EŞİT, ÖZGÜR, DEMOKRATİK BİR ÜLKE, İŞ GÜVENCESİ VE İNSANCA YAŞAM İÇİN GREVDEYİZ!
Değerli Basın Emekçileri,
10 yılı aşan AKP iktidarında ardı ardına çıkarılan
kanunlar, KHK’ler ve yönetmeliklerle kamu hizmetlerinin tamamıyla
ticarileşmesine yönelik yasal düzenlemeler yapılmaktadır. Bu gün yine bu yasal
düzenlemelerin meclise sunumuyla iş yerlerimizin ticarethaneye çevrilmesi ile
karşı karşıyayız.
Bir taraf tan kendi yandaşlarına kadro ve tayin terfi
peşinde koşan AKP, bir yandan kendi zenginliklerine zenginlik katmak için her
türlü hile ve oyuna başvurarak toplumu kandırmaya yönelik faaliyet içinde olan
bu siyasi iktidar ve yandaşları, toplumsal muhalefetin tüm sorunlarını
görmezlikten gelerek her türlü barışçı eylem ve etkinliğe şiddetle bastırarak
toplumsal muhalefeti ezerek adeta demokrasi katliamı yapmaktadır. En son Kürt
sorunun demokratik ve barışçıl çözümü için Kürt tarafının silahlı göçlerini
sınır dışına çekerek barışın tesisi için büyük bir adım atığı halde AKP
iktidarı bir taraftan demokratik çözüm müzakereleri yaparken bin taraftan yeni
karakollar inşa etmekte yeni korucu kadroları oluşturarak adeta çözümü sabote
etmeğe yönelik girişimlerde bulunmaktadır. Biz bu durumun sürece zarar
verdiğini belirtiyor AKP iktidarının bu tür olumsuz kışkırtıcı faaliyetlerinden
vazgeçmeye çağırıyoruz.
Ayrıca bu güne kadar biz Kürtler ve emekçiler olarak
Cudi de, Botan da, Dersim de ve bölgenin dört bir tarafında yakılan ormanlara
karşı nasıl direndiysek bu gün İstanbul gezi parkındaki sökülen ağaçların
sökülmemesi için aynı şekilde karşı çıkmamız meşrudur ve bu yakılan ve
kıvılcıma neden olan bu eylemsellik tamamıyla 1 Mayısta taksimdeki emekçilere
uygulanan vahşet ve polis terörüne karşı emekçilerin ve ezilenlerin
ötekileştiren toplumsal kesimlerin bir öfkesi olarak görülmeli. Bu kıvılcımı
başlatan yurtsever, sosyalist, devrimci demokrat ve ötekileştirilen halk
kesimlerinin başlatmış olduğu ve bir gerçek başkaldırının bu kesimler
tarafından organize edildiğinden hareketle gerçek barışında ancak bu kesimlerin
birlikteliği ile mümkün olacağının inancını taşıyoruz. Ancak Kürtlerin,
emekçilerin, devrimci ve yurtseverlerin başladığı bu kıvılcım kendilerine mal
etmek isteyen faşist gerici ve ulusalcı güçlere karşıda mücadele edilerek
bunlara meydanı bırakmayacak şekilde bu fırsatçılıklarına pabuç bırakmamalıyız.
Bu gerici güruhun ve AKP’nin zorba iktidarına karşı mücadele azmimizi
birleştirerek kazanacağımızı buradan Amed’den kamuoyuna bildirmek istiyoruz ve
kamuoyunu buradan duyarlılığa davet ediyoruz.
Değerli Basın Emekçileri, Değerli
Dostlar.
Yoksulluğun, adaletsizliğin, hukuksuzluğun hüküm
sürdüğü, emeğin hakkının yok sayıldığı bir ülkede yaşayan tüm kesimler gibi biz
kamu emekçileri de geleceğe güvenle bakamıyoruz. Çünkü bir insanın geleceğine
güvenle bakabilmesi ancak kişinin gelirinin, sosyal güvenliğinin, sendikal hak
ve özgürlüklerinin garanti altına alınmasıyla mümkündür.
Tüm çalışanlar gibi kamu emekçileri de geleceğe
ilişkin beklentilerini koruyabildikleri ölçüde kendisini ve ailesini güvende
hissedebilir. Oysa kamu emekçileri istikrarsızlıkla kol kola giren
güvencesizliği her geçen gün biraz daha fazla hissetmektedir. Yıllardır hayata
geçirilen yasalarla, KHK’lerle fiili uygulamalarla kamu emekçilerinin iş
güvencesi alabildiğine sınırlanmıştır.
Özellikle son on yılda esnek, performansa dayalı,
kuralsız, güvencesiz istihdam katlanarak artmıştır. Kamunun toptan tasfiyesinin
hızlandırıldığı, özelleştirme ve taşeronlaştırma ile kamu yararının rafa
kaldırılmak istendiği koşullar yetmiyormuş gibi her gün hayata geçirilen yeni
düzenlemelerle iş ve ücret güvencemiz adım, adım yok edilmek istenmektedir.
Hangi ad altında istihdam edilirse edilsin tüm kamu çalışanları günümüzün
çağdaş köleliği dediğimiz 4/C’li istihdama doğru hızla sürüklenmektedir. Bu 4/C
köleliğinin en kısa zamanda tümden ortadan kaldıran yasal düzenlemelerin
yapılması istiyoruz.
Son olarak 15 Mayıs’ta AKP iktidarı tarafından TBMM’ye
sevk edilen “hükümet memurluğu” torba yasa tasarısı kamuda kariyer ve liyakat
ilkelerini tamamen ortadan kaldırmayı hedeflemektedir. Ehliyetsiz, vasıfsız ama
sadece yandaş olduğu için özel sektörden kamuya üst düzey yöneticiliğe
atanmanın önünü açan düzenleme ile AKP’nin devletleşme sürecinin önündeki son
engeller de ortadan kaldırılmak istenmektedir. Yandaş-Tüccar-CEO takımının
açıktan atamayla müdür, genel müdür, müsteşar makamlarına taşındığı bir kamu
yapılanması yaratarak doğrudan kamu emekçilerinin iş güvencesini hedef
alınmaktadır.
Değerli Basın Emekçileri,
Her türlü baskıya rağmen sesini
yükselten, kamu emekçilerinin vicdanın sesi olma kararlılığından ödün vermeyen
KESK olarak iş güvencesinden asla taviz vermeyeceğimizi, sendikal
hak ve özgürlüklerimizin daha da daraltılmasına izin vermeyeceğimizi defalarca
ifade ettik. 21 Mayıs 2013 tarihinde yaptığımız basın toplantısıyla kamu
emekçilerinin iş ve ücret güvencesini adım, adım ortadan kaldırmayı hedefleyen
saldırılara güçlü bir cevap vermek için 5 Haziran’da bir günlük bir uyarı grevi
gerçekleştireceğimizi tüm kamuoyuna ilan ettik.
Sömürü ve yağmaya karşı emeğin hakkını, savaşa karşı
barışı, emperyalizme karşı bağımsızlığı, ırkçılığa ve şovenizme karşı hakların
kardeşliğini kararlılıkla savunan KESK’ liler olarak, bu değerlerin hedef
tahtasına konduğu koşullarda ne iş güvencesinden ne de sendikal hak ve özgürlüklerden
de söz etmenin mümkün olmadığını düşünüyoruz.
Kamu emekçileri iş güvencesi başta olmak üzere,
kazanılmış haklarına nasıl sahip çıkıyorsa, halkımızla birlikte yaşam
alanlarımıza da aynı kararlılıkla sahip çıkmayı sürdürecektir. Siyasi iktidarı
kamu emekçilerinin ve halkın geniş kesimlerinin taleplerine kulak vermeye
çağırıyoruz. 657 sayılı DMK'yı değiştirerek kadrolaşmayı artırmayı öngören
hükümleri derhal geri çekin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder