1 Haziran 2012 Cuma

METİN LOKUMCU CİNAYETİ MANİSADA PROTESTO EDİLDİ.



“Eşkiyalık, gücünü tarihten alır. Talan düzeninin, bozuk dümenine yaptıkları müdahalelerden güç alır. Eşkiyalar; bozguncu, talancı iktidar sahiplerinin korkulu rüyaları olurlar.  İngiltere’de Robin Hood, Meksika'da Pancho Villa, Endülüs'te Diego Corrientes, Rusya'da Stenka Razin'dirler. Köroğlu’durlar, Dadaloğlu’durlar, Karacaoğlan’dırlar,Pirsultan’dırlar ve Metin Lokumcu’durlar. Şarkılara, şiirlere, romanlara ve filmlere konu olurlar. Adları değil, direnişleri anlatılır, yazılır tarih boyunca. Onlar yeni bir dünya inşa etmez. Sadece yanlışları düzeltir, bazen zulmün başaşağı edilebileceğini gösterirler. Yaşam alanlarını gasp edenlere karşı, haklarını savunan, halkın “eşkıya devrimci” kahramanlarıdır onlar.”

31 Mayıs 2011 tarihinde Artvin`in Hopa ilçesinde AKP bir seçim mitingi gerçekleştirdi. Hopa`da gücü olmayan AKP`ye destek için Başbakan`ın fermanıyla çevre illerden otobüslerle AKP taraftarları taşındı. Hopa halkı ise bölgede kurulması planlanan HES`leri protesto için sokaklara çıkmıştı.

Miting alanına yaklaşmasına izin verilmeyen Hopalılar sularının ve topraklarının satılmaya çalışılmasını protesto etmeye, demokratik haklarını kullanmaya başladılar. Sesleri AKP`nin miting meydanında konuşan Tayyip Erdoğan`a ulaşmış olmalı ki, çevik kuvvet polisleri bir anda şiddetli bir saldırıya başladı. Biber gazları, coplar ve plastik mermilerle Hopa, bir anda polis eliyle savaş alanına döndürüldü.

Adeta istilaya gelen AKP`nin saldırıları sonucunda devrimci emekli öğretmen, ÖDP üyesi Metin Lokumcu hayatını kaybetti. Lokumcu`nun ölümünü protesto eylemlerine pek çok ilde polis saldırıları gerçekleşti, eylemlere katılanlar terör örgütü üyeliğinden cezaevine konuldu.

Lokumcu`yu katledenlerin ellerindeki kanın, kirin izi AKP`nin 10 yıldır kurmaya çalıştığı karanlık düzenden başkası değildir. Bu düzen, uğruna Metin Hoca`nın canına kıydıkları 12 Haziran seçiminden sonra daha da faşizanlaştı, fütursuzlaştı.

Fakat ne yaparlarsa yapsınlar bu direnci ortadan kaldırmaya güçleri yetmiyor. Polislere "Beni de alın memleket kurtulsun" diyerek isyan eden Metin Lokumcu`nun direnme mirasını geleceğe taşımak, eşitlik ve özgürlüğün ülkesini kurma mücadelesi gençlerin, kamu emekçilerinin, gazetecilerin, sanatçıların, HES`lere karşı direnen köylülerin dilinde yayılıyor.
Son olarak  Metin Lokumcu’nun ölümüne neden olan uygulamaların devam ettiği, Yalova’da polisin “Ben astım hastasıyım, gaz sıkmayın” yalvarışlarına aldırış etmeden biber gazı sıkarak Çayan Birben’i öldürmesi bunun apaçık göstergesidir
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada “Bizim gazımız zararsız, etkisi geçici” demişti. İşte İdris Naim Şahin`in ‘bizim gazımız` dediği ‘kimyasal silah` şimdi bir genç kardeşimizin daha canına mal oluyor.

Metin Lokumcu`nun katillerinden hesap sormak, unutmadığımızı haykırmak ve direnme hakkına sahip çıkmak için tüm eşkıyalığımızla burada ve tüm Türkiye’de sokaklardayız.

HEPİMİZ HOPALI, HEPİMİZ EŞİYAYIZ!


Hiç yorum yok: