5 Temmuz 2012 Perşembe

BASKILARA TESLİM OLMAYACAĞIZ.

BASKILARA TESLİM OLMAYACAĞIZ…
                Geçen hafta KESK bir şafak operasyonuna uyandı. 
         Aralarında KESK Genel Başkanımız, SES Genel Sekreterimiz ve SES Örgütlenme Sekreterimiz olmak üzere toplam 71 yönetici ve üyemiz bu operasyonda göz altına alındı. 
         Daha operasyonu duyar duymaz, bunun KESK'e yönelik bir; susturma, sindirme, itibarsızlaştırma operasyonu olduğunu anladık. 
         Çünkü ilk operasyon değildi, biliyorduk.
         Daha da önemlisi KESK, bir suç örgütü değil bir hak alma örgütü ve bunuda biliyorduk.
         KESK üye ve yöneticilerine ancak onun eylemlerinden ve mücadelesinden rahatsız olanlar suç icat ederdi, buda kuşku götürmez bir gerçekti. 
         KESK, ne şimdiki nede geçmişteki hükümetlere, koltuk değneği olmamış, fiili meşru mücadele çizgisinden hiç ama hiç sapmamış bir konfederasyondur. 
         Bu nedenle de çeşitli defalar, türlü suçlar uydurularak baskı altına alınmaya çalışılmıştır. 
         Ancak bu operasyon geçmişe göre büyük bir operasyondu ve açık söyleyelim endişelendik. 
         Endişemiz bu operasyonun altından bir suç çıkma ihtimali değildi elbette, endişemiz bu kadar büyük operasyona, baskıya, göz altına kılıf olabilecek büyüklükte bir suç icat edilmesi idi. 
         Ancak bir büyük yandaş sendika başkanının toplu sözleşme(!) sonrası sarf ettiği cümle tekerrür etti ve "Dağ fare bile doğurmadı."
         KESK'e yapılan operasyon sonrası üye ve yöneticilerimize sorulan sorulardan bazı örneklere bakarak anlayabiliriz bunu: 
-Neden sendika toplantılarına katıldın?
-Neden Greve çıktınız?
-Neden bordro yakma eylemi yaptınız?
-Neden "AKP'ye teslim olmayacağız." diye slogan attınız?
         Eğer arkadaşlarımıza bu sorular sorulmamış olsaydı ve biz çıkıp deseydik ki; biz KESK olarak; sahte sendika yasasına, 4+4+4 adlı gerici eğitim sistemine karşı çıktığımız için; 3 Aralık ve 28-29 Mart'ta alanlara çıktığımız için; 21 Aralık ve 23 Mayıs'ta Greve gittiğimiz için hükümet bizi yani KESK'i baskı altına almak istiyor ve bu operasyonları düzenliyor. 
         Hayır derdi hükümet yetkilileri. 
         Ama bizim çok iyi bildiğimiz bir atasözü vardır; Güneş balçıkla sıvanmaz. 
         KESK ve bağlı sendikaları operasyondan hemen sonra binlerce kişi ile Ankara adliyesi önüne giderek üye ve yöneticilerine sahip çıktı ve bu oyunu boşa çıkardı. 
         Genel Başkanımız ve bir çok yöneticimiz serbest bırakılmak zorunda kalındı. 
         Bir çok arkadaşımızda yukarıda sorulan sorular kadar saçma gerekçelerle tutuklandı. 
         Tutuklanan arkadaşlarımızın ortak özellikleri sendikalarımızın yiğit birer neferleri olmaları ve Kürt olmalarıdır. 
         Her şey ayan beyan ortadadır.
         KESK'e mücadele bırak denmektedir. 
         Kürt olmak suçmuş gibi davranılarak; arkadaşlarımıza suç icat edilmektedir. 
         Ancak ne bu hükümetin nede bundan önceki hükümetlerin KESK'i susturmaya, boyun eğdirmeye gücü yetmedi- yetmeyecektir. 
         Bizler haklarımız için mücadele etmeye, alanlara çıkmaya, Greve gitmeye devam edeceğiz ve buradan tutuklanan arkadaşlarımıza söz veriyoruz:
Mücadelemizden Asla Vazgeçmeyeceğiz
    Direne direne kazanacağız...
Yaşasın sendikal mücadelemiz,
 Yaşasın KESK, Yaşasın SES...


SES
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Manisa Şube Yönetim Kurulu


Hiç yorum yok: