin;
parasız, bilimsel ve anadilde eğitim isteyen öğrencilerin; ezilen, tecavüz
edilen, cinayetlere kurban giden kadınların; yıllardır süren savaş
kurbanlarının ve mağdurlarının; köyleri zorla boşaltılıp büyük kentlerin
varoşlarına göçe zorlanan kır ve kent yoksullarının; grevli toplusözleşmeli
sendika mücadelesi veren kamu emekçilerinin; ayrımcılığa tabi tutularak
ötekileştirilen halkların ve inanç gruplarının haberlerini yapıyordu. Buradan
Metin GÖKTEPE’ yi özlemle anıyor önünde saygıyla eğiliyoruz
Yine Ocak ayının karanlık yüzüydü Hrant DİNK.
19 Ocak 2007 kaybettiğimiz, ötekileştirilmeye karşı duran, farklı halkların ve
kültürlerin sesi, aydın, ilerici ve mücadeleci
gazeteci Hrant DİNK’i de saygıyla anıyoruz.
Ocak ayının
diğer karanlık anı 24 Ocak 1993, Uğur MUMCU’yu kaybettik. İktidarın
dümenine çomak sokan, bilgiyi halka ulaştırmaya çalışan aydın demokrat gazeteci
Uğur MUMCU’yu da saygıyla anıyoruz.
Bu cinayetlerin neredeyse tümü karanlıkta
bırakıldı. Hiçbiri aydınlatılmadı. Cinayetlerin arkasındaki gerçek ilişkiler
açığa çıkarılmadı. Gerçek failler bulunup yargılanmadı. Tam tersine karanlığın
bekçileri korunup kollandı.
Gazeteciler
toplu olarak tutuklanıyor hâlâ. Yüzlerce yıllık cezalar verilmeye devam
ediliyor. Basın özgürlüğü ayaklar altındadır. Bu bakımdan Türkiye, dünya
ülkeleri içinde karnesi en kötü olan on ülke arasında yer alıyor. İktidar
ressamın resmini, şairin şiirini,
müzisyenin eserini, yazarın romanını hedef tahtasına oturtuyor. Yarın
ressamlar, müzisyenler, şairler ve başka sanatçılar da toplu olarak
tutuklanırlarsa hiç şaşmamak gerek.
Halkın
haber alma özgürlüğünden, gerçeğin ışığından, düşünen kafadan, yorum yapan
akıldan niye bu kadar korkuluyor?
Bütün yalanlar, bütün zulümler “bu bezirgan
saltanatı bitmesin” diyedir. Daha adil, daha eşit, daha özgür, daha barışçı bir
dünya kurulmasın diyedir.
Şimdi daha iyi anlıyoruz Evrensel gazetesi
muhabiri Metin Göktepe niye öldürüldü?
İzzet
Kezer’ler, Uğur Mumcu’lar, Musa Anter’ler, Hırant Dink’ler kalleş pusularda niye
katledildi?
Gazeteler
niye bombalandı, niye kapatıldı? Onlarca gazeteci şimdi niye tutuklu?
Ne yapsalar boş. Dere yukarı doğru akmaz. Baskılar,
tutuklamalar, katliamlar onurlu gazetecileri yolundan döndüremeyecektir.
Biz emek ve demokrasi mücadelesi verenler olarak
görevini onurla yaparken öldürülen basın emekçilerini saygıyla anıyor, sahipleniyoruz.
Tutuklu ya da gözaltında olan gazetecilerin bir an önce serbest bırakılmalarını
istiyoruz. Başka ülkelere demokrasi dersi veren AKP hükümetini kendi
ülkesindeki anti demokratik uygulamalara, yasakçı zihniyete ve her türlü basın
yayın ve örgütleme önündeki engelleri kaldırmaya davet diyoruz .
SES
MANİSA ŞUBESİ YÖNETİM KURULU
Şube
Sekreteri Figen PEHLİVAN DEMİREL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder