Roboski Katliamını
Unutmadık, Unutturmayacağız!
Katliamların Hesabını Kardeşliğin Ülkesini Kurarak Soracağız!
Bugün 28 Aralık
2012, Roboski'de 34 vatandaşımızın savaş uçakları ile katledilişinin üzerinden
tam bir yıl geçti. Çorum, Malatya,
Maraş, Sivas, Taksim 1977 1 Mayıs katliamları gibi onlarca katliamı
sıradanlaştıranlar, Roboski’de tüm dünyanın gözleri önünde yaşanan katliamı
unutturmak için bir yıldır elinden geleni yapmaya devam ediyor. Aradan geçen
bir yıla rağmen bugüne kadar ne faillerin
bulunmasına yönelik bir adım atıldı, ne de vicdanları rahatlatacak bir özür
dilendi.
Bununla da
kalmadı, evine bir lokma ekmek götürerek hayatlarını devam ettirebilmenin
derdinde olan, çoğu 13-20 yaş arasındaki gencin acımasızca katledilişi AKP ve
Genel Kurmay Başkanlığı’nca “yasadışı iş yapıyorlardı” gerekçeleri ile
meşrulaştırmaya çalışıldı. Kimisi okul harçlığı, kimisi düğün parası, kimisi
mayına basan abisine protez bir ayak alabilmek için yıllardır aynı yolu
kullanarak sınır ticareti yapmaktan başka çaresi olmayanların adı bugünün
Orgeneral Mustafa Muğlalı’larınca “kaçakçıya, soyguncuya, hayına”, çıkarıldı.
Bombardıman ile kömürleşen bedenleri “savaş zayiatı” sayıldı.
Katliamın
üzerini kapatmak için, hayatını kaybedenlerin ailelerine dalga geçercesine “kan
parası” teklif edildi. Ölüme fiyat biçilerek ailelerin acılarına acı katıldı.
Evlatlarının hayatını paraya tahvil etmeye çalışan anlayışa karşı çıkan, “biz
para değil, katillerin açığa çıkarılmasını istiyoruz” diyerek onurlarını
satmayacağını ilan eden aileler baskılarla kuşatılmak istendi. Evlatlarının
ölümünün sorumlularının bulunması için yaptıkları şikayetleri geri çekmeleri
istendi. Katliamdan bugüne hiçbir kamu görevlisi sorgulanmazken, onlar sorgudan
geçirildiler, haklarında sudan gerekçelerle davalar açıldı. Yaşadıkları evlat
acısı yetmiyormuş gibi yerlerinden yurtlarından göç ettirilmeye çalışıldılar.
Baskı sadece
katliamda çocuklarını, yakınlarını kaybeden ailelerle de sınırlı kalmadı.
Onların acılarını paylaşmak için Roboski’ye gitmek isteyen, sorumluların ortaya
çıkmasını talep edenler, demokratik
kurum ve kuruluşlar da baskı ve zordan payına düşeni aldı.
Bununla da
yetinilmedi. Sürecin başında “Roboski Katliamını aydınlatmak boynumuzun
borcudur” diyenler aradan geçen zaman içinde “Her Kürtaj Bir Roboskidir”
diyecek kadar pervasızlaştılar. Dahası olayı araştırmak üzere mecliste kurulan
komisyonun raporu da aradan geçen bir yıla rağmen hala açıklanmadı.
Evet, katliamın
üzerinden tam 1 yıl geçti. Bu geçen uzun zaman dilimi içerisinde canlı
tanıklarını ifadesi dahil her şey ortadaydı, olmayan tek şey ise adaletin
kendisiydi. Hükümet üzerindeki
sorumluluğu "geçiş yoluydu, eylem istihbaratı vardı” açıklamasının ardına
sığınarak atmaya çalıştı. Başbakan’ın
“Ahmet midir, Mehmet midir bilemeyiz ki " sözlerinde ifadesini bulan yaklaşımla katliam
sıradanlaştırılmak istendi.
Aslında her şey ortadaydı, yaşanılan
trajedinin “Terörle mücadele” adı altında yapılan yargısız infaz ve
katliamların devamından ibaret olduğu açıkça bilinmekteydi.
Roboski
katliamının, istihbaratının Pentagon’dan vur emrinin AKP tarafından verilen,
ABD emperyalizmi ve AKP’nin ortaklığında gerçekleştirilen bir katliam olduğu
tüm delilleri ile ortaya çıkmıştır.
Bir yıl
kimileri için uzun kimileri için kısa bir zamandır. Roboski’de çocuklarının
mezarı başından ayrılmayan analar için bir yıl, bitmek bilmeyen bir zamandır.
Askeri araç ve helikopter sesleri ile korkuyla büyüyen çocuklar için bir yıl
oldukça uzun bir zamandır.
Bir
yıl adalet beklemek için uzun bir zamandır!
Roboski
katliamı kuşkusuz uzun süredir uygulanan baskıcı ve anti demokratik
uygulamaların, AKP hükümetinin Kürt sorununda askeri çözüm ısrarının bir
sonucudur. Bugün de sürdürülen askeri ve siyasi operasyonlar yeni katliamların
ve ölümlerin zeminini güçlendirmeye devam etmektedir. Oysa bugüne kadar yağan
bombaların barış çığlıklarını dindiremediği ve dindiremeyeceği açıktır.
Bizler, onlarca
yıldır gökyüzünden bomba yağan bu topraklarda dökülen gözyaşlarına tahammülü
kalmayanlar olarak, daha fazla kan dökülmeden bu ısrardan derhal vazgeçilmesini
ve demokratik çözüm yollarının açılmasını istiyoruz.
AKP hükümeti
artık gerçeği anlamalıdır, Kürt sorununda askeri çözüm ısrarı ile Kürt halkının
demokratik taleplerini yok etmeye ve bastırmaya yönelik izlediği strateji kan
ve gözyaşından başka bir sonuç vermemektedir. Artık bu tarihi yanlıştan
dönmeli, özgür ve demokratik bir ülkede, bir arada yaşama umudunu koruyan halka
karşı olan sorumluluğunu, demokratik talepleri kabul ederek yerine
getirmelidir.
Daha eşit,
özgür ve demokratik bir ülkede, bir arada yaşam umudunu koruyan ve bu uğurda
sonuna kadar mücadelesini sürdürecek emek ve meslek örgütleri olarak, devleti
Roboski’de yaşananların bir katliam olduğunu kabul etmeye, sorumlu ve
faillerinin yargı önüne çıkarılması için üzerine düşen vazifeyi yapmaya davet
ediyoruz.
İnsanlık suçlarını meşrulaştırmaktan, katliamcıları
terfilerle, zamanaşımları ile ödüllendirmekten çekinmeyenlerin,
Yoksul halk kitlelerinin, emekçilerin, işçi sınıfının
geleceğini baskı, sömürü, şiddet politikaları üzerinden teslim almaya
çalışanların,
Sömürü ve yağma üzerine kurulu düzenine teslim
olmayacak, her şeye rağmen adalet arayışımızı sürdüreceğiz.
Katliamların
hesabını, bir arada yaşam zeminlerini güçlendirip kardeşliğin ülkesini kurarak
soracağız!
Roboski
Katliamını unutmadık, unutturmayacağız, takipçisi olacağız.
KESK
MANİSA YÜRÜTME KURULU
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder