14 Mart 2012 Çarşamba

Manisa Sağlık Hakkı Meclisi 14 Mart dolayıyla yürüyüş ve basın açıklaması yaptı.‏



Manisa Sağlık Hakkı Meclisi üyeleri Manisa Merkez Efendi Devlet Hastanesi önünde toplanarak Manisa İl Sağlık Müdürlüğüne bir yürüyüş düzenledi. Yürüyüş sonunda burada bir basın açıklaması düzenlendi. Manisa Sağlık Hakkı Meclisi üyeleri adına basın açıklamasını Manisa Tabip Odası Genel Sekreteri Dr Şahut Duran okudu.


BASINA VE KAMUOYUNA



Sağlığın hak olduğuna inanan bizler tüm Türkiye ile birlikte ilimizde de Sağlık Hakkı Meclisimizi kurduk. Çünkü yaşam hakkından ayıramayacağımız sağlık hakkımız, sağlıklı yaşama hakkımızın gasp edilmemesini istiyoruz. 9 yıldır sağlıkta dönüşüm adı altında sürdürülen yıkımda tahammülümüzün son noktasına geldiğimiz için kurduk meclislerimizi…



Sağlık alanında 9 sene önce 10 bin taşeron sayısı şimdi 120 bin oldu. Artık aylarca para alamayan doktorlar, vatandaştan tahsildarlık yaptırılan eczacılar, asgari ücretin altında ücretle çalışan ebe, hemşireler var. Artık ucuz, güvencesiz iş gücü olduk, esnek ve güvencesiz çalıştırılarak sağlıksızlığın bir parçası olmaya zorlanıyoruz hep birlikte.



Bugün sağlık her geçen gün paralı hale getiriliyor. Bize “aylık gelirin/harcaman 295 TL’den fazla prim ödemen lazım." diyorlar. Ödemezsek "sen suçlusun” deniliyor.

Askeri vesayetten kurtulduk diyenler, 28 Şubat darbesinden yakınanlar ne hikmetse 29 Şubat günü çıkarttıkları genelgelerle tüm milletvekillerini muaf tuttukları zorunlu genel sağlık sigortası uygulamasını, Harp Akademisi, Polis Akademisi öğrencilerinden de katkı payı almayarak hizmette sınır tanımıyorlar.

Soruyoruz: Ücretsiz sağlık hizmeti almak için illaki Libyalı mı olmamız gerekiyor?



AKP iktidarı Ortadoğu’yu kana bulayan politikaları Amerikanın taşeronluğunu yaparak sürdürürken, kendi vatandaşından esirgediği ücretsiz sağlık hakkını sadece Libyalı mültecilere vermekten gurur duyuyor.

Suriye’ de Amerika ile birlikte yarattığı savaş ortamında halkları birbirine gırtlaklamakdan geri durmayarak, ölüleri üzerinden propaganda yaparken kendi ülkesinde bir insanlık ayıbı olarak tarihe geçen ‘Sivas Katliamında’ yakılarak öldürülen insanlarının katillerini zaman aşımı uygulamalarıyla ödüllendirmekten geri kalmıyor.



İşte bizler bizim olanların elimizden alınmaması, için bir aradayız, haklılığımızın verdiği dayanışma ruhu ile güçlenerek çoğaldık ve ‘Sağlık Hakkı Meclisimizi’ kurduk.

Sağlık hakkına sahip çıkmak isteyen, sağlıklı yaşamak isteyen, kendisine ait olanın gasp edilmemesini isteyen herkesle haykıracağız; SAĞLIK HAKTIR!

Bu günlerde ülke gündemi yoğun…Ülkemizin eğitim sistemi uzlaşma aranmadan,meclis alt komisyonun da konuşulmasına bile izin verilmeden değiştiriliyor.Bizler aynı eğitimde olduğu gibi sağlık alanında Kanun hükmünde Demokrasi ile bir gecede jet hızıyla halktan, kamuoyundan hatta parlamentodan kaçırılarak çıkarılan milyonların sağlık hakkını gasp eden bu anti- demokratik uygulamaları kınıyoruz.



4+4+4 sistemiyle zorunlu eğitimin kendi içinde kademelendirilmesiyle birlikte, sekiz yıllık zorunlu eğitimle kapanan İmam Hatip Okulları'nın altıncı, yedinci ve sekizinci sınıfları yeniden canlandırılacak.

4+4+4 şeklinde formüle edilen zorunlu eğitimin kız çocuklarının okula devamını arttırmamakta, aksine ilk dört yıldan sonra öğrenimlerine "açık öğretim" şeklinde devam etmelerinin, kızlarımızın erken yaşta eve kapatılmalarının önününü açmaktadır.


Zorunlu eğitimin kademelendirilmesiyle, çıraklık yaşı da 14'den 11'e düşecektir. Çocukların 4. sınıftan itibaren okul ortamından uzaklaştırılması, çocuk işçiliğini yaygınlaştıracak ve çocuk emeğinin sömürülmesini arttıracaktır.



Toplumdaki okullu ve yüksek öğretim düzeyinin (% 11-12) çok düşük olduğu göz önüne alındığında, çocukların eğitim hakkı ne ailelerin isteğine ne de bu gerçeği bilen iktidarın 4+4+4 önermesine teslim edilemez. Bu hak tercihe bırakılabilecek bir hak olmayıp, bireyin yanında toplumun geleceğini belirleyen bir haktır.





İşte bu da eğitimde reform olarak dayatılan yeni sistem Eğitim hakkının gaspıdır açıkça.İşte bizler bir kamu hizmeti olarak verilmesi gereken eğitim ve sağlığın açıkça paranın hükümranlığına bırakan tüm uygulamaları REDDEDİYORUZ.



Biz Sağlık Hakkı Meclisi olarak;



Katkı-katılım paylarını, Özel hastanelerde“ilave ücret” adı altında alınan bıçak parasını ödemeyi kabul etmiyoruz.



GSS primini ödeyemeyen hastaların hastane kapılarından geri çevrilmesini, yeşil alan uygulaması” adı altında acil servislerin bile paralı hale getirilmesini, vicdanın, ahlâkın, insanlığın sıfır noktası “istisnai sağlık hizmetleri”ni, kabul etmiyoruz…



Sağlık Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Sağlık Bakanlığı’nın sağlık hizmeti sunumundan çekilerek sağlık holdinge dönüşmesini, devlet hastanelerini şirket hastanelerine dönüştüren kamu hastane birliklerini, Kamu-özel ortaklığ ıadı altında riski devletin alıp kârı yerli/yabancı tekellerin/konsorsiyumların (şirketler birliklerinin) toplayacağı, katrilyonlarca liralık soygunu kabul etmiyoruz…



Sağlığın, bütün insanların doğuştan kazandığı temel bir hak olduğuna inanan bizler ne istiyoruz?



Sağlık hizmetlerinin herkes için eşit, ulaşılabilir, nitelikli ve parasız olmasını, bütün sağlık harcamalarının, başkaca hiçbir katkı-katılım payı, ilave ücret, sağlık primi koşulu olmadan genel vergilerden karşılanmasını istiyoruz. Odağında kâr değil toplumsal yarar, piyasa değil insan olan kamu sağlık hizmetlerini devletinin vermesini istiyoruz.



Sağlık örgütlenmesinin her düzeyde toplumun katılımına açık olmasını, bedensel, ruhsal ve sosyal bir iyilik hali olan sağlığın korunup geliştirilebilmesi için koruyucu sağlık hizmetlerine öncelik verilmesini istiyoruz.



Sağlık için ayrılan bütün kamusal kaynakların kamu sağlık sistemi için kullanılmasını,sağlıkta taşeron çalışmanın yasaklanıp bütün sağlık emekçilerinin güvenceli istihdama, insanca yaşayabilecekleri ve emekliliğe yansıyan güvenceli ücrete ve grevli, toplu sözleşmeli sendikal haklara kavuşmasını istiyoruz…



Sağlık çalışanlarının mesleki bağımsızlıklarını yok eden her türlü idari-mali kısıtlamalara son verilmesini, kamuda performansa dayalı döner sermaye, özelde ciro baskısı gibi sağlık mesleklerinin insani doğasına aykırı olan uygulamalarından vazgeçilmesini istiyoruz…



Gasp edilmeye çalışılan sağlık hakkımızı vermeyeceğiz…Buradan çıkıp sokakta,okulda,işyerinde ,hastanede hep birlikte bağıracağız:

SAĞLIK HAKTIR!!!!! 14/03/2012





MANİSA SAĞLIK HAKKI MECLİSİ

Hiç yorum yok: