23 Mayıs 2012 Çarşamba

SES 23 MAYIS GREVİ İÇİN MERKEZ EFENDİ DEVLET HASTANESİ BAHÇESİNDE ÇAĞRI YAPTI


                              

BASINA VE KAMUOYUNA!


Bizler yıllardır binbir türlü fedakârlıkla çalışan kamu emekçileri olarak önemli bir tarihi kavşakta yine haklarımız ve çocuklarımızın geleceği için mücadele kararlılığımızla buradayız.
  2001 yılında çıkarılan 4688 sayılı “sahte sendika” yasası AKP hükümeti tarafından sadece yandaş konfederasyonunu korumayı hedefleyen düzenlemeler yapılarak “toplu sözleşme” yasası adı altında yeniden çıkarıldı. Bu yasada Grevden bahsedilmiyor. Bu yasada her sendikanın kendi üyesi adına toplu sözleşme yapabilme hakkı yok sayılıyor. Milyonlarca kamu emekçisinin, emeklinin ve ailelerinin geleceğine yandaş konfederasyonun başkanı karar verecek(miş).

Oysa ileri demokrasi yalanlarıyla bizleri oyalayanlar çıkardıkları bu yasalarla Örgütlenme yasakları aynen devam ediyor. Yani yıllardır söylediğimiz gibi evrensel sendikal normlar, ülkemizin altında imzası bulunan uluslararası sözleşme ve anlaşmaların yanı sıra Anayasa yok sayılarak, kamu emekçileri oyalanmaya çalışılıyor. KESK olarak; Grev hakkımızın yasal teminat altına alındığı, her sendikanın kendi üyeleri adına toplu sözleşme yapabildiği, toplu sözleşme masasında ekonomik, sosyal, özlük ve demokratik tüm haklarımızın görüşüldüğü bir toplu sözleşme düzenini teminat altına alana yasal düzenleme istiyoruz.

            AKP’nin hükümet olduğu son on yıl boyunca kamu emekçilerinin maaşları sürekli olarak eridi. Her yıl %2-3 gibi zamlar kamu emekçilerine dayatılarak yoksulluk ve sefalete mahkum edildik. 2011 yılı başından itibaren doğalgaz, elektrik ve akaryakıtın yanı sıra temel tüketim maddelerine toplamda %30’u aşan oranlarda zam yapıldı.

 “Ekonomimiz büyüyor, dünyanın en büyük 17. ekonomisi olduk” diyerek övünen hükümet sıra kamu emekçilerine gelince “kaynak yok” yalanının arkasına sığınıyor. Daha geçen ay çıkardığı yasayla sermayeye milyarlarca lira teşvik aktaran hükümetin dayatmalarına teslim olmayacağız.         Kamu emekçileri insanca bir yaşamı hak etmektedir.

Bu sebeple 2012 yılı için en düşük kamu emekçisi maaşı 2.145 TL’ye yükseltilmeli, tüm kamu emekçilerinin maaşlarına %30 zam yapılmalıdır. AKP hükümeti döneminde kamuda sözleşmeli, taşeron v.b. farklı statülerdeki güvencesiz çalıştırma uygulamaları hızla artmıştır. Devlet eliyle güvencesiz, esnek ve sendikasız çalıştırma özendirilmektedir. Kamuda işçi ya da kamu emekçisi ayrımı yapılmadan bütün esnek, kuralsız ve güvencesiz çalışma biçimlerine son verilmesini ve tüm emekçilerin iş güvencesine sahip olarak çalıştırılmasını istiyoruz.

AKP hükümeti döneminde yaygınlaşan bir diğer uygulama da, ek ödeme adı altında yapılan ödemelerdir. Birçok kamu emekçisinin maaşlarının yarısına ulaşan ek ödemeler ısrarla emekli keseneklerimize yansıtılmamaktadır.
Örneğin, 2.000 TL. maaş alan bir kamu emekçisinin maaşı emekli olduğunda 1.000 TL civarına düşmektedir.
Yine 3 Kasım 2011 tarihinde çıkarılan 666 sayılı KHK ile kamudaki ücret eşitsizliği daha da derinleştirilmiştir. “Eşit işe eşit ücret” adı altında başta öğretmenler olmak üzere yüz binlerce kamu emekçisi bu düzenlemenin dışında bırakılmıştır. Kamu kurumlarında farklı adlar altında ödenen tüm ek ödemelerin (ek ders ücreti vb.) esas maaşımıza eklenmesini, gerçek anlamda eşit işe eşit ücret ilkesinin yaşama geçmesi için yaratılan mağduriyetlerin bir an önce giderilmesini istiyoruz.
Maaşlarından %15 oranında vergi kesilen kamu emekçilerinin maaşları her yılın ilk yarısında vergi diliminin kademeli olarak önce %20’ye, yılın ikinci yarısında da %27’ye yükselmesinden dolayı sürekli azalmaktadır.

Kamu emekçileri yılbaşında aldığı maaşı ancak 3-4 aylık sürede alabilmekte, sonraki aylarda maaşları sürekli azalmaktadır. Bu adaletsizliğe son verilmesini, maaşlarımızın vergi dilimi artışlarından etkilenmeden net olarak ödenmesini istiyoruz.

Son yıllarda kadına yönelik her türlü baskı ve şiddet çoğalarak artmaktadır. Kadını toplumsal yaşamın dışına iten, eve hapsetmeyi hedefleyen düzenlemeler hükümet eliyle yapılmaktadır. Bu ayrımcı politikaların yansımaları kamusal alanda yoğun olarak yaşanmaktadır. Görevde yükselme başta olmak üzere, işyerlerinde değişik baskılar ve mobbing uygulamaları ağırlıklı olarak kamu emekçisi kadınlara yöneliktir. Kadınlara görevde yükselme sınavlarında, atamalarda ve ünvan değişikliklerinde öncelik tanınmasını, kadına yönelik her türlü baskı ve şiddete son verilmesi için önlemler alınmasını, baskı yapanlar hakkında ise etkili hukuksal yaptırımların uygulanmasını ve kreş talebinin karşılanmasını istiyoruz.

Kamu kurumlarının idarecileri değişik biçimlerde sendikalara, üyelerine ve üye olmayan kamu emekçilerine baskı uygulamaktadır. Özellikle yandaş konfederasyonun örgütlenmesi için idareciler seferber olmuş durumdadır.
TCK’nun 118. maddesine göre her türden baskı açık biçimde suçtur ve altı aydan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmektedir. İdarenin işyerlerinde uyguladığı yönlendirme ve baskı uygulamalarına karşı etkili önlemlerin alınmasını, sendikaların özgürce örgütlenebileceği ortamın sağlanmasını istiyoruz.

Çıkarılan yasa uyarınca 30 Nisan tarihinde hükümetle “toplu sözleşme” görüşmeleri başlamıştır. Hükümet temsilcilerinin yaptığı açıklamalara bakıldığında kamu emekçileri yine oyalanmaktadır. Özellikle Maliye ve Çalışma Bakanları “bütçe kaynakları sınırlı” diyerek %3-4 gibi zam oranları ifade etmektedirler. Bu yaklaşım milyonlarca kamu emekçisi, emekli ve onların aileleriyle resmen dalga geçmek demektir.

Yukarıda ifade ettiğimiz talepler bir toplu sözleşmede olması gereken asgari şartlardır. Yine işkolları ile ilgili birçok sorun bulunmakta ve kamu emekçileri bu sorunların çözümünü beklemektedir. Bu konularda olumlu düzenlemeler yapılmadığı takdirde bilinmelidir ki KESK asla böyle bir “toplu sözleşmeyi” imzalamayacaktır. Diğer iki konfederasyonun imzalaması halinde bunlara en güzel cevabı kamu emekçilerinin vereceğine inanıyoruz. İşte bu cevapta 23 Mayıs ta emekçilerle adeta alay edercesine dalga geçmeye çalışan hükümete verilecek GREV kararımızdır. Tüm emekçi dostlarımızı, emeklileri emeğinin karşılığını alamayanları yani toplumun çoğunluğu olan tüm halkımızı ve emekten yana tüm dostlarımızı bu haklı davamızda yanımızda olmaya çağırıyoruz.

Bizler KESK olarak alın terimizle çalıştığımız işimize ve geleceğimize birleşik bir mücadele hattı örerek bir kez daha sahip çıkacağımızı buradan haykırıyoruz. Manisa dada 23 Mayıs ta i iki koldan birleşerek alanlara akacağız. Birinci kolumuz Vergi dairesinden başlayarak tüm emekçi dostları katarak, diğer kol ise gazi ilkokulundan başlayarak Eğitim- sen önüne orada da Manolya Meydanına akacaktır.

KESK olarak bizler çok hükümetler gördük, gelip geçti.ama KESK hep milyonlarca emekçinin vicdanı ve onurlu bir mücadelenin adresi oldu.İşte buradan da Hükümete tekrar sesleniyoruz.Taşeronundan, 4-bli,,4-c li ve farklı istihdamlarla bizleri yoksulluğa mahkum edenler KESK in inatçı ve haklı mücadelesinin karşısında duramayacaklardır.
Yasası KESK ,
Yaşasın örgütlü mücadelemiz.
Yasasın 23 mayıs grevimiz.
                                                                                                   Taner DEMİR:

Hiç yorum yok: