11 Mart 2014 Salı

8 MART BASIN AÇIKLAMASI


Yoksulluğa, Yolsuzluğa, Savaşa Karşı Emeğimiz, Bedenimiz, Kimliğimiz Bizimdir!

Siyasi iktidarın yolsuzluk haberleriyle birlikte tüm kirli politikalarının gözler önüne serildiği, Gezi direnişi ruhunun yaşama umudunu güçlendirdiği bir dönemde Biz Kadınlar  “8 Mart Kadınların Birlik Dayanışma ve Mücadele Günü” için alanları dolduruyoruz. Kadınların bedenleri, emekleri ve kimlikleri üzerindeki erkek egemen tahakküme sessiz kalmıyor; dünyanın her yerinde özgürlük türkümüzü söylüyoruz.
Kamusal hizmetleri kadınların omuzlarına yükleyerek çözmeye çalışan AKP’nin bütün kirli politikaları biz kadınların emeklerinin daha fazla sömürülmesine neden olmaktadır. En temel ihtiyaç maddelerine yapılan zamlar kadınların ev içlerinde daha fazla çalışmasına, haneyi geçindirmek için harcadıkları emeğin artmasına neden olmuştur.
Kadınlara sürekli geleneksel toplumsal cinsiyet rollerini hatırlatarak “en az üç çocuk, üç de yetmez beş çocuk” baskısı yapan AKP iktidarı sermaye için gerekli ucuz iş gücünü kadınların karşılıksız olarak sağlamasını hedeflemektedir. Kürtaj hakkımızın elimizden alınmasına, nasıl doğuracağımıza, kaç tane doğuracağımıza ya da doğurmayacağımıza kadar atılan bütün adımlar bedenlerimiz üzerindeki denetim arttırılmaktadır. AKP iktidarı ve sermayedarları kadın emeğini esnek, güvencesiz, sendikasız ve düşük ücretli olarak değerlendirmek istemektedir. AKP iktidarının yağma ve talan amacıyla sosyal devlet ilkelerini dahi çiğnediği tüm politikalar biz kadınların emeklerinin değersizleştirmektedir. Bununla birlikte homofobiyi ve nefret suçlarını arttırmaktadır.
Öldüren Sevgi İstemiyoruz.
4+4+4 modeli ile okul öncesi eğitimi ortadan kaldıran iktidar; kadınların ev içlerindeki çocuk bakım emeğini arttırmıştır. Cinsiyetçi eğitim sistemi içerisinde kız çocukları eğitim yaşamından uzaklaştırılmış, çocuk evliliklerini özendiren yönetmelikler hazırlanmış; okullar muhafazakârlaşma ve erkek egemen kültürün inşası için yeniden şekillendirilmeye çalışılmıştır. Öğrenci yurtları, kantinler, yemekhaneler hatta okullar ayrılarak kız ve erkek çocuklarının sosyalleşebilecekleri tüm alanlar yok edilmek istenmektedir. Siyasi iktidarın eğitim alanındaki tüm saldırıları cinsiyet eşitsizliğini derinleştirmektedir.
Emperyalist yağma savaşlarının dünya emekçi hakları üzerinde nasıl bir yıkım yarattığını görüyoruz. Bu süreçte ülke içinde ve dışında kalıcı barışın inşası için iktidar bir an önce çalışmalarına başlamalıdır. Savaştan en büyük zararı gören kadınların eşitlik ve demokrasi talepleri dikkate alınmalıdır. Geçmişte yapılan tüm faili-meçhul cinayetler, zorunlu göç ve ayrımcılık politikaları ile yüzleşilmeli, Gezi şehitlerinin katilleri cezalandırılmalı bunun için hakikat komisyonları kurulmalıdır. Bugün yanı başımızda gerici savaşların en yıkıcı etkisini ise çocukların ve kadınların yaşadığı açıktır. Suriyeli kadınların Türkiye’de evlenmek zorunda bırakıldıkları, satın alındıkları yani insan ticareti mağduru oldukları aşikardır.
Erkek adalet değil gerçek adalet
AKP politikalarının sonucu olarak bir yıl içerisinde bu ülkenin farklı yerlerinde 214 kadın öldürüldü, 167 kadın tecavüze uğradı, 241 kadına şiddet uygulandı, bir o kadar çocuk istismara uğradı. Sinop’ta intihar eden işsiz öğretmen Gamze Filizi, eşlerinden ayrılmak istedikleri için öldürülen Manisa’dan Fethiye’yi, Mukaddesi, Zonguldak’tan Gülay’ı, Fatma’yı, Mersin’den Hatice’yi, İstanbul’dan Şengül’ü,12 yaşında gelin,13 ünde anne,14 ünde hayatını kaybeden Siirtli Kaderi, kadına yönelik vahşetin kurbanı olan 8 aylık hamile H.G yi ve daha dün 19 yaşında 6 kurşunla halk otobüsünde öldürülen Özge’yi unutmayacağız.
Kapitalizmin azgın sömürüsü, eşitsizliği, baskısı ve şiddeti birçok işçi kadını bir araya getirdi. 8 Mart 1857’de New York’lu 129 dokuma işçinin can verdiği bir direniş ile dünyaya mal oldu. New York’lu dokuma işçilerinin izinden yürüyen Manisalı emekçi kadınlarımızı selamlıyoruz. Standart Profil’de sendikal mücadele veren kadın İşçilerimizin gündür süren direnişlerini destekliyoruz.
Evde İşte Sokakta Tacize son
Biz kadınlar iktidarın rant yolsuzluk ve yağma düzenini kabul etmiyoruz.
Biz kadınlar güvenceli, tam zamanlı, sendikalı ve insan onuruna yakışır bir ücretle çalışmak istiyoruz. Kapatılan kamu kreşlerinin yeniden açılmasını, en az 50 çalışanın olduğu her işyerinde kreşin olmasını, 8 Mart’ın resmi tatil günü olmasını talep ediyoruz.
Biz kadınlar laik, parasız, bilimsel, nitelikli, cinsiyet eşitlikçi ve anadilinde eğitim mücadelemizi sürdürüyoruz.
Biz kadınlar Gezi şehitlerini unutmuyoruz. Katillerin cezalandırılmalarını, toplumsal barış için savaş çığırtkanlığından vazgeçilmesini istiyoruz.
Biz kadınlar AKP’nin kadın düşmanı politikalarını sıfırlıyoruz. Bedenimiz kimliğimiz bizimdir. Kürtaj haktır karar kadınların diyoruz.
Biz kadınlar tecavüz sonucu gebe kalan kadınlara “doğur devlet bakar” diyen zihniyeti kınıyoruz. Ve devlet koruması altındaki çocukların bile tacizden tecavüzden korunamadığını biliyoruz.
Biz kadınlar katillerimize caydırıcı ve ağır cezalar verilmesini istiyoruz. Katillerimizin cezai indirimlerden faydalanmasını reddediyoruz.
Biz kadınlar ekonomik bağımlılığı olan bir kadının özgür olamayacağını biliyoruz. Kadınlara dönük ekonomik sosyal ve hukuksal düzenlemelerin derhal yapılmasını, bir kadın bütçesinin oluşturulmasını istiyoruz.
Bizi görmezden gelenlere, taleplerimize kulaklarını tıkayanlara karşı kadınlar olarak “Emeğimiz, Bedenimiz, Kimliğimiz Bizimdir Yolsuzluğa, Yoksulluğa ve Savaşa karşı Alanlardayız” diye haykırıyoruz.
Tüm dünyada emeği değersizleştirilen, bedeni ve kimliği üzerinden politika üretilen kadınlar olarak kadın dayanışmasıyla bütün bir dünyayı değiştireceğimize inanıyoruz. 
Vardık Varız Varolacağız!
Yaşasın 8 Mart!
Yaşasın Kadın Dayanışması!



                                                                    Manisa Kadın Dayanışması Adına
                                                                     Bedriye ÜNERİ  SES
                                                                     Manisa Şubesi Kadın Sekreteri



Hiç yorum yok: