13 Eylül 2010 Pazartesi

MASLOW HEMŞİRE OLSAYDI...

2010 yılının ilk aylarında Celal Bayar Üniversitesi Hastanesi Hemşirelik Hizmetleri Müdürü hemşirelerle bir toplantı yapıyor.
Toplantının hemşirelerin sorunları ile ilgili olduğu söyleniyor ancak toplantıda hemşirelerin sorunlarına anlatmalarına fırsat verilmiyor.
Hemşirelik Hizmetleri Müdürü meslektaşlarına Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi teorisinden bahsederek sürekli ufak sorunlarla uğraştıklarını bunun nedeninin de yeterince gelişmemeleri olduğunu söylüyor. Veya ima ediyor.
Hemşireler bu duruma alınıyorlar ve kendilerini gelişmemekle itham eden müdürlerini çeşitli ortamlarda eleştiriyorlar. Sanırım bu konuda başhekimliğe şikâyet de gidiyor.
***
Maslow, ihtiyaçları alttan üste doğru sıralı bir yapı içinde görür ve insanların alt basamaktaki gereksinmeleri giderilir giderilmez üst basamaktakileri doyurmaya yöneleceğini kabul eder. Bu basamaklar şunlardır:
1. Fizyolojik ihtiyaçlar: Yeme, içme, barınma vs.
2. Güvenlik ihtiyaçları: Kendini güven ve emniyet içinde ve tehlikeden uzak hissetmek
3. Ait olma ve sevgi ihtiyaçları: Başkaları ile ilişki kurmak, kabul edilmek ve bir yere ait olmak
4. Değer ihtiyaçları: Prestij, başarı, yeterli olmak ve başkalarınca benimsenip tanınmak
5. Kendini gerçekleştirme ihtiyaçları: Kişinin amacını gerçekleştirmesi ve potansiyelini ortaya çıkarması, kişisel tatmin, kişisel başarı, bilimsel buluşlar vs.
***
Maslowun İhtiyaçlar Hiyerarşisi Teorisi Celal Bayar Üniversitesi Hastanesinde çalışan bir kısım Hemşirenin basit ihtiyaçlarının giderilmediğini söyleyerek giderilmesini talep etmesi sonrası söz konusu oluyor.
Burada Hemşirelik Hizmetleri Müdürünün verdiği örnekten, söz konusu teoriyi çok iyi bilmediği anlaşılıyor.
Çünkü Celal Bayar Üniversitesi Hastanesinde çalışan bir kısım Hemşire basit ihtiyaçlarının giderilmediğini söylüyor ve giderilmesini talep ediyor.
Yani fazla çalışmak istemiyorlar, öğlen doyurucu yemek istiyorlar. Fiziki mekânların yeterli olmasını; çalışma, dinlenme odalarının olmasını istiyorlar.(Bakınız Maslow, Fizyolojik İhtiyaçlar.)
Yani Kendilerini güvende hissetmek istiyorlar. Hasta yakınlarının ve meslektaşlarının saldırısına maruz kalmak istemiyorlar. (Bakınız Maslow Güvenlik ihtiyaçları)
Yani kendilerini hastanenin dışlanan meslek gurubu olarak değil, sevilen sayılan, saygı duyulan bireyleri olarak görmek istiyorlar. Sorunları için yapılan toplantıda dinlenmek istiyorlar, çalışma koşulları ile ilgili kararlar alınırken, fikirleri alınsın istiyorlar. (Bakınız Maslow Ait olma ve sevgi ihtiyaçları)
Yani bir serviste, talimat alarak, bir hastanın yerini değiştirdi diye, ünvanı Profesör olan bir kişinin kendilerine, servisin ortasında, hastaların içerisinde “şerefsizler” diye hitap etmemesi gerektiğini düşünüyorlar. Bir kendini bilmez böyle bir davranışta bulunduğunda kendilerine Maslovun ihtiyaçlar hiyerarşisi teorisini anlatan Hemşirelik Hizmetleri Müdürünün en azından meslek onurunu düşünerek buna tepki göstermesi gerektiğini düşünüyorlar. Hemşirelik Hizmetleri Müdürünün bunu yapacak gücü yoksa hastane başhekiminin “Ben hastanemde Hemşirelere “şerefsizler” dedirtmem. Diyen olursa hesabını sorarım.” Demesini bekliyorlar. Hiç olmadı konuyla ilgili defalarca dilekçeyle başvurulan ETİK kurulun dilekçeleri aylarca cevapsız bıraktıktan sonra, yani olaydan beş ay sonra “disiplin soruşturması yapılmasının tavsiye edilmesi kararına” varmaması gerektiğini düşünüyorlar. Hemşireler “Geciken adaletin adalet olmadığını” biliyor ve adalet istiyorlar. Bir an önce.
(Bakınız Maslow Değer ihtiyaçları)
Hemşireler 2010 yılının ilk aylarında Hemşirelik Hizmetleri Müdürünün kendilerine anlattığı Maslowun ihtiyaçlar hiyerarşindeki 5. Aşamanın yani “Kendini gerçekleştirme ihtiyaçlarının” rektör seçimlerindeki, dekan adaylarının pozisyonları dikkate alınarak gözetilmesi , eğer böyle bir şey varsa, çok kötüdür diyor ve çok rahatsız oluyorlar.
Diyorlar ki hiç kimse ama hiç kimse hemşirelere “şerefsizler” diyemez, diyememelidir.
Teoriden bir alt basamaktaki ihtiyaçları giderilmeyen kişilerden, bir üst basamaktaki ihtiyaçları benimsemesi istenmeyeceği anlaşılıyor. Oysa hemşirelik Hizmetleri Müdürü böyle bir örnekten yola çıkarak hemşireleri rencide etmiş, diğer yandan meslektaşlarına hakaret edilmesini ise duymazdan, görmezden gelmiştir.
Şimdi bende diyorum ki; Olaydan beş ay sonra hala soruşturma açılmamasının bir açıklaması var mıdır?
Bu gecikmenin rektör seçimleri ile bir ilgisi var mıdır?
Bu konuda verecek cevabı olanların yazılı iletilerini bu köşeden yayınlamak isterim.
Buradan Sayın Rektöre, Celal Bayar Üniversitesi Hastanesi Başhekimine, Celal Bayar Üniversitesi Hastanesi ETİK kuruluna, Celal Bayar Üniversitesi Hemşirelik Hizmetleri Müdürüne duyun bu çığlığı demekten öte elimden bir şey gelmiyor.
Son söz: Adaletsizliği bir yangından daha çabuk önlemeliyiz. HERAKLEITOS
Sağlıcakla…

Zeynel Abidin KAPLAN
SES Manisa Şube Başkanı

7 yorum:

dilek dedi ki...

Sayın Kaplan,
Celal Bayar Üniversite Hastanesinde çalışan hemşire arkadaşlarım ile ilgili yazdığınız yazınız için sizleri kutluyorum.Aslında yazılacak daha çok şey olduğunu sizde en az benim kadar biliyorsunuz. Üniversite Hastanesinde Hemşirelik Hizmetleri Müdürlüğü yapan akademisyen meslektaşımın hastanede zor koşullar altında çalışan meslektaşlarıma yaptıklarını üzüntü ile izliyorum. Fakat hemşire arkadaşlarımın kendilerine yapılanlar karşısında segiledikleri dimdik tutumu da takdirle karşılıyorum.
Sevgi ve saygılarımla.
Doç.Dr. Dilek ÖZMEN

sir isaac dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
sir isaac dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
sir isaac dedi ki...

çoçukluğumdan bu yana hastane ortamında büyümüş bir personel yakını olarak yazınızı daha da genişletilerek güzelleştirebilir fakat yine de beğendim tebrik ederim.

utku yetimler

Unknown dedi ki...

onursuz bir şekilde yaşamatkansa parasız ve koltuksuz şekilde hayatıma devam ederim daha iyi.

neşe aydın

Bahri dedi ki...

Malesef sadece Hemşirelik mesleğinde değil tüm mesleklerde yetersiz kişilerin belli mevkilere geldikten sonra Kendilerini herşeyin üstünde görerek meslek ahlakı,ahlak ve hukuk kurallarını hiçe sayarak sadece kendilerini ve geleceklerini düşünen ve bu uğurda herşeyi mübah sayan bu anlayış çoğalmıştır. Bizlere düşen görev ise bunlar afişe ederek gerçek yüzlerini kamuoyuna göstermektir.Tüm çabalarınızı kutluyor ve destekliyorum. Bahri

Halil dedi ki...

bir sağlık personeli yakını olarak ve aynı zamanda bir kamu görevlisi olarak yazınız okudum tüm kamu çalışanlarının sorun ve problemlerine değindiğinizi düşünüyorum ayrıca sağlık çalışanlarının bu tür sorunlarla sıklıkla karşılaştığına şait oluyorum sizi destekliyorum.