21 Mayıs 2009 Perşembe

TİCARETHANE DEĞİL:HASTAHANE,MÜŞTERİ DEĞİL:HASTA,KÖLE DEĞİL:SAĞLIK EMEKÇİSİ

TİCARETHANE DEĞİL: HASTAHANE, MÜŞTERİ DEĞİL: HASTA, KÖLE DEĞİL:SAĞLIK EMEKÇİSİ



Tüm dünya ve ülkemiz büyük krizle çalkalanıyor. Kocaman yangın yerine dönen dünya, küresel kapitalizmin insanlığı sadece ekonomik değil, aynı zamanda ahlaki,sosyal bir çöküşe sürüklediğine de tanıklık ediyor.

Son 30 yılımıza damgasını vuran serbest piyasa, özelleştirme, sınırsız rekabet, devletin ekonomiden el çekmesi, kamunun tasviyesi vb gibi kavramlar krizle birlikte yerle bir oldular.

Dünya emekçileri açısından yoksulluk ve işsizlik tehditi katlanarak büyüyor.

Yeni Dünya Düzeninin tüm cilası döküldüğü bir ortamda mevcut iktidar kendinden önceki iktidarların yolundan giderek gözünü hastanelerimize dikti.

İMF ve dünya bankası direktifleriyle sağlığın tamamen piyasalaştırılması AKP iktidarı döneminde daha da hızlandı.

1 Ekim 2008 tarihinde yürürlüğe giren SSGSS yasası ile birlikte sağlıkta yıkım yasaları çıkarılmaya başlandı.

SSK hastanelerinin Sağlık bakanlığına devri, aile hekimliği uygulaması, performansa dayalı döner sermaye uygulamaları ile bugün ki yasal hazırlıkların zemini bir bir yaratıldı.

Bugün, hastanelerde, merkezi bütçeden maaş alanlar hariç, tüm diğer ücretler ve hastane harcamaları döner sermaye bütçesinden karşılanır durumda. Hastaneler kısmen işletmeye dönüştürüldü…

Bir anayasal hak olan ve kamu tarafından yürütülmesi gereken sağlık; Sağlık Bakanlığı için “ağır bir yük olduğu” diye tarif edilmekte. Aynı bakanlık, hastanelerin profesyonel işletmeciler tarafından işletilmesi ile tarif ettiği soruna çözüm üretme iddiasında.(!)

Hazırlanan yasa tasarısında bir veya birkaç ilçedeki hastaneler birleştirilerek birlikler oluşturulacaktır.

Oluşturulacak birlik içinde yer alan hastaneler 7 kişiden oluşacak Yönetim Kurulu tarafından yönetilecek, İŞLETİLECEKTİR.

Birlik Yönetim Kurulu tıbbı uzmanlık hizmeti satın alması, personel planlaması, birlik bünyesindeki personel hareketlerinin sağlanması, birliğin her türlü araç , gereç, malzeme, taşınır ve taşınmazlar ile birlikte satılması, kiralanması,kiraya verilmesi işletmesi ve işlettirilmesi konularında yetkili olacak.

Hastane birliklerinin gelirleri; birlik karları, sağlık hizmetleri olan muayene işlem, laboratuar tetkik, ameliyat v.b. satılması, üretilen kan, ilaç, serum v.b. satılması, kiralanması, işletilmesi, bağış ve yardımlar ile gerektiğinde devletçe yapılacak yardımlardan oluşacak. Dolayısı ile her birlik gelirini kendisi kazanacak.

Gider kalemleri ise; çalışanlara yapılacak her türlü ödeme, tıbbi uzmanlık hizmetleri, avukatlık hizmeti, tıbbi cerrahi alet, malzeme, cihaz, laboratuar, görüntüleme hizmeti satın alınması, birlik bürokratlarına verilecek maaşlar, taşerona verilecek ücretleri kapsamaktadır.

HASTANE İŞLETMELERİNDE SÖZLEŞMELİ SAĞLIK ÇALIŞANI

Çıkarılmak istenen bu yasayla biz sağlık çalışanlarının iş güvenliği sürekli tehdit altında olacak. Birlikte çalışan personelin tüm ödemeleri birlik(işletme) bütçesinden karşılanacak ve sözleşmeli çalışma esas alınac ak.

Birliğin en üst karar organı olan Birlik Yönetim Kurulu, birliğin en üst yöneticisi de Genel Sekreter olacak. Sözleşmeler, Genel sekreterlik ile yapılacak.

Birliğe bağlı hastanelerde çalışacak azami personel sayısı (norm kadro)her yıl bakanlıkça belirlenecek ve üzerinde personel çalıştırılması halinde yapılacak harcamalardan atamaya yetkili kişi şahsen sorumlu tutulacak.

Ek ödeme yapılabilir denilmekle birlikte(zorunluluk ifade edilmemiş)personele yapılacak ek ödeme toplamı, personelin katkısı ile elde edilen aylık birlik gayrisafi hasılatın %40nı geçmeyecek.

Hastaneler; hizmet alt yapısı, organizasyonu, kalite, hasta memnuniyeti v.b. konularında değerlendirilmeye tabi tutulacak.

100 üzerinden yapılacak puanlamayla A,B,C,D ve E sınıflarına ayrılacak. D ve E sınıfına düşenler birlik dışına çıkarılacak. Birlik dışına çıkarılan D ve E sınıfı hastaneler eksikliklerini verilen sürede tamamlamaz ise yönetim kurulu üyeleri ile bu işler için görevlendirilen personelin sözleşmesi iptal edilecek. Tekrar C sınıfı veya üzerine çıkınca yani karlı duruma geçirilinceye kadar Sağlık Bakanlığı tarafından yönetilecek.

UYARIYORUZ:

Bu yasa çıkarsa; iller, bölgeler, insanlar arasında eşitsizlikler derinleşecektir. Sağlık emekçilerinin çalışma koşulları daha kötüleşecek, farklı ücret uygulamaları ile esneklik, kuralsızlık,ve güvencesizlik temel çalışma biçimi olacaktır.

Hastaneler daha pahalı hizmet verecek, katkı patı ve cepten ödemeler artacaktır.

Ticarileştirmede, ihtiyaç olan değil, bedelini ödeyebilecek olana hizmet sunma temel alındığından mağduriyetler çok fazla artacak.

SORUYORUZ;

Hastaneler kendi gelirlerini kendileri sağlayacak, bu gelirlerde vatandaşın cebinden çıkacaksa vatandaş olarak neden vergi ödemekte, üstüne de Genel Sağlık Sigortası pirimi ödemeye zorlanmaktadır.

Bu amaç için kurulan Sağlık Bakanlığı sağlık hizmetini tüm ülkede eşit şekilde yürütemeyecekse başka ne iş yapmayı planlamaktadır?

Hastaneler A,B,C,D,E olarak sınıflandırıldığına göre vatandaş parasına uygun hastaneye mi gidecek?

Bu durum, sağlık hizmetine ulaşımda vatandaşı sınıfladığı gibi hastanedeki personelin ücretin de farklı olmayacak mı?
Sağlık alanında da ki tüm çalışanların iş güvenceli tek statüde ve insanca yaşayacak temel ücrete sahip olması gerekirken, çalışanların tüm haklarını birlik yönetim kurulunun iki dudağı arasında olduğu bir sistem kabul edilebilir mi?

NE İSTİYORUZ?

Sendikamız, 1978–1980 yılları arasında uygulandığı biçimi ile gerçek anlamda kamusal bir sistemde tam gün süreli çalışmayı savunuyor.

Ücretlerimizin temel ücret üzerinden iyileştirildiği, iş ve ücret güvencesinin sağlandığı, hizmet alımlarının olmadığı, teknik donanımlarının sağlandığı kamu hastanelerinde tam gün çalışmayı talep ediyoruz.

Sağlık alanındaki tüm çalışanların, sağlık hizmetleri sınıfında kadrolu olarak yer aldığı bir istihdam modelinde tamgün çalışmayı istiyoruz. Hizmet ve teşvik anlamında özel-kamu bağının olmadığı bir sistemde tam gün çalışma anlam kazanacaktır.

ÇÖZÜM:

Sendikamız SES “Sağlıkta Dönüşüm Programı”na karşı çetin bir mücadele yürütüyor.Bu mücadele sayesindedir ki henüz bu süreç tamamlanmadı. Dünyada ve ülkemizde yaşanan krizle birlikte bu programın uygulanma şansı da kalmamıştır.

Dünyanın yeniden kamu sağlık hizmetlerine dönüş yaptığı bir dönemde hala sağlık hizmetlerini özelleştirme, piyasalaştırma sevdasında olan hükümete ve onun Sağlık Bakanına gereken yanıtı vermeliyiz.Krizle yoksullaşan, işsiz kalan milyonların sağlık hakkına onlarla beraber sahip çıkmalı, bu yanlış yoldan tez vakitte dönülmesi için hükümeti uyarmalı, baskı unsuru olmalıyız.

Bu ülkede herkese eşit, ücretsiz, nitelikli ve ulaşılabilir bir sağlık sisteminin mümkün olduğunu, krizle birlikte bunun aynı zamanda hayati bir zorunluluk halini aldığını biliyoruz. Bunun için kararlı bir şekilde mücadeleye devam edeceğiz.
Bizleri performansla, farklı statüde istihdamla, farklı sendikalarla ve farklı tuzaklarla bölmeye çalışanlara verilecek en iyi yanıtımız: Bir olmak, birlik olmak, etle tırnak olmak ve hem toplumun sağlık hakkına hem de biz sağlık emekçilerinin geleceğine iş ve ücret güvencemize sahip çıkmak, güvencesiz çalıştırılanların güvenceye kavuşması için birlikte mücadele etmek olmalıdır.

ÇÖZÜM MÜCADELEDE. ÇÖZÜM SES’TE…

YÖNETİM KURULU ADINA
SERPİL DENİZ
ŞUBE ÖRGÜTLENME

Hiç yorum yok: