BİR 14 MART DAHA DÜŞ KIRIKLIĞI VE ÖFKE
İÇİNDE “KUTLANMAKTADIR”
Duymayan kulağa, görmezden
gelen göze, her geçen gün yükselen sesimize karşı bir şey söylemeyenler için;
körler, sağırlar ve dilsizleri; üç maymunu oynayanlara kendimizi, yedi yüz bin
sağlık çalışanını bir kez daha hatırlatmak için buradayız.
On yılı aşkın süredir
halkın ve bizim; Hekiminden Hemşiresine-Ebesine, Sağlık teknisyeninden Sosyal
hizmet uzmanına, Taşeron Çalıştırılandan Kadroluya; tüm Sağlık ve Sosyal hizmet
çalışanının sağlığıyla oynanıyor.
On
yılı aşkın süredir adına "Sağlıkta Dönüşüm Programı"
denen yeni bir sistemle yaşıyoruz. Neler oldu bu on yılda?
Sağlıkta
TAŞERON sayısı onbin’lerden, yüzbin’lere
çıktı, yüz kırk bine dayandı. Sosyal Hizmet alanında Taşeron sayısı, kadrolu
çalışanı geçti.
Sağlık Çalışanları'nın iş ve işyeri güvencesi
yok olmaya doğru gidiyor, bu güvence yalnızca mevzuatta kaldı.
Bu
on yılın son yarısında, hizmeti birlikte verdiğimiz değişik mesleklerdeki
bileşenleri olan biz sağlık çalışanlarını bölen, parçalayan, birbirimizle
rekabete sürükleyen, bizi bize düşman ederek iş barışını bozan, sağlık
çalışanını işini yaparken baskısı altına alan, her ay farklı ödenen, ödenip
ödenmeyeceği de belirsiz, geleceğimize, emekliliğimize yansımadan "PERFORMANS"
uygulamasıyla yaşıyoruz.
Hepimizin mesleği
değersizleşti, görev tanımlarımız ve sınırları değişti, her işi yapar olduk.
On yılda, onlarca arkadaşımızı kurban verdik: Ya şiddete, ya iş kazasına ya da meslek hastalığına. Saldırı ve şiddet sonucu yaralananların sayısını bilmiyoruz, unuttuk.
On yılda, onlarca arkadaşımızı kurban verdik: Ya şiddete, ya iş kazasına ya da meslek hastalığına. Saldırı ve şiddet sonucu yaralananların sayısını bilmiyoruz, unuttuk.
On yılda poliklinik sayısı
üç kat, ameliyat sayısı dört kat arttı, artan bu yükün altından kalkmaya, halka
nitelikli bir hizmet vermeye çalıştık.
Bu programdan yalnız biz
değil, hizmet verdiğimiz insanlar da etkilendi: Hizmete ulaşmak için yoğun çaba
harcadılar, harcıyorlar. Bu on yılın son
yarısında da, her kademede katkı,
katılım payı ve ilave ücretler ödeyerek, bazen hayati ilaçlara ulaşmak için
daha fazla ücretler, bazen de eşdeğer ilaç farkı, özetle aldıkları hizmetin
neredeyse yarı parasını cepten ödeyerek hizmet alabilecek duruma getirildi ve
bu ödemeler giderek artıyor. Son on yılda sağlık için yapılan cepten harcamalar
dört katına çıktı.
Sağlık hak olmaktan çıkarıldı, “Paran Kadar Sağlık” dönemi yaşanıyor. Biz sağlık çalışanları, iş ve işyeri güvencesi, ücret güvencesi, gelecek güvencesi ve can güvenliği olmadan çalışmaya, yoğun çalışmaya mahkum edildik.
Sağlık hak olmaktan çıkarıldı, “Paran Kadar Sağlık” dönemi yaşanıyor. Biz sağlık çalışanları, iş ve işyeri güvencesi, ücret güvencesi, gelecek güvencesi ve can güvenliği olmadan çalışmaya, yoğun çalışmaya mahkum edildik.
On yılı aşkın süredir bu gelişmelere karşı uyarılarımızı yapıyor, mücadele yürütüyoruz. Bu 14 Mart'ta da 14 Acil talebimizi ilettik, kamuoyu ile paylaştık, hep yanıt bekledik. Ama görüyoruz ki hükümet sağlıktaki bu devasa sorunları çözmeye değil, kendi bildiği, doğru bildiği yolda yürümeye kararlı.
Biz de kararlıyız, her
zaman olduğu gibi kararlıyız, mücadelemizi sürdürmeye kararlıyız. Önce 14 Acil
Talebimizin karşılanması için mücadele etmeye, ama sağlığı hak olmaktan
çıkaran, paran kadar sağlık dönemini getiren, çalışanları köleleştiren “Sağlıkta
Dönüşüm Programı”na karşı sonuna kadar mücadele etmeye kararlıyız. Bu
amaçla önümüzdeki günlerde sağlık alanındaki tüm emek ve meslek örgütleriyle,
sağlık hakkına sahip çıkan tüm kesimlerle birlikte mücadele için alanlarda
olacağız.
SES MANİSA ŞUBESİ MANİSA
TABİP ODASI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder