10 Nisan 2013 Çarşamba

SUSMADIK, SUSMAYACAĞIZ, DİRENECEĞİZ



SENDİKAL MÜCADELEMİZE YÖNELİK BASKI VE TEPKİLER AMACINA ULAŞAMAYACAKTIR
SUSMADIK, SUSMAYACAĞIZ, DİRENECEĞİZ

     Türkiye’nin içinden geçmekte olduğu ekonomik ve siyasal koşullar, başta sendikal mücadele alanı olmak üzere toplumun örgütlü kesimlerine yönelik olarak başlatılan çok yönlü kuşatmanın giderek arttığını göstermektedir. Sendikal alanda bir taraftan işçilerin sendikal mücadelesi sendikal barajlarla ve yoğun işten atmalarla boğulmaya çalışılırken diğer taraftan kamu emekçilerinin iş güvencesi başta olmak üzere en temel haklarına ve çalışma biçimlerine yönelik kapsamlı saldırı hazırlıkları yapılmaktadır.
     Emekçilerin haklarının korunması ve geliştirilmesi için mücadele eden sendikalar hükümetin peş peşe hayata geçirdiği saldırılarla eş zamanlı olarak yoğun baskılarla karşı karşıya bırakılmıştır. Sonuncusu 19 Şubat 2013’te olmak üzere 4 kez KESK ve bağlı sendikalara yönelik gerçekleştirilen baskınlar, yaygın gözaltı ve arkasından gelen tutuklamalar kelimenin tam anlamıyla sendikamızı itibarsızlaştırma “suç” merkezi gibi gösterme girişimlerinin göstergesi olmuştur. KESK’e ve bağlı sendikalarla başlayan son olarak Genel İş ve Liman İş ile devam eden sendikal mücadeleyi hedef alan baskıların operasyon görüntüleri eşliğinde gerçekleştirilen operasyonların zamanlamasına baktığımızda, 657 ve iş güvencesinin kaldırılmaya çalışıldığı, hemen hepsinin hükümetin yeni saldırı hazırlıklarının hayata geçirmeye hazırlandığı zamana denk gelmesi dikkat çekicidir.
     AKP Hükümetinin hem siyasal alanda hemde sendikal alanda engel yada tehlike olarak gördüklerini bertaraf etmek için bütün mücadele araçlarına (medya, polis, yargı vb) devreye sokmuş olması bu sürecin en azından bir süre daha süreceğinin işaretlerini vermektedir. Son yıllarda daha da belirginleşen bu durum Hükümetin, Meclisiyle, Polisiyle ve Yargısıyla örgütlü mücadeleyi boğmak ve etkisini kırmak için ne kadar kararlı olduğunu açıkça göstermektedir. Emek mücadelesini boğma sendikaları ve sendikal eylemleri suç gibi gösterme gibi asıl amacına ulaşamayacaktır.
     25 Haziran 2012’de KESK’e ve bağlı sendikalara yapılan operasyonda gözaltına alınan 72 sendika üyesi ve yönetici arkadaşımızdan 22 tutuklu 50’si tutuksuz olarak ilk davası 10 Nisan 2013 tarihinde Ankara ve Adana’da görülecektir.
     KESK 1989 yılında kurulmuş olup 25 yıldır sendikal hak ve özgürlükler mücadelesi yürütmektedir.  İdanamede yaşamları boyunca hiçbir şiddet eylemine karışmamış bırakın silahı, çakı bile taşımayan arkadaşlarımız terör eylemcileri olarak gösterilmiştir. 8 ay boyunca tutuklu bırakılmaları kamuoyu önünde gerçekleştirilen sendikal hak ve özgürlükler mücadelesi eylemlerinin yasa dışı sayılması adalet ve hakkaniyetle bağdaşmaz.
     Sadece sendikal faailiyetlerden dolayı hak gasplarına karşı direnen ve 25 Haziran 2012’de gözaltına alındıktan sonra tutuklanan arkadaşlarımızın dışında kalan ve tutuksuz olarak yargılanan 50 sendikacı hiçbir yere kaçmamış, kaçmadı ve görevlerinin başındadır. Tutuklu olarak yargılananlarında tutuksuz olarak yargılananlardan farklı bir faaliyet göstermediklerini biz biliyoruz.
     Bizleri hükümetin belirlediği sınırlar içinde mücadele etmeye, hizaya getirmeye çalışanlar büyük bir yanılgı içindedir. Mücadelemizi baskı altına almaya çalışan, haklı mücadelemizden döndürmeye çalışan hukuk dışı ve fiili uygulamaların karşısında örgütlü gücümüzle duracağımızdan kimsenin şüphesi olmamalıdır.
     25 yıldır Emek, Demokrasi,  Sendikal hak ve Özgürlükler Mücadelesi veren KESK ve KESK’E bağlı sendikaların tutuklu yöneticileri ve üyeleri “ONURUMUZDUR” onurumuza sahip çıkmak için 10 Nisan 2013 tarihinde saat 09.00’da Ankara Adliyesi önünde olacağız.
YAŞASIN ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZ
YAŞASIN KESK


                                                                 Ali GÖK
                                                         KESK Dönem Sözcüsü
                                                                       

Hiç yorum yok: