29 Kasım 2007 Perşembe

AİLE HEKİMLİĞİ EĞİTİMCİ EĞİTİMLERİ HAKSIZLIĞI

BASINA VE KAMUOYUNA

Uzun zamandan bu yana aile hekimliği uygulamasının getireceği olumsuzluklardan bahsediyoruz.

Aile hekimliği uygulamasının ve Genel Sağlık sigotasının halkın sağlık hizmeti almasına engel olacağını anlatmaya çalışıyoruz. Aile hekimliği uygulamasının sağlık hizmeti sunumunda ekip çalışmasını yok ettiğinden bahsediyoruz. Genel sağlık sigortası ile birlikte uygulandığında ikinci sağlık vergisi anlamına geleceği uyarısında bulunuyoruz.

Kısacası aile hekimliği adaletsizdir uygulamayın diyoruz.

Ancak tüm uyarılarımıza rağmen aile hekimliğinde ısrar ediliyor. İzmir İl Sağlık Müdürlüğünün Aile Hekimliği yerleştirmelerindeki adaletsizlik yargı tarafından tescil edildi.

İzmir 2. idare mahkemesi aile hekimliği yerleştirmelerinin adaletsiz olduğunu ve iptali gerektiği kararını verdi. İzmir İl Sağlık Müdürlüğünün temyize gideceği söylese de sonucun değişmeyeceğini düşünüyoruz.

Manisa da aile hekimliği yerleştirmeleri bu cumartesi günü yapılacak. Ancak yerleştirmelerin adaletsizliği ve haksızlığı hekimler arasında yoğun olarak tartışılmakta. Aile hekimliği eğitimcilerinin haksız şekilde hizmet puanlarının yükseltildiği tartışma götürmeyecek bir şekilde ortada. Bu konu İzmir’de olduğu gibi yargıdan dönecektir.

Tüm bu yaşanan gelişmelerde bizler, SES Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası olarak taraf olduğumuzun ve uygulamanın her aşamasında üyelerimizin yanında olacağımızın bilinmesini istiyoruz. Bu nedenle idarenin uygulamalarında ortaya çıkacak adam kayırma, haksızlık, hukuksuzluğun karşısında olacağız.

hukuksal süreci sonuna kadar takip edeceğiz ve bizde hukuksal girişimde bulunacağız. Her ne kadar içerdiği yanlışlar nedeniyle aile hekimliğine karşı olsak da uygulamada adaletli olunması için mücadele edeceğimizin bilinmesini istiyoruz.

Şimdi son bir kez uyarıyoruz. Her şey için geç olmadan IMF ve Dünya Bankası dayatması olan Aile hekimliği uygulamasından vazgeçin.

Aile hekimliği uygulamasını durdurun.

Aksi durumda uygulamadan kaynaklı hem sağlık çalışanlarını hem de Manisa halkını mağdur edeceksiniz ve bu mağduriyetin sorumluluğu üzerinizdedir.

Sağlık ocaklarını güçlendirerek ekip hizmeti ile sevk zinciri uygulanarak 1. basamak sağlık hizmeti pek ala verilebilir ve bu durumdan hem sağlık çalışanları hem de vatandaş karlı çıkar.

Unutmayın “Sağlık Hakkı Yaşamla Başlar.” Bu nedenle diyoruz ki “Herkese eşit, ulaşılabilir, ücretsiz sağlık.”

Saygılarımızla kamuoyuna duyururuz.

YÖNETİM KURULU ADINA
Birol AŞIK
ŞUBE BAŞKANI

RADYOLOJİ ÇALIŞANLARI YÜRÜTMEYİ DURDURMA KARARI

T.C.
DANIŞTAY ONİKİNCİ DAİRE Esas No : 2007/5157
Davacı ve Yürütmenin Durduru I masını İsteyen:
Vekili
Sağlık ve So.syal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) i Av. Öztürk Türkdoğan, Necatibey Cad. No:82/13 Kızılay/ANKARA
Davalı
i Sağlık Bakanlığı-ANKARA
İsteğin Özeti : 6.10.2007 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girenKamu Sağlık Hizmetlerinde İyonlaştırıcı Radyasyon Kaynakları ile Çalışan PersonelinRadyasyon Doz Limitleri Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. bendinin (ç) fıkrası ile 8.maddesinin ve Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 8.10.2007 günlü,21025 sayılı Genelgesinin 1 ve 2 numaralı paragraflarının iptali ve yürütmenin durdurulmasıistenilmektedir. r-
Damstav Tetkik Hakimi : Demet Özen
Düşüncesi_____________ :Yürütmenin durdurulması isteminin davalı idarenin
savunmasının alınmasından sonra incelenmesi gerektiği düşünülmüştür.Danıştay Savcısı________ : Nazmiye Kılıç
Düşüncesi
j. 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanununun 27 nci
maddesi uyarınca yürütmenin durdurulması isteminin karara bağlanabilmesi için, davalı idarenin savunmasının alınması gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onikinci ve Beşinci Dairelerince 2575 sayılı Danıştay Kanununa 3619 sayılı Yasanın 10. maddesi ile eklenen Ek 1. madde uyarınca yapılan müşterek toplantıda işin gereği düşünüldü:
Uyuşmazlığın niteliğine ve davanın durumuna göre, davalı idarenin savunması alınıp yeni bir karar verilinceye kadar dava konusu düzenlemelerin yürütülmesinin durdurulmasına, 13.11.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Üye
Uye
Turan
Sabriye
Salih
Günay
Mustafa
FALCIOĞLU
KÖPRÜLÜ
ER
ERDEN
KILIÇHAN

Uye
Uye
Uye
Uye
Efser
Hayrettin
Muzaffer
Erkan
KOÇAKOĞLU
KADIOĞLU
DİLEK
CANTEKİN

EŞ/14.11.2007

5 Kasım 2007 Pazartesi


SİZ HİÇ…

Siz hiç bağırmaktan, slogan atmaktan, yürümekten yorulmuş ama mutlu olmuş elli bin kişiyi aynı alanda, aynı anda gördünüz mü? Ben gördüm. Geçen Cumartesi günü yani 3 Kasımda Ankara’da gördüm bu topluluğu. Nereden diye sorarsanız. Kendimden derim. Çünkü elli binden biride bendim.

Cuma akşamı Manisa öğretmen evinden hareket eden sekiz otobüsten birinde de ben vardım. Hafif bir buruklukla gidiyordum Ankara’ya. İçimden daha önceki eylemler gibi sönük geçecek mi acaba diye düşünüyordum ve gerçeği söylemek gerekirse fazlada bir ümit yoktu içimde.

Ülkenin üzerine bir karabasan gibi çöken son olaylar, savaş çığlıkları ümitsiz olmak için yeterli idi. Öyle idik.

Ama yol ilerledikçe daha ilk molada ufak ümit kıpırtıları dolduruyordu içimizi. Kula’da İzmir’den gelen dostlar bağışlamıştı bunu bize.

Derken Ankara hipodroma otobüsümüzün giremeyişi ne kadarda mutlu etmişti hepimizi.Siz hiç trafik sıkışıklığından memnun olan 40 bin kişi gördünüz mü? Ben gördüm. Kendimden biliyorum. Kırk binden biri bendim.

Hipodroma girişimiz geciktikçe umutlarımız daha da artıyordu.Sonra kortejler oluşturulurken, ses aracından yapılan anonslar “Arkadaşlar sığmıyoruz.” Sığmamanın sevinci…Siz hiç slogan atarken yüreğinden ses çıkan 50 bin kişi gördünüz mü? Ben gördüm.

Sonra Sıhhiye meydanında yapılan anonslar “Arkadaşlar alana giriş yapamayan dostlarımız var. Lütfen omuzlarımız arasındaki mesafeyi kısaltalım.” Mutluluğumuz tarif edilemezdi.İşte tüm umutsuzlukların umuda kestiği beyazın en temiz hali bu rengârenk alanda idi ve KESK Genel Sekreteri Abdurrahman DAŞDEMİR tertip komitesi adına konuşuyordu.

Günlerdir savaş nidaları bir karabasan gibi üzerimize çöktü diyordu. Günlerdir her yerde ölüm kutsanıyor, oysa ölüm çocuk büyütmeyi bilmez. İşte tam o anda elli bin kişinin hep yürek ağladığını hissettim.

Siz hiç elli bin kişinin tek yürek olup kötü bir durumdan kurtulma ümidini görmenin mutluğu ile ağladığını gördünüz mü? Ben gördüm.Dönüş yolunda istisnasız herkesin yüzünde yorgunluk ve mutluluk gördüm.

Çocuklarım, ülkem, geleceğim aklıma geldi ve 3 Kasım Ankara mitingini düzenleyen, katılan, katılamayan ama gönlü ile katılan herkese teşekkür ederim dedim.

Siz hiç tüm barışseverlere ve bu yazıya ilham oldu diye Sezen AKSU’ya tek yazıda teşekkür eden birini gördünüz mü? Evet gördünüz.

Sağlıcakla…

4 Kasım 2007 Pazar

2 Kasım 2007 Cuma