7 Şubat 2009 Cumartesi

PARASIZ YEMEK HAKKIMIZI KAZANDIK... MASADA ÇÖZDÜK(!) DİYENLERE İNAT... MÜCADELEYE DEVAM...

Hastanelerde yemeklerden ücret almak için çalışma başlatan Maliye Bakanlığına başta sendikamız olmak üzere bütün sağlık emekçileri tepki gösterdi.
Basın açıklamaları, imza kampanyaları, yemek boykotları yaptık.
Bildiriler dağıttık.
"Parasız Yemek Hakkımızdan Vazgeçmeyeceğiz." dedik.
Şimdi tam sorun çözülmek üzereyken bir sendika(!) neredeyse hiç bir şey yapmadan sadece bakanlar ve müsteşarlarla görüşerek bu sorunu çözdüğünü söylüyor. (http://www.sagliksen.org.tr/article.php?article_id=2105)

Soruyoruz:
Madem "Bakanları ablukaya alarak" sorunlarımızı çözüyordunuz, neden biz bu yemek protestolarını, boykotları, imza kampanyalarını, basın açıklamalarını yapmadan önce çözmediniz bu sorunu?
Madem görüşerek her şeyi çözebiliyorsunuz.
Şu kadro sorununu, fazla çalışma sorununu, meslek hastalıkları riskini, dokuz saatlik mesaiyi, mezarda emekliliği, sefalet ücretlerini, zamları, işsizliği çözseniz ya bir çırpıda...
Biz, sizin "Bakanları ablukaya alarak" hangi koltuk sorunlarınızı çözdüğünüzü iyi biliriz...
Biz, sizin diğer konfederasyonla bir olup AKP Genel Merkezinde neleri çözdüğünüzü iyi biliriz. http://www.memurlar.net/haber/28255
Biz sizin Toplu Görüşmelerde iki konfederasyon bir olup nasıl görüşerek kamu çalışanlarını sattığınızıda çok iyi biliriz.http://www.sendika.org/yazi.php?yazi_no=19079


Hiç bir şey yapmıyorsunuz bari mücadelemizi gölgelemeyin.

Oturun müdür koltuklarınızda paşa paşa ve makamınıza işi düşen her çalışanı "Bizim sendikaya üyemisin?" sorgusuna çekin.

Sonrada üyelik için kapı açın...

Siz oturun müdür koltuklarınızda...Sendikacılık deyince ancak bundan anlarsınız.

Dünyanın hiç bir yerinde çalışanlar ve sendikalar "Bakanları, müsteşarları ablukaya alarak." hiç bir şey kazanmamışlardır.
Ancak şu çok olmuştur: İktidarlar bir konuda tepkiler çoğalınca geri adım atacağı belli olunca, sanki birileri rica etti diye geri adım atmış gibi davranırlar.
Oysa biz çok iyi biliyoruz ki Mücadele etmeden hiç bir şey kazanılamaz.
Mücadele ettik ve kazandık.
Mücadele etmeye devam edersek daha bir çok hakkımızı kazanabiliriz.
Bizler kapılarda dilenerek değil sokaklarda direnerek kazandık ne kazandıysak bu güne kadar.


Bundan sonrada böyle olacaktır.

Sizin bunu anlamanız zor. Zaten bu yazı siz anlayın diye yazılmadı.

Bu yazı dürüstçe çalışan ve üreten sağlık emekçileri için yazıldı.

Değerli mücadele arkadaşlarımız.

Bu güne kadar ne yaptıysak birlikte olarak, omuz omuza mücadele yürüterek birlikte yaptık.

Bundan sonrada haklarımızı almak, insanca yaşamak istiyorsak bir arada olmak ve SES'imize sahip çıkmak zorundayız.
Her zaman dediğimiz gibi:

KURTULUŞ YOK TEK BAŞINA YA HEP BERABER YA HİÇ BİRİMİZ.

Ve şairin dediği gibi:


Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni,
Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez.
Değil mi ki, çiğnenmiş inancın en seçkini,
Değil mi ki, yoksullar mutluluktan habersiz,
Değil mi ki, ayaklar altında insan onuru,
O kızoğlan kız erdem, dağlara kaldırılmış,
Ezilmiş, horgörülmüş el emeği, göz nuru,
Ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş,
Değil mi ki, korkudan dili bağlı sanatın,
Değil mi ki, çılgınlık sahip çıkmış düzene,
Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın,
Değil mi ki, kötüler kadı olmuş Yemen' e
Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama,
Seni yalnız komak var ya, o koyuyor adama. (*)













(*)William SHAKESPEARE (Çeviri : Can Yücel )

Hiç yorum yok: