BASINA VE KAMUOYUNA
Küresel sermayenin, erkek egemen bir anlayışla
toplumsal hayatta ve çalışma yaşamında kadınlara amansızca saldırdığı bir
dönemden geçiyoruz.
Biz kadınlar emeğimize,
bedenimize ve kimliğimize yapılan bu saldırıları iliklerimize kadar
hissediyoruz. Cinsel bir obje olarak görülüyor, düşük ücretlerle
çalıştırılıyor, tacize-tecavüze uğruyor dövülüyor ve en kötüsü de acımasızca
katlediliyoruz.
Kadına yönelik şiddetin
son beş yılda yüzde bin dört yüz gibi korkunç bir oranla arttığı ülkemizde 2011
yılında 161 kadın tecavüze uğramış ve 257 kadın katledilmiştir. Yine 2012
yılının ilk on ayında 106 kadın tecavüze uğramış ve 138 kadın katledilmiştir.
Kadına yönelik
şiddet dünyada en yaygın insan hakları ihlalleri arasında yer almaktadır.
Türkiye’de her gün beş kadın namus cinayetlerine kurban giderken her üç
kadından biri eşi, babası, kardeşi, sevgilisi tarafından şiddete uğramaktadır.
Biz sağlık emekçilerinde bu şiddeten nasibini fazlasıyla almaktadır. Sağlık
hizmetinin sunumunda bir taraftan hasta ve yakınları tarafından sözlü ve fiili
şiddete maruz kalıyor , bir taraftan da sağlık hizmetindeki esnek ve kuralsız
çalışmanın dayattığı mobingle yüz yüzeyiz.
Kamuoyunun da yakından bildiği üzere hemen hergün bir arkadaşımız hasta
tarafından şiddete uğruyor yada hayatını
kaybediyor. Kadın emeği hizmet
üretiminde daha da değersizleştirilerek yönetenlerin insafına bırakılıyor.
Şiddet bazı
kadınların yaşam hakkını elinden alırken bazılarını suçluluk duygusuna ve
özgüven eksikliğine sürükleyerek sosyo-ekonomik yaşamdan uzaklaştırmaktadır.
Hukukun erkek egemen bir zihniyetle işlemesi uğranılan baskı ve şiddetin
cezasını da kadının üzerine yıkmaktadır. Taciz-tecavüz davalarının pek çoğu
erkek lehine(suçlu) sonuçlanmıştır. İşte
toplumun her alanında izlerini gördüğümüz bu durum, erkek egemen zihniyetinin
ta kendisidir.
Biz kadınlar
eşit, şiddetsiz ve özgür bir yaşam
istiyoruz. kimimiz erkek egemen zihniyetine rağmen yaşamını sürdürebilirken
kimimiz ise maalesef çok zorlanıyor ve itaat etmediği,yeni bir yaşam istediği
veya boşanmak istediği için katlediliyor.değerli basın emekçileri 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı
Mücadele günü yaklaşırken sizlerin aracılığıyla buradan tüm kadınlara
seslenmek ve onları mücadeleye davet etmek istiyorum .
Ölümü göze alarak yaşamayı
sürdürmek söz konusu iken hangimiz huzurlu ve güvende olabiliriz? Biz kadınlar
ancak örgütlenerek ve mücadele ederek özgürleşebiliriz. Biz Sendikamız SES’
inde içinde olduğu Manisa Emekçi kadınlar platformu olarak 25 Kasım 2012 Pazar
günü Şiddete karşı yürüyoruz. Saat 13.00
de Eğitim Sen önünden başlayacak yürüyüşümüze tüm kadınlarımızı ve mücadele
arkadaşlarımızı bekliyoruz.
Haydi kadına yönelik şiddete
karşı hep beraber mücadele edelim.
Yaşasın kadın mücadelesi
Ayça RAMAZAN
Yaşasın kadın mücadelesi
Ayça RAMAZAN
. Manisa SES Şube
Kadın Sekreteri
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder