19 Şubat 2013 Salı

AKP’NİN GÖZALTI DÜZENİNE BOYUN EĞMEYECEĞİZ!


 

Gözaltına Alınan Arkadaşlarımız Derhal Serbest Bırakılsın!

 

AKP’nin “ileri demokrasisi” her gün yaşanan gözaltı ve tutuklama furyası ile devam ediyor. Ancak otoriter, faşizan rejimlerde rastlanabilecek, emek ve demokrasi düşmanlığı üzerine inşa edilen,  bu sözde “ileri demokrasiye” muhalif her ses, farklı olan her düşünce baskı ve gözaltı uygulamaları ile susturulmak, sindirilmek isteniyor.

Yarattığı korku imparatorluğunun gölgesinin ulaşmadığı hiçbir alan bırakmamakta kararlı olan AKP, insanca bir yaşam ve demokratik bir ülke isteyen herkesi hedef tahtasına koymuştur.  Bunun için kah hedef sendikal barajlarla örgütlenmelerinin önüne yeni engeller çıkarılan işçiler oluyor, kah “grev yasaklı tek sendika rejimine” karşı insanca bir yaşam mücadelesi veren kamu emekçileri, eşitlik mücadelesini yükselten kadınlar, gerçeğin peşinde koşarak kalemini ve onurunu satmayan basın emekçileri; parasız, bilimsel, demokratik ve anadilinde eğitim isteyen öğrenciler; emek ve demokrasi mücadelesi yürütenlerin savunma görevini üstlenen avukatlar, doğa katliamlarına karşı sesini yükselten çevre hakkı savunucuları.Yani AKP’nin karanlığına teslim olmayacağız diyen herkes bu faşist ablukadan nasibini alıyor. Kısacası siyasi iktidar ABD emperyalistleri arkasına alarak egemenlerle birlikte  dikta düzeni pekiştirmek için dün olduğu gibi bugünde sesini yükselten herkes gözaltına alınmakta, tutuklanmaktadır.

Her geçen gün görüyoruz ki bu baskı ve sindirmeden  Konfederasyonumuza ve bağlı sendikalarımızın da nasibini fazlasıyla almakta. KESK olarak bizler haklılığımızdan ve sadece üyelerimizden aldığımız güçle ne zaman haklarımızı ve insanca yaşayacak bir düzeni tüm halkımız için isteyip, demokrasi ve  özgürlüklerimiz için mücadele etsek, emekçilerin ve geleceğimizin için umut olsak, en çok umuttan korkanlar karşımıza çıkıyor.Adresse hep aynı. Korku imparatorluğunun  mimarı AKP.

Açıkça halkına yalan söylemekten çekinmeyerek ve suç üretmekten uslanmayan AKP Üyelerinin hak ve çıkarlarını korumakla, geliştirmekle görevli her gerçek sendikanın, her gerçek konfederasyonun yapması gereken sendikal faaliyetlerimizi kurdurttuğu sahte sendikalarla engellemeyeceğini anlayınca, özellikle son bir yıldır ardı ardına yapılan operasyonlarda sorgulama konusu haline getirilmiştir. Sendikal örgütlenme faaliyetlerimiz kapsamında gerçekleştirdiğimiz eylem ve etkinliklerimizin “suç” olarak gösterilmesi sonucunda haklarında hukuktan yoksun iddia-nameler hazırlanan toplam 59 yönetici ve üyemiz bugün demir parmaklıklar ardındadır.

Ancak ülkemize” dünyada hapisteki sendikacıların en fazla olduğu ülke” utancını yaşatanlar bununla da yetinmek istememektedir. Her türlü baskıya rağmen sesini yükselten, kamu emekçilerinin vicdanın sesi olmaya devam etme kararlılığından ödün vermeyen, KESK ve bağlı sendikalarını tamamen saf dışı bırakmak için Türkiye’nin dört bir yanında üye ve yöneticilerimize yönelen keyfi gözaltı ve tutuklamaları olanca hızıyla sürdürmektedir.

Son olarak bugün sabah erken saatlerde, 28 ilde gerçekleştirilen operasyonlarda, içlerinde konfederasyonumuza bağlı sendikalarımızın yönetici ve üyelerinin de bulunduğu toplam 167 kişi gözaltına alınmıştır. Aralarında KESK Eğitim- Örgütlenme Sekreterimiz Akman Şimşek ve eşi Mehtap Şimşek’in de bulunduğu, çok sayıda üye ve yöneticimiz daha önce defalarca tanık olduğumuz görüntüler eşliğinde gözaltına alınmıştır. KESK Genel Merkezi ve bazı sendikalarımızın şubeleri yine bildik görüntülere şahit olmuş, didik didik aranmıştır.Bir taraftan yarattığı yandaş medya aracılığıyla da  sendikal faaliyetleri suçmuş gibi algılatıp, KESK i itibarsızlaştırmaya ve etkisizleştirmeye çalışmaktadır. Böylece AKP ilerde  tek adamlığı ve  sürecekleri saltanatta dikensiz gül bahçesi yaratmaya  pek heves etmektedirler.

“Soruşturmanın gizliliği” gerekçe gösterilerek tarafımıza bilgi verilmeyerek hukuksuzlukta da sınır tanımamaktadırlar. KESK olarak bizler biliyoruz ki bu saldırılar  tesadüfü değildir. Kamu emekçilerinin sözleşmeli kölelere dönüştürülmeye çalışıldığı, 657 nin tasfiyesi ve personel rejim yasası gibi mlyonların hayatını etkileyecek emek düşmanı  ciddi saldırıların palandığı bu günlerde tüm emekçilerin mücadele dinamiği olan KESK’in ekmeğimize göz koyanlara karşı sesimizi yükselttiğimiz, ülke genelinde başlattığımız örgütlenme kampanyasının birinci günüde bu operasyonun yapılması bundan  önecekiler gibi kesinlikle tesadüf olamaz.

Her zaman olduğu gibi bu sabah gerçekleştirilen operasyon hakkında da ortalığı spekülasyonları ile bulandırmak isteyenler  yine  görev başındalar. Evet herkes görevinin başında.Bizler verdiğimiz sınıf, emek, demokrasi ve özgürlük mücadelesinin zor olduğunu biliyoruz ve bildiğimiz içinde KESK’iz ve bu onurlu  saflarımızı çoktan seçtik.Onlarında görevleri eğemenlerin borazanlığını yapmak ve adaletsizliğin, bu katmerli sömürünün, savaşın,insanın insana kulluğunun devamı için kendinden önceki iktidarların yaptığını yapıyorlar. Buradan bir kez daha bir gerçeğin altını kalın çizgilerle çizmeyi borç biliyoruz. Kim ne derse desin, hangi yalana inanmak isterse istesin, gerçekler gün gibi ortadadır. Ve gerçekler devrimcidir.eninde sonunda ortaya çıkarlar. Bu operasyonun tek bir adı vardır. O da örneklerini daha önce defalarca yaşadığımız “Emek ve Demokrasi Güçlerini Sindirme” operasyonudur.

Bizler biliyoruz ki; sömürü ve yağmaya karşı emeğin hakkını, savaşa karşı barışı, emperyalizme karşı bağımsızlığı, ırkçılığa ve şovenizme karşı hakların kardeşliğini kararlılıkla savunduğumuz, baskı ve sömürü düzeni üzerine kurulu bu köhne düzene karşı her koşulda direneceğimizi ifade ettiğimiz için bu tabloyla karşı karşıyayız.

Her zaman söylüyoruz, görmeyen gözlere, duymayan kulaklara, yazmayan kalemlere inat bir daha ifade ediyoruz. Bizler, bu topraklarda gerçek bir demokrasi için mücadele etmenin zor, bedelinin de ağır olduğunu biliyoruz.   Ancak "hak verilmez mücadeleyle alınır" şiarını ilke edinen, baskılara mücadeleyi daha da yükselterek cevap veren, "acıyı bal eyledik" diyen bir gelenekten gelen KESK asla yılmayacaktır.

Bizleri baskı altına almaya çalışan, haklı mücadelemizden döndürmeyi amaçlayan her türlü hukuk dışı ve fiili uygulamaların karşısında geçmişte olduğu gibi, bugün de sesiz kalmayacağımız bilinmelidir. KESK olarak tüm demokratik muhalefete, üye ve yöneticilerimize yönelik yıldırma ve sindirme uygulamalarına son verilmesini, gözaltına alınan arkadaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını istiyoruz..

Bilinmelidir ki, KESK ve dostları emek ve demokrasi mücadelesini yükselterek her türlü hukuk dışı uygulamanın karşısında dün olduğu gibi buğunda mücadeleden geri durmayacaktır.Emek ve demokrasi mücadelesinde kendi rüzgarı yaratarak, umudu var eden KESK ve emekten yana tüm yoldaşlarımızla faşist uygulamalarla egemenliğini 12 eylül yasalarına borçlu olan ve onları aratmayacak uygulamalara imza atan güçlerin korkulu rüyası olmaya devam ederek onları tarih sahnesinde ait oldukları çöplüğe süpüreceğiz

Buradan bir kez daha haykırıyoruz.Gözaltına alınan, tutuklanan üyelerimizin haklarını her zeminde koruyup savunmaya devam edeceğiz. AKP hükümetinin faşizan politikalarına karşı duracak, zulmün ve zorbalığın efendileri önünde asla boyun eğmeyeceğiz.

 

BASKILAR BİZİ YILDIRAMAZ!

YAŞASIN MÜCADELEMİZ!

YAŞASIN KESK!

 

 

 

Hiç yorum yok: