BASINA VE KAMUOYUNA!
CEO’LARIMIZA
“HOŞGELDİN” DEMİYORUZ
İŞİMİZE,
İŞ GÜVENCEMİZE, HASTANELERİMİZE SAHİP ÇIKIYORUZ
BÜTÜN
HALKIMIZI DEVLET HASTANELERİNİN TİCARETHANEYE DÖNÜŞTÜRÜLMESİNE KARŞI MÜCADELEYE
ÇAĞIRIYORUZ
02 Kasım 2011 günkü Resmi Gazetede yayınlanarak
yürürlüğe giren “Sağlık Bakanlığı
Teşkilat Yapısını Düzenleyen 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK)” ile
Sağlık Bakanlığı icracı olmaktan çıkarılıp, düzenleyici ve denetleyici bakanlık
haline getirilirken; Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın yasal alt yapısı da
tamamlanmıştır. Şimdi sıra uygulamanın mevzuatının yapılmasına, istihdam
edilecek kadroların atanmasına ve uygulamanın başlatılmasına gelmiştir ve hızla
da gereken yerine getirilmektedir.
Hükümet,
Sağlık Bakanlığı’nın yapısını tamamen değiştiren, devlet hastanelerini
ticarethane haline getiren, ticarileştiren Kamu
Hastane Birlikleri düzenlemesini de içeren bu KHK’yı, TBMM açık olmasına, KHK çıkarma yetkisinin nerede, nasıl ve
ne zaman kullanılabileceği Anayasa’da açıkça belirtilmiş olmasına rağmen,
yasama organını devre dışı bırakarak, bir gece yarısı operasyonu ile ve
yangından mal kaçırırcasına çıkarmıştır.
Şimdi de, 663 Sayılı KHK ile ilgili Anayasa
Mahkemesi’nde iptal davası açılmış ve sürmekte iken, Hastane Birlikleri’nin
illerdeki CEO’su anlamına gelen “Genel Sekreter” ve 10.300 sözleşmeli
yönetici kadroların atamalarını yapıp uygulamayı başlatarak yargıyı devre dışı
bırakmaya çalışmaktadır.
Yakın zamanda
Danıştay, Başbakan’ın sıkça övündüğü “Sağlık
Kampüsleri” anlamına gelen Kamu Özel
Ortaklığı ihalelerinden üçünün (Ankara
Etlik ve Bilkent, Elazığ)
yürütmesini, “kamu yararına
olmadığı” gerekçesiyle iptal etmiştir. Ancak demokrasi’nin “ileri”sini ağzından düşürmeyen Hükümet,
bu yargı kararına rağmen Etlik Kampüsü
için Etlik İhtisas Eğitim Araştırma
Hastanesi’ni boşaltmış, çalışanlarını Ankara’nın çeşitli hastanelerine
adeta çil yavrusu gibi dağıtmıştır.
Yasama organını
hiçe sayan, yargıyı devre dışına iten bu uygulamalar bir yana, Kamu Hastane Birlikleri uygulamasının
başlatılması amacıyla atanan nitelikleri
başlı başına tartışılır CEO’lar (Birlik
Genel Sekreterleri) ve sözleşmeli yöneticiler incelendiğinde birçoğunun
iktidar partisi ile adaylık, yöneticilik gibi siyasi bağlarının, neredeyse
tümünün belli bir sendikanın üye ve yöneticileri olduğu görülmektedir.
Kamu yararına
olmadığı, sağlık hizmeti için prim, her kademede katkı-katılım payı ve ilave
ücret ödeme zorunluluğu getirdiği için sağlığı hak olmaktan çıkardığı, kamu
sağlık kuruluşlarını ticarileştirdiği gün gibi açık olan Kamu Hastane Birlikleri uygulaması yalnız özelleştirme değil aynı
zamanda partizanca kadrolaşma anlamına da gelmektedir.
Kamu Hastane
Birlikleri uygulaması, hastanelerin tamamen “İşletme” olarak yönetileceği,
çalışanların ise güvencelerine bakılmaksızın, çalıştıkları birliğin
verimliliği-kârlılığı üzerinden birliğe bağlı hastaneler arasında dolaşması,
gerektiğinde birliğin dışına çıkarılması, sürgünü anlamına gelmektedir.
Kamu Hastane
Birlikleri, A B C D E diye sınıflandırılmış hastanelerin, tıpkı özel
hastanelerde olduğu gibi, katkı, katılım payı ve ilave ücretlerinin farkı
nedeniyle, herkesin parasına uygun olan hastaneye başvurması demektir.
Kamu Hastane Birlikleri, birlik içindeki
hastanelerin, hatta içindeki birimlerin performansı üzerinden işletme hakkının
devredilmesi, kiralanması ya da pervasızca taşeronlaştırılması demektir.
Sözleşmeli yöneticinin “CEO”nun buna yetkili olması demektir.
Artık;
·
Hastalar
Müşteri,
·
Çalışanlar
Sözleşmeli dönemi başlamıştır.
Anayasa
Mahkemesi’ne, bu şekilde yargıyı saf dışı bırakan tarzda uygulamaya karşı, kamu
yararına olmayan, herkesin parası kadar sağlık hizmeti anlamına gelen bu
uygulamaya “DUR” demesi için çağrıda
bulunuyoruz.
Bir Çağrımız da Meclis’teki
vekillere. Yasama organı olarak sizleri devre dışı bırakan, yargı süreci devam
etmesine rağmen uygulamanın bu şekilde başlatılmasına karşı bizlerle birlikte
olmak ve halkın sağlık hakkını savunmak için yaptığımız bir çağrı bu.
Sağlık ve sosyal Hizmet Sendikası olarak;
Devlet hastanelerini ticarethaneye
dönüştüren bu düzenleme Anayasa
Mahkemesi tarafından iptal edilene dek Türkiye’nin bütün illerin deki,
bütün ilçelerindeki bütün hastanelerinde, sokaklarında, meydanlarında mücadele
etmeye kararlıyız.
Bu mücadelede toplumun her kesimini
bizlerle birlikte olmaya çağırıyoruz.
SES
Sağlık ve Sosyal Hizmet
Emekçileri Sendikası
Manisa Şubesi Yönetim Kurulu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder