BASINA VE KAMUOYUNA 28/09/2013
Yaşamın her alanında eşitlik, çocuk bakımında ortak sorumluluk
diyor ve çocukların yaşadığı her yerde, her çocuğa uygun kreş istiyoruz…
Aylardır basında Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanlığı’nın farklı bakanlıklarla birlikte kreş ve ebeveyn
haklarını düzenleyen bir paket üzerinde çalıştıkları haberleri gündeme
gelmektedir.
Söz konusu paketle ilgili haberler "Çalışan anneye kreş yardımı",
"Devlet çalışan kadına 300 TL kreş yardımı verecek", “çocuk
sayısına göre kademeli emeklilik”, “doğum yapan memura yarı zamanlı çalışma” gibi
başlıklarla basında yer buluyor.
Yıllardır KESK olarak kreş ve ebeveyn haklarına ilişkin taleplerimizle
yürüttüğümüz mücadelenin iktidar tarafından gündeme alınıyor olmasını olumlu
bir gelişme olarak değerlendirmek isterdik. Ancak yine basına yansıyan
haberlere baktığımızda bu hazırlıkların asıl amacının emekçilerin taleplerini
karşılamak olmadığı gün gibi ortadadır.
Başbakan
“her aileye en az üç çocuk” talimatı ile kadınların doğurganlığını denetlemeyi
ve “esnek çalışma” ile kadın istihdamını artırmayı hedeflemektedir. AKP
hükümeti bir taşla iki kuş vurarak, kadının hem bedenini hem de emeğini daha
fazla sömürüye açmanın olanaklarını yaratmayı hedefliyor.
Oysa kreş ve çocuk bakım hizmeti bir
lütuf ya da yardım değil, temel sosyal haklardır.
Hükümet kreşler ile ilgili bir düzenleme yapacaksa öncelikle kamuda var olan
kreşleri kapatmaktan vazgeçmelidir.
Hükümetin izlediği neo-liberal iktisadi politikalar nedeniyle, kamu
kurumları ve yerel yönetimlere ait kreşler kapatılmakta ya da hızla özel
sektöre devredilmekte ve ücretleri sürekli arttırılmaktadır. Özel sektöre ait
kreşler ise, piyasa koşullarına terk edilmiş bir işletme gibi ele
alınmaktadır
657 sayılı
kanunun 191. Maddesinde “Devlet Memurları için lüzum ve ihtiyaç görülen
yerlerde çocuk bakımevi ve sosyal tesisler kurulabilir” denilmektedir. Buna
rağmen kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanların çocukları için açılan kreş ve
gündüz bakımevlerinin sayısı bugün sadece ve sadece 130’dur
Son olarak, 21.01.2013 tarihinde Maliye Bakanlığı’nın yayınladığı “Kamu
Sosyal Tesislerine İlişkin Tebliğ’” ile kreşlere kamu bütçesinden harcama
yapılması yasaklanmış, bu tebliğe dayanarak birçok kamu kurumundaki kreş
kapatılmıştır.
4+4+4 Modeliyle birlikte okul öncesi eğitime büyük
bir darbe vurulmuştur.
Eğitimde
okullaşma oranları ülke genelinde toplam %25 oranında düşerek,
5 yıl öncesinin
rakamlarına geri dönülmüştür.
Bu gerçeklerden hareketle diyoruz ki;
Öncelikle çocuk bakımı sadece kadınların değil
ebeveynlerin ortak sorumluluğudur. Bu
nedenle kreş ve ebeveyn haklarının düzenlenmesine ilişkin tartışmaların
yalnızca kadınlar üzerinden yürütülmesine itiraz ediyoruz.
* Çocuk bakım ve eğitim hizmetleri tüm ebeveyn ve
çocuklar için bir haktır ve hükümet bu hakkın sağlanması için gereğini
yapmalıdır.
* Mahalle kreşleri, işyeri kreşleri, Organize
Sanayi Bölgesi (OSB) kreşleri gibi birçok kreş modeli var olmalı, çocuklarını
nasıl bir kreşe göndereceklerinin tercihi ebeveyne bırakılmalıdır.
* Kreşler, kolay ulaşılabilir, ücretsiz, anadilinde,
nitelikli ve özellikle vardiyalı çalışanların çocukları için 24 saat açık
olmalıdır.
* Bakım hizmeti veren kurumlarda hem kadın, hem
erkek çalıştırılmalıdır. Çalışanlar, çocuk gelişimi ve toplumsal cinsiyet
eşitliği eğitimi almış olmalı ve her türlü ayrımcılık pratiğinden ve
söylemlerinden uzak durmalıdırlar.
* Eğer ebeveyn dışarıda çalışıyorsa, çalışma
düzenine uygun olarak ve çalışma biçimi gözetilmeden işyerinde çalışan herkes
için emzirme odası ve bakım hizmeti olanağı sağlanmalıdır.
* İşyerlerinde emzirme odası ve çocuk bakım
hizmeti verilmesi zorunluluğu kadın çalışan sayısı üzerinden değil, toplam
çalışan sayısı üzerinden uygulanmalıdır.
* Özellikle ebeveynin evde ya da dışarıda tam gün
çalıştığı bir düzende, kreş hizmeti vermenin yanı sıra, 4+4+4 sistemi nedeniyle
yarım gün okula giden ilköğretim öğrencilerinin gün içinde ders çalışıp,
sosyalleşebilecekleri merkezler oluşturulmalıdır.
* Kreşlerin denetim ilkelerinin belirlendiği bir yönerge
çıkarılmalıdır ve kreş denetimleri ebeveynlerin de içinde bulunacağı, Çocuk Hizmetleri
Genel Müdürlüğü’ne bağlı çalışan sosyal çalışmacılar ve ilgili uzmanlar ile
STK’lardan oluşan bir kurul tarafından belirli sürelerde yapılmalıdır.
* Kreşlerle ilgili yönetmelik ve esaslar net ve uluslararası
standartlara uygun olmalı, kreş politikaları var olan iktidara göre şekillenmemelidir.
* Yerel yönetimlerin ve Kooperatiflerin kreş açabilmeleri
için ilgili yasalarda gerekli değişiklikler yapılmalıdır.
MELEK VAROL
EĞİTİM SEN SES KADIN
SEKRETERİ
MANİSA KESK ŞUBELER PLATFORMU ADINA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder