SAĞLIK BAKANLIĞININ BEBEKLERİ
FİŞLENESİ İNSANLIK AYIBIDIR!
Basına
ve kamuoyuna!
Bir ayıba daha ortak olmak
istemiyoruz.Sağlık bakanlığı sağlık
sistemindeki yarattığı olumsuzluklara
bir yenisini daha ekledi.ve ne yazık ki
bu olumsuzluktan daha yaşamın başlangıcında olan yeni doğan bebekler de
nasibini alıyor . Yine fişleniyoruz ve bu kez sağlık emekçileri bu fişlemeye
ortak edilmek isteniyor.
Her yeni doğan bebeğe rutin olarak yeni doğan taraması yapılır. Yeni doğan taraması; doğumsal metabolizma hastalıklarının bir
kısmında, erken tedavi ile geriye dönüşümü olmayan kalıcı hasarların ya da
ölümün önlenmesi için yapılmaktadır. Fenilketonüri ve hipotiroidi bu
taramaların en çok bilinen ve ilk uygulanan tarama programları olup, her yeni doğan
bebek için yapılması zorunludur. Ve bir damla kan örneğinden 35’in
üzerinde hastalığın taraması yapılmaktadır.
Bu tarama programları ülkemizde devlet sorumluluğunda yürütülmektedir. Yeni doğan bebek hastaneden taburcu edilirken tarama için kan örneği alınmaktadır. Bebekler bir hafta süre ile beslendikten sonra ikinci bir örnek aile sağlığı merkezinde veya doğum yapılan hastanede alınır. Amaç hayatın ilk haftasında tedaviye başlamaktır. Bu nedenlerle tüm yeni doğanlarda hızla tarama testleri uygulanmalıdır.
Sağlık Bakanlığı son aylarda bu bilgilerin dijital ortama aktarılmasını istemektedir.
Bu yeni doğan tarama formlarında daha önce sadece anne TC numarası yeterliyken yeni uygulamada baba TC kimlik numarası, çocuğun evlilik içi ya da dışı olup olmadığı ve çocuğun dini de bildirilmesi istenen bilgiler arasında yer almıştır. Üstelik baba TC numarası verilerin kayıt edilmesi için zorunlu hale getirilmiştir.
Öncelikle belirtmek isteriz ki; her çocuğun istisnasız yeni doğan taramasından yararlanması gerekmektedir. Hiçbir veri çocuğun doğmuş olması dışında zorunlu tutulamaz; çocuklar babalarının varlığı ve/veya resmi bir evlilik içinde doğmuş olmalarına göre ayrılamaz.
Nitekim Türkiye Cumhuriyeti Devleti 1990 yılında imzaladığı Çocuk Hakları Sözleşmesi 2. Maddesi uyarınca; çocuklara ırk, renk, cinsiyet, dil, siyasal ya da başka düşünceler, ulusal, etnik ve sosyal köken, mülkiyet, sakatlık, doğuş ve diğer statüler nedeniyle hiçbir ayrım gözetmeyeceğini taahhüt etmiştir. Aynı şekilde Hasta Hakları çerçevesinde herkesin sağlık hizmetlerinden faydalanma, ırk, dil, din ve mezhep, cinsiyet, felsefi inanç, ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınmadan hizmet alma hakkı vardır.
Diğer yandan; sağlık çalışanları ve hekimler mesleğin icrası ile ilgili etik kuralları gereği yansız olmak ve hastalarına ait bilgileri sır olarak saklamak zorundadırlar. Mesleki yansızlık; görevlerini her durumda hastaları arasındaki siyasal görüş, sosyal durum, dini inanç, milliyet, etnik köken, ırk, cinsiyet, yaş, toplumsal ve ekonomik durum ve benzeri farklılıkları gözetmeksizin yerine getirme yükümlüğüdür. Ayrıca hastasından mesleğini uygularken öğrendiği sırları açıklayamaz. Hastanın ölmesi ya da o hekimle ilişkisinin sona ermesi, hekimin bu yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.
Kısa süre önce Sağlık Bakanlığı'nın "Sağlık.Net 2” uygulaması ile özel hayatın gizliliğine ve temel haklara aykırı olarak sağlık bilgilerini toplamasının, işlemesinin ve paylaşma girişimlerinin Anayasa'ya aykırılığı saptanmıştır.
Yenidoğan tarama formu da, Sağlık Net 2 uygulaması ile getirilen “fişleme”, kaydetme, denetleme girişimlerinin bir parçasıdır.
Nitekim babanın kimlik numarası, bebeğin resmi bir evlilikte doğup doğmadığı tıbben gerekli olmayan bilgilerdir.
Kaldı ki yeni doğan bebeği ve doğum yapan kadını sağlık hizmetleri için bir baba TC numarasına zorlamak aynı zamanda cinsiyetçi bir uygulamadır. Kadınların, evlilik dışında çocuk sahibi olamayacaklarının ilanıdır. Oysa ilgili mevzuatta böyle bir suç ya da yasaklama bulunmamaktadır.
Sağlık Bakanlığı talebin Nüfus İdaresi’nden geldiğini söyleyerek kendi yükümlülüklerinden kurtulamaz. Sağlık Bakanlığı’na emanet edilen bilgilerin, Sağlık Bakanlığı tarafından saklanmasını istemek, tüm yurttaşların hakkıdır. Bu açıklamalar mahremiyetin ve gizliliğin korunmayacağının açık göstergesi, elektronik verilerin üçüncü şahıslarla paylaşılacağının aleni deklarasyonudur.
Her yenidoğanın sağlık hizmeti almaya koşulsuz hakkı olduğunu yineliyoruz. Kadınların evlenme konusundaki bireysel seçimlerinin ve/veya cinsel saldırı ve tecavüz başta olmak üzere karşı karşıya kaldığı zorunlulukların yok sayılarak, bu sisteme dahil olmanın bir erkeğin, babanın TC kimlik numarasına bağlı kılınması, ne hukuka ne etik kurallara uygundur. Bu durumun sağlık çalışanları ve hekimler tarafından benimsenmediğini, tüm itiraz ve şikayet süreçlerini işleteceğimizi kamuoyunun bilgisine sunuyor ve Sağlık Bakanı’nı bir kez daha hukuka aykırılığı Anayasa Mahkemesi tarafından da karar altına alınan bu uygulamayı geri çekmeye davet ediyoruz.
Bu tarama programları ülkemizde devlet sorumluluğunda yürütülmektedir. Yeni doğan bebek hastaneden taburcu edilirken tarama için kan örneği alınmaktadır. Bebekler bir hafta süre ile beslendikten sonra ikinci bir örnek aile sağlığı merkezinde veya doğum yapılan hastanede alınır. Amaç hayatın ilk haftasında tedaviye başlamaktır. Bu nedenlerle tüm yeni doğanlarda hızla tarama testleri uygulanmalıdır.
Sağlık Bakanlığı son aylarda bu bilgilerin dijital ortama aktarılmasını istemektedir.
Bu yeni doğan tarama formlarında daha önce sadece anne TC numarası yeterliyken yeni uygulamada baba TC kimlik numarası, çocuğun evlilik içi ya da dışı olup olmadığı ve çocuğun dini de bildirilmesi istenen bilgiler arasında yer almıştır. Üstelik baba TC numarası verilerin kayıt edilmesi için zorunlu hale getirilmiştir.
Öncelikle belirtmek isteriz ki; her çocuğun istisnasız yeni doğan taramasından yararlanması gerekmektedir. Hiçbir veri çocuğun doğmuş olması dışında zorunlu tutulamaz; çocuklar babalarının varlığı ve/veya resmi bir evlilik içinde doğmuş olmalarına göre ayrılamaz.
Nitekim Türkiye Cumhuriyeti Devleti 1990 yılında imzaladığı Çocuk Hakları Sözleşmesi 2. Maddesi uyarınca; çocuklara ırk, renk, cinsiyet, dil, siyasal ya da başka düşünceler, ulusal, etnik ve sosyal köken, mülkiyet, sakatlık, doğuş ve diğer statüler nedeniyle hiçbir ayrım gözetmeyeceğini taahhüt etmiştir. Aynı şekilde Hasta Hakları çerçevesinde herkesin sağlık hizmetlerinden faydalanma, ırk, dil, din ve mezhep, cinsiyet, felsefi inanç, ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınmadan hizmet alma hakkı vardır.
Diğer yandan; sağlık çalışanları ve hekimler mesleğin icrası ile ilgili etik kuralları gereği yansız olmak ve hastalarına ait bilgileri sır olarak saklamak zorundadırlar. Mesleki yansızlık; görevlerini her durumda hastaları arasındaki siyasal görüş, sosyal durum, dini inanç, milliyet, etnik köken, ırk, cinsiyet, yaş, toplumsal ve ekonomik durum ve benzeri farklılıkları gözetmeksizin yerine getirme yükümlüğüdür. Ayrıca hastasından mesleğini uygularken öğrendiği sırları açıklayamaz. Hastanın ölmesi ya da o hekimle ilişkisinin sona ermesi, hekimin bu yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.
Kısa süre önce Sağlık Bakanlığı'nın "Sağlık.Net 2” uygulaması ile özel hayatın gizliliğine ve temel haklara aykırı olarak sağlık bilgilerini toplamasının, işlemesinin ve paylaşma girişimlerinin Anayasa'ya aykırılığı saptanmıştır.
Yenidoğan tarama formu da, Sağlık Net 2 uygulaması ile getirilen “fişleme”, kaydetme, denetleme girişimlerinin bir parçasıdır.
Nitekim babanın kimlik numarası, bebeğin resmi bir evlilikte doğup doğmadığı tıbben gerekli olmayan bilgilerdir.
Kaldı ki yeni doğan bebeği ve doğum yapan kadını sağlık hizmetleri için bir baba TC numarasına zorlamak aynı zamanda cinsiyetçi bir uygulamadır. Kadınların, evlilik dışında çocuk sahibi olamayacaklarının ilanıdır. Oysa ilgili mevzuatta böyle bir suç ya da yasaklama bulunmamaktadır.
Sağlık Bakanlığı talebin Nüfus İdaresi’nden geldiğini söyleyerek kendi yükümlülüklerinden kurtulamaz. Sağlık Bakanlığı’na emanet edilen bilgilerin, Sağlık Bakanlığı tarafından saklanmasını istemek, tüm yurttaşların hakkıdır. Bu açıklamalar mahremiyetin ve gizliliğin korunmayacağının açık göstergesi, elektronik verilerin üçüncü şahıslarla paylaşılacağının aleni deklarasyonudur.
Her yenidoğanın sağlık hizmeti almaya koşulsuz hakkı olduğunu yineliyoruz. Kadınların evlenme konusundaki bireysel seçimlerinin ve/veya cinsel saldırı ve tecavüz başta olmak üzere karşı karşıya kaldığı zorunlulukların yok sayılarak, bu sisteme dahil olmanın bir erkeğin, babanın TC kimlik numarasına bağlı kılınması, ne hukuka ne etik kurallara uygundur. Bu durumun sağlık çalışanları ve hekimler tarafından benimsenmediğini, tüm itiraz ve şikayet süreçlerini işleteceğimizi kamuoyunun bilgisine sunuyor ve Sağlık Bakanı’nı bir kez daha hukuka aykırılığı Anayasa Mahkemesi tarafından da karar altına alınan bu uygulamayı geri çekmeye davet ediyoruz.
Ayça
RAMAZAN
SES MANİSA ŞUBE
KADIN SEKRETERİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder