SUSMAYACAĞIZ, DİRENECEĞİZ BASKILAR BİZİ
YILDIRAMAZ,
KESK’Lİ TUTSAKLAR SERBEST BIRAKILSIN
Değerli
Basın Emekçileri,
Konfederasyonumuza yönelik özellikle
2012 yılında yoğunlaşan operasyonların sonuncusu tam iki ay önce 19 Şubat 2013
tarihinde yapıldı. Ülke genelinde yapılan gözaltı operasyonuyla 167 arkadaşımız
gözaltına alındı ve bu arkadaşlarımızdan 67 kişisi tutuklandı. Arkadaşlarımız iki
aydır cezaevlerinde tutuklu durumda. Buradan bugün itibariyle cezaevlerinde
tutuklu bulunan başta KESK Eğitim ve Örgütlenme Sekreteri Akman ŞİMŞEK olmak
üzere toplam 94 yönetici ve üyemize selamlarımızı gönderiyoruz.
Değerli
Basın Emekçileri,
Zulmün ve zorbalığın efendileri,
“iktidarımıza biat edecek kullar istiyoruz” diye ferman buyuruyor.
“Köleliğe Uyum Programını” hayata geçirmek için hazırlanan makbul vatandaş
rehberinde herkese yeni fasıllar açıyorlar.
Diyorlar ki;
“Gazetecinin, bizim dediğimizin dışında
bir şey yazmayanı,
Avukatın, hakkı – hukuku çiğneneni
değil, çiğneyeni savunanı makbuldür”
Diyorlar ki;
“Üniversitelinin, parasız, bilimsel,
demokratik, anadilinde eğitim talep edeni değil YÖK’ü bağrına basanı,
İşçinin, her gün beşer onar kurban
gittiği iş cinayetlerini kaderden sayanı,
Sendikacının, yandaş olanı başımızın
tacıdır.”
Diyorlar ki;
“Asgari ücretlinin, ucuz iş gücü
olmak için kendi yerini dolduracak üç çocuk yapanı,
Kamu emekçisinin, güvencesiz, esnek
çalışmanın performansı yüksek, günün koşullarına uygun hükümet memuru olanı
dışındakiler makbul değildir.”
Diyorlar ki;
“Kimse örgütlenmesin, zinhar hakkını aramaya
kalkmasın, herkes 4+4+4’lük ileri demokrasimize kendini emanet etsin.”
Değerli
Basın Emekçileri,
Bu makbul vatandaşlık tanımına
uymayanların, uymamakta ısrar edenlerin, hele hele örgütlenenlerin nelerle
karşı karşıya kaldığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Bu kapsamda, KESK’in
emek ve demokrasi mücadelesini engellemeye yönelik operasyonların rutinleştiği
tüm kamuoyunca bilinmektedir.
Ardı ardına yaşadığımız operasyonlara
baktığımızda hiçbirisinin tesadüfî olmadığı, amacının açık olduğu rahatlıkla
görülmektedir. Ne zaman kamu emekçilerinin hakları gasp edilecekse KESK’e
yönelik itibarsızlaştırma ve kriminalize etme operasyonları için düğmeye
basılmaktadır.
Zaten sınırlı düzeye indirilen iş
güvencemizi ortadan kaldırmayı ve performansa dayalı ücretlendirmeyi öngören
657 sayılı DMK’da değişikliklerin gündeme getirildiği bu süreçte KESK olarak iş
güvencemizden taviz vermeyeceğimizi, sendikal hak ve özgürlüklerimizin daha da
daraltılmasına izin vermeyeceğimizi tüm kamuoyuna ilan etmemizin hemen ardından
yapılan 19 Şubat operasyonunun tesadüf olmadığı açıktır. Bu operasyonların tek bir
adı vardır. O da “Emek ve Demokrasi Güçlerini Sindirme” operasyonlarıdır.
Değerli
Basın Emekçileri,
Yoksulluğun,
adaletsizliğin, hukuksuzluğun hüküm sürdüğü, emeğin hakkının yok sayıldığı bir
ülkede yaşıyoruz. Demokrasiden de sendikal hak ve özgürlüklerden de söz etmenin
mümkün olmadığı bu ülkede, KESK’in neden hedef alındığı yeterince açık değil
mi?
Her türlü baskıya rağmen sesini
yükselten, kamu emekçilerinin vicdanın sesi olmaya devam etme kararlılığından
ödün vermeyen KESK’e yönelik ardı ardına operasyonlar yapılması şaşırtıcı
değildir.
Sömürü ve yağmaya
karşı emeğin hakkını, savaşa karşı barışı, emperyalizme karşı bağımsızlığı,
ırkçılığa ve şovenizme karşı hakların kardeşliğini kararlılıkla savunan
KESK’in, bu değerlerin düşmanlarınca hedef tahtasına konması doğaldır.
Görmeyen gözlere, duymayan kulaklara,
yazmayan kalemlere inat bir daha ifade ediyoruz. Bizler, bu topraklarda gerçek
bir demokrasi için mücadele etmenin zor, bedelinin de ağır olduğunu biliyoruz.
Ancak "hak verilmez mücadeleyle alınır" şiarını ilke edinen,
baskılara mücadeleyi daha da yükselterek cevap veren, "acıyı bal
eyledik" diyen bir gelenekten gelen KESK’liler baskılar karşısında asla
yılmayacaktır.
Bizleri baskı
altına almaya çalışan, haklı mücadelemizden döndürmeyi amaçlayan her türlü
hukuk dışı ve fiili uygulamaların karşısında sessiz kalmayacağımızı
haykırıyoruz. KESK olarak bugüne kadar olduğu gibi tutuklu arkadaşlarımızın
özgürlüğüne kavuşması için hem örgütlü gücümüzle hem de hukuksal olarak mücadele
etmeye devam edeceğiz. Tek suçları sendikal hak ve özgürlükler, barış ve
demokrasi mücadelesi vermek olan arkadaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını
istiyoruz.
ALİ GÖK
MANİSA
KESK DÖNEM SÖZCÜSÜ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder