Yoksulluğa, Yolsuzluğa, Savaşa Karşı
Emeğimiz, Bedenimiz, Kimliğimiz Bizimdir!
Siyasi
iktidarın yolsuzluk haberleriyle birlikte tüm kirli politikalarının gözler
önüne serildiği, Gezi direnişi ruhunun yaşama umudunu güçlendirdiği bir dönemde
Biz Kadınlar “8 Mart Kadınların Birlik
Dayanışma ve Mücadele Günü” için alanları dolduruyoruz. Kadınların bedenleri,
emekleri ve kimlikleri üzerindeki erkek egemen tahakküme sessiz kalmıyor;
dünyanın her yerinde özgürlük türkümüzü söylüyoruz.
Kamusal
hizmetleri kadınların omuzlarına yükleyerek çözmeye çalışan AKP’nin bütün kirli
politikaları biz kadınların emeklerinin daha fazla sömürülmesine neden
olmaktadır. En temel ihtiyaç maddelerine yapılan zamlar kadınların ev içlerinde
daha fazla çalışmasına, haneyi geçindirmek için harcadıkları emeğin artmasına
neden olmuştur.
Kadınlara
sürekli geleneksel toplumsal cinsiyet rollerini hatırlatarak “en az üç çocuk,
üç de yetmez beş çocuk” baskısı yapan AKP iktidarı sermaye için gerekli ucuz iş
gücünü kadınların karşılıksız olarak sağlamasını hedeflemektedir. Kürtaj
hakkımızın elimizden alınmasına, nasıl doğuracağımıza, kaç tane doğuracağımıza
ya da doğurmayacağımıza kadar atılan bütün adımlar bedenlerimiz üzerindeki
denetim arttırılmaktadır. AKP iktidarı ve sermayedarları kadın emeğini esnek,
güvencesiz, sendikasız ve düşük ücretli olarak değerlendirmek istemektedir. AKP
iktidarının yağma ve talan amacıyla sosyal devlet ilkelerini dahi çiğnediği tüm
politikalar biz kadınların emeklerinin değersizleştirmektedir.
Bununla birlikte homofobiyi ve nefret suçlarını arttırmaktadır.
Öldüren Sevgi İstemiyoruz.
4+4+4 modeli
ile okul öncesi eğitimi ortadan kaldıran iktidar; kadınların ev içlerindeki
çocuk bakım emeğini arttırmıştır. Cinsiyetçi eğitim sistemi içerisinde kız
çocukları eğitim yaşamından uzaklaştırılmış, çocuk evliliklerini özendiren
yönetmelikler hazırlanmış; okullar muhafazakârlaşma ve erkek egemen kültürün
inşası için yeniden şekillendirilmeye çalışılmıştır. Öğrenci yurtları,
kantinler, yemekhaneler hatta okullar ayrılarak kız ve erkek çocuklarının
sosyalleşebilecekleri tüm alanlar yok edilmek istenmektedir. Siyasi iktidarın
eğitim alanındaki tüm saldırıları cinsiyet eşitsizliğini derinleştirmektedir.
Emperyalist
yağma savaşlarının dünya emekçi hakları üzerinde nasıl bir yıkım yarattığını
görüyoruz. Bu süreçte ülke içinde ve dışında kalıcı barışın inşası için iktidar
bir an önce çalışmalarına başlamalıdır. Savaştan en büyük zararı gören
kadınların eşitlik ve demokrasi talepleri dikkate alınmalıdır. Geçmişte yapılan
tüm faili-meçhul cinayetler, zorunlu göç ve ayrımcılık politikaları ile
yüzleşilmeli, Gezi şehitlerinin katilleri cezalandırılmalı bunun için hakikat
komisyonları kurulmalıdır. Bugün yanı başımızda gerici savaşların en yıkıcı
etkisini ise çocukların ve kadınların yaşadığı açıktır. Suriyeli kadınların
Türkiye’de evlenmek zorunda bırakıldıkları, satın alındıkları yani insan
ticareti mağduru oldukları aşikardır.
Erkek adalet değil gerçek adalet
AKP
politikalarının sonucu olarak bir yıl içerisinde bu ülkenin farklı yerlerinde
214 kadın öldürüldü, 167 kadın tecavüze uğradı, 241 kadına şiddet uygulandı, bir
o kadar çocuk istismara uğradı. Sinop’ta intihar eden işsiz öğretmen Gamze
Filizi, eşlerinden ayrılmak istedikleri için öldürülen Manisa’dan Fethiye’yi,
Mukaddesi, Zonguldak’tan Gülay’ı, Fatma’yı, Mersin’den Hatice’yi, İstanbul’dan
Şengül’ü,12 yaşında gelin,13 ünde anne,14 ünde hayatını kaybeden Siirtli
Kaderi, kadına yönelik vahşetin kurbanı olan 8 aylık hamile H.G yi ve daha dün
19 yaşında 6 kurşunla halk otobüsünde öldürülen Özge’yi unutmayacağız.
Kapitalizmin
azgın sömürüsü, eşitsizliği, baskısı ve şiddeti birçok işçi kadını bir araya
getirdi. 8 Mart 1857’de
New York’lu 129 dokuma işçinin can verdiği bir direniş ile dünyaya mal oldu.
New York’lu dokuma işçilerinin izinden yürüyen Manisalı emekçi kadınlarımızı
selamlıyoruz. Standart Profil’de sendikal mücadele veren kadın İşçilerimizin
gündür süren direnişlerini destekliyoruz.
Evde İşte Sokakta Tacize son
Biz kadınlar
iktidarın rant yolsuzluk ve yağma düzenini kabul etmiyoruz.
Biz kadınlar
güvenceli, tam zamanlı, sendikalı ve insan onuruna yakışır bir ücretle çalışmak
istiyoruz. Kapatılan kamu kreşlerinin yeniden açılmasını, en az 50 çalışanın
olduğu her işyerinde kreşin olmasını, 8 Mart’ın resmi tatil günü olmasını talep
ediyoruz.
Biz kadınlar
laik, parasız, bilimsel, nitelikli, cinsiyet eşitlikçi ve anadilinde eğitim
mücadelemizi sürdürüyoruz.
Biz kadınlar
Gezi şehitlerini unutmuyoruz. Katillerin cezalandırılmalarını, toplumsal barış
için savaş çığırtkanlığından vazgeçilmesini istiyoruz.
Biz kadınlar
AKP’nin kadın düşmanı politikalarını sıfırlıyoruz. Bedenimiz kimliğimiz
bizimdir. Kürtaj haktır karar kadınların diyoruz.
Biz kadınlar
tecavüz sonucu gebe kalan kadınlara “doğur devlet bakar” diyen zihniyeti
kınıyoruz. Ve devlet koruması altındaki çocukların bile tacizden tecavüzden
korunamadığını biliyoruz.
Biz kadınlar
katillerimize caydırıcı ve ağır cezalar verilmesini istiyoruz. Katillerimizin
cezai indirimlerden faydalanmasını reddediyoruz.
Biz kadınlar
ekonomik bağımlılığı olan bir kadının özgür olamayacağını biliyoruz. Kadınlara
dönük ekonomik sosyal ve hukuksal düzenlemelerin derhal yapılmasını, bir kadın
bütçesinin oluşturulmasını istiyoruz.
Bizi
görmezden gelenlere, taleplerimize kulaklarını tıkayanlara karşı kadınlar
olarak “Emeğimiz, Bedenimiz, Kimliğimiz Bizimdir Yolsuzluğa, Yoksulluğa ve Savaşa
karşı Alanlardayız” diye haykırıyoruz.
Tüm dünyada
emeği değersizleştirilen, bedeni ve kimliği üzerinden politika üretilen
kadınlar olarak kadın dayanışmasıyla bütün bir dünyayı değiştireceğimize
inanıyoruz.
Vardık Varız
Varolacağız!
Yaşasın 8
Mart!
Yaşasın Kadın
Dayanışması!
Manisa
Kadın Dayanışması Adına
Bedriye ÜNERİ
SES
Manisa
Şubesi Kadın Sekreteri
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder