25 Şubat 2012 Cumartesi

SAĞLIKTA YIKIM ARTARAK DEVAM EDİYOR...


AKP, 2003 yılında iktidara gelişi ile birlikte, Dünya Bankası programı olan SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM PROGRAMI'nı uygulamanın yasal zeminini oluşturmaya başladı.
Aradan geçen on yıla yakın sürede bizim yıkım dediğimiz, sağlıkta dönüşüm adına yasal düzenlemeler hız kazandı. KHK ile hızlandırılacak olan sağlığın özelleştirilmesiyle ilk karşılaşacak iller arasında Manisa da yer almaktadır.

Sağlık büyük ölçüde özelleştirildi, Sosyal Hizmeti tasfiye çalışmaları başlatıldı, Sosyal Güvenlik; hak olması bir yana, emekliliğe ulaşma hayal haline getirildi, başta Sağlık ve Sosyal Hizmet alanı olmak üzere, kamu alanında güvencesiz-taşeron çalıştırma temel çalışma modeli haline getirildi. Hükümet şimdi de Mayısta aldığı Kanun Hükmünde Kararname yetkisini kullanarak Sağlık alanındaki bütün yapıları değiştirmeye başladı.

KHK ile SHÇEK kapatıldı, taşra teşkilatı tasfiye edildi,

Bir taraftan GSS ile halkın Sağlık Hizmetine ulaşım hakkı giderek zorlaştırılmıştır. Genel Sağlık Sigortası kapsamı içine girmek ve ceza işlemine maruz kalmamak için “Gelir Tespiti” yaptırmak üzere kuyruklar uzarken; Hükümet yaptığı yasal düzenlemeler, çıkardığı yönerge ve tebliğlerle, bir yandan Genel Sağlık Sigortası kapsamı içinde verilecek hizmetleri azaltırken, bir yandan da katkı ve katılım paylarını arttırmakta, alınacak bazı sağlık hizmetleri için ücret farkları getirmektedir:

Diğer taraftan 2 Şubat 2012 tarihinde yayınlanan Sağlık Bakanlığı Taşra teşkilat yönetmeliği ile yeniden sağlık emekçilerinin geleceğine, onlara sorulmadan karar verilmiştir. Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmeti üretme ve hak sahiplerine sunma görevinden çıkarılarak, düzenleyici, denetleyici, koordinatör bakanlık haline getirilmek isteniyor. Özellikle Aile Hekimliği çalışanları, TSM merkezi çalışanları ve ebelerin çalışma koşullarının ne olacağına dair netlik olmayışı sağlık emekçileri arasında huzursuzluk yaratmıştır.

Kamu-Özel Ortaklığı ve Kamu Hastane Birlikleri yasasıyla birlikte Kamu hastanelerindeki sağlık emekçileri de iş güvencesi ve gelecek kaygısı yaşamaktadır. Sağlıkta özelleştirmenin tamamlanması, mülkiyet devri ve tüm çalışanları güvencesizleştirilmesi anlamına gelen bu düzenleme kabul edilemez. Sağlık çalışanlarının güvencesini ortadan kaldıracak bu yasalara karşı ne yazık ki, sendikamız SES dışında hiçbir sendikanın yürüttüğü bir mücadele de yoktur.

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası olarak başından beri; Halkın sağlık hakkını ortadan kaldıran, sağlığı özelleştirerek "Paran Kadar Sağlık" dönemini başlatan, çalışanların iş güvencesini yok eden, taşeron çalıştırmayı kural haline getiren bu programa karşı mücadelemiz devam etmektedir, Sendikamız bu mücadeleyi yürütürken, yapılan saldırılardan etkilenen halkın tüm kesimleriyle buluşmayı da önüne hedef olarak koymaktadır. İlimizde kurulan Manisa Sağlık Hakkı Meclisiyle de birlikte Sağlık da yaşanan yıkıma dur demek ve emek alanının demokratikleştirilmesi için gerekli her tür eylem ve etkinliği yapmaya devam edecektir.

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçilerini yıldırmaya, mücadelelerinden alıkoymaya yönelik tüm baskı, sürgün, soruşturma, ceza ve tutuklamalar bizi yıldırmadı, bundan sonra da yıldıramayacak.. Hükümetin bu politikaları sürdükçe, kadrolaşmasını yaygınlaştırdıkça mücadelemiz daha da büyük bir ivme ile sürecektir. Bilinmelidir ki, mücadelemiz her şeye rağmen devam edecek, baskılar bizi yıldırmayacaktır.


Figen PEHLİVAN
SES Şube Sekreteri

Hiç yorum yok: