14 Mart 2014 Cuma

14 MART EYLEMİNİ BASIN İLE PAYLAŞTIK.



                                                  Değerli Basın Mensupları,
Hepinizi KESK Kamu Emekçi Sendikaları Konfederasyonu adına saygıyla selamlıyorum.
Basın açıklamamıza başlamadan önce, iki gün önce kaybettiğimiz Berkin’imize sahip çıkma mücadelemizi ülkenin dört yanında şiddetle bastırmaya çalışanlar bilmelidirler ki; Şiddetiniz, hiddetiniz haksızlığınızın kanıtıdır. Ve ne yaparsanız yapın çocuklarımıza, geleceğimize sahip çıkmaya devam edeceğiz.
Değerli Basın Emekçileri,
2014-2015 yılları Toplu Sözleşme (TİS) süreci üzerinden sadece 6 ay geçti. Geçen süre zarfında ortaya çıkan sonuç, bugün kamu emekçilerinin büyük çoğunluğunun yoksulluk sınırı altında olduğu gerçeğidir.  
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Birimi KESK-AR tarafından yapılan 4 kişilik bir aile için 2014 yılı Şubat ayına ait açlık ve yoksulluk sınırını hesaplamasına göre;
4 Kişilik ailenin sağlıklı beslenmek için yapması gereken minimum aylık gıda harcaması olan açlık sınırı 1,179 lira, açlık sınırının tüketim harcamasına dağıtılması ile elde edilen yoksulluk sınırı ise 3,727 lira olarak hesaplandı.
Şubat ayı enflasyon rakamlarının açıklanması ile 2013 yılının aynı dönemine ait açlık ve yoksulluk oranı yüzde 10 yükseldi.
Kamu emekçileri, talepleri ve gereksinimlerinin görmezden gelindiği 2014-2015 yılları Toplu Sözleşme (TİS) sürecinde ücretlerine ortalama  %5.2'lik bir zam almıştı. Böylece kamu emekçilerinin ücretleri, Şubat ayında açıklanan 7,89 enflasyon oranı ile karşılaştırıldığında,  yoksulluk sınırındaki artışın yüzde 50 altında kaldı.
Bugünkü şartlarda en düşük memur maaşı ile geçinen 4 kişilik bir aile, yoksulluk sınırının yarı yarıya altında yaşamını sürdürmektedir.
Sağlık ve eğitim hizmetlerinin paralı hale gelmesi, reel ücretleri erimeye terk edilmiş emekçileri nitelikli bir yaşamdan uzaklaştırmaktadır. 
17 Aralık’tan itibaren iktidar bloğu arasında derinleşen çatışmada, bugüne kadar iktidarın egemen sınıflarla birlikte el ele kurduğu düzenin tüm pisliği ortaya dökülürken, 11 yıldır yoksulluğa itilen emekçilerin tüm birikimlerinin bu düzende nasıl çalındığı ve kimlerin cebinden çıktığı da görülüyor.
Yıllardır toplu sözleşme döneminde emeklerinin karşılığını talep eden, insanca bir yaşam için mücadele veren kamu emekçilerine hükümetin “kaynak yok” gerekçesini öne sürerek kulağını tıkamasının da nedeni belli oluyor. Bir anda “yok olan” kaynaklar bugün banka müdürlerinin ayakkabı kutularından, Bakan hatta Başbakan çocuklarının evlerinden çıkıyor.
Örneğin son operasyonda Başbakan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın tüm çabalarına rağmen sıfırlayamadığı iddia edilen “elde kalan” 30 milyon avro, bugün 38 bin kamu emekçisinin maaşına denk gelirken,  75 bin memur emeklisinin 1 ayda aldığı maaşı karşılamaktadır.
Ülkemizde giderek yükselen açlık ve yoksulluk sınırı, bir sorun değil, 11 yıldır sürdürülen rant, sömürü ve yağma üzerine kurulu ekonomi politikalarının bir sonucudur. Ortaya çıkan bu sonuç, ancak nedenleriyle birlikte ortadan kaldırılabilir. Adil bir bölüşüm sistemi ve adil bir ücret politikası ancak, bu sonuçları üreten düzenin sıfırlanmasıyla mümkündür.
Değerli arkadaşlar,
KESK olarak yukarda ifade ettiğimiz hırsızlık, rüşvet ve yolsuzluk çarkına karşı çıkmak için tüm yurtta eşzamanlı olarak 15 Mart 2014 günü “Onlar çalıyor, biz yoksullaşıyoruz. “ ana temalı yürüyüş ve basın açıklamaları gerçekleştireceğiz.
Bu program çerçevesinde bizler, KESK Manisa Şubeler Platformu olarak 15 Mart 2014 Cumartesi günü saat 14.00 da Cumhuriyet Alanında toplanarak yürüyüş gerçekleştireceğiz.
Hırsızlığa, yoksulluğa ve rüşvet çarkına karşı çıkan, yoksulluğa karşı mücadele etmek isteyen tüm yurttaşlarımızı yürüyüşümüze destek vermeye çağırıyoruz.
Saygılarımızla kamuoyuna duyurulur.

KESK Manisa Şubeler Platformu
Dönem Sözcülüğü Adına
Mehmet KAPAR
SES Manisa Şube Mali Sekreteri

Hiç yorum yok: