6 Nisan 2012 Cuma

06.04.2012 TÜM SAĞLIK EMEKCİLERİNE AÇIK MEKTUBUMUZ

AÇIK MEKTUP
Sendikamız SES hem işkolumuz da hem de ülkemizde yaşanan hak kayıpları ve haksızlığa boyun eğmeyerek gerçek bir sendikanın yapması gerektiği gibi iş güvencesi, gelecek güvencesi, insanca yaşayacak ücret, demokratik bir çalışma ortamı, mesleki bağımsızlık, eşit nitelikli ücretsiz sağlık hakkımız için zorlu bir mücadele yürütüyor. Başta sağlık olmak üzere eğitim ve sosyal güvenlik hizmetleri hızla piyansallaştırılırken bizler çocuklarımızın yarınları adına da seyirci kalmadık, ÇOK SES TEK YÜREK OLDUK 19–20 Nisan 2011 grevimizle sağlığı paralı hale getirenleri bir kez daha uyardık. Tüccar zihniyetini REDDETTİK.
Bizler gerçek anlamda sendika hizmeti yürütürken karşımıza ya AKP hükümetinin kendisi ya da iktidardan aldığı güçle üyelerimizi ve tüm çalışanları baskılayan yandaş sendikalar çıktı. Sendikamızın kuruluş yıllarında ve sonrasında “memurun sendikası mı olur” propagandası yapanlar sendikal örgütlenmeyi, grev ve toplu sözleşme hakkını reddedenler bugün farklılaşmış görünseler de, her siyasi iktidarda yelkenlerini şişirmekten geri durmamaktadırlar. Bu sendikalar uluslar arası hiçbir sendika tarafından üyeliğe kabul edilmemişler ve Ülkemizde de sendikal haklılığımızın önüne engeller koyarak takoz olmakta ve gücümüzü bölmektedirler.
Hükümetlerden bağımsız, gücünü haklılığından ve üyelerinden alan SES ise sağlık hakkı ve iş güvencemiz için inadına grev deyip, alanları 21 Aralık 2011 da da doldurdu. Bizler haklarımız budanmasın, hastaneler ticarethane haline dönüştürülmesin, çalışanlar sözleşmeli köle olmasın diye uğraşırken sağlık ta yıkım programının en ateşli uygulayıcısı olan Memur –Sen yöneticileri sözleşmeli memur olsun, performans iyi, çalışan çalışmayan belli olsun, KHK ye hemen itiraz etmeyin bir çıksın, uygulansın bakalım diyerek çalışanlara ihanet ederek yandaşlıkta sınır tanımamaktadır.
Sağlık alanının talanına seyirci kalan, iş güvencemizin elimizden alınmasına ortak olan bu sendikalar sıra emeğine, onuruna, geleceğine sahip çıkan sendikamız SES i karalamaya gelince doğrusu hizmette sınır tanımıyorlar. Haklarımız yok eden tüm bu yasalar gece yarılarında çıkartılırken üyelerinin karşısına çıkma cesareti gösteremeyenler, basına sevinçli demeçler vererek “Bakın Biz Greve Çıkmadık” en çok üyeye sahip STÖ(Sivil Toplum örgütü)Sesiz toplum örgütü biziz demekten de geri kalmıyorlar.
Bizler artık biliyoruz sağlıkta reform diye yutturulan masal bitti, sahneye konulan oyun aynı oyun. Yaratılmak istenilen korku imparatorluğu ile bizlere gözdağı vererek, sendikamızı karalayarak suskun ve biat eden bir toplum yaratmak istiyorsunuz.
Yağma yok SES var! onları bu rüyasından uyandıran yürüttüğü etkin mücadele ile toplumun vicdanı ve yüz akı olan sendikamız SES ve konfederasyonumuz KESK tir. Böyle olduğu içinde hükümetlerin hedef tahtasına oturtuluyoruz hep.
Bir gece yarısı operasyonla deprem bahane edilerek milyonların sağlık hakkı ile ilgili yıkım yasalarını çıkaranlar sıra emekçilerin ücretlerin düzenleyen yasalara, toplu sözleşme ve grev hakkı ile ilgili düzenlemelere gelince referandum da ki verdiği sözü unutup Türkiye tarihinde ilk kez kamu emekçilerini yeni yılda zamsız maaşlara mahkûm ettiler. Kendilerini kıyak emeklilik yasasıyla güvenceye alan seçilmişler, sendikamızı etkisiz hale getirmek için sahte sendika yasaları hazırlayarak emekçileri biat etmeye zorlayarak örgütsüz ve geleceksiz bırakmayı planlıyorlar. Demokrasi oyunu oynayan hükümete yetki peşinde koşan sendikalar da destek vererek mevcut grevsiz toplu sözleşmesiz yasadan daha geri bir yasaya çıkarmaya çalışarak sizleri açıkça oyalamakta, kamuoyunu da aldatmaktadırlar.
Bizler KESK olarak 2 milyon kamu emekçisinin SES’i olarak ‘haklarımız yasalardan önce gelir’ diyerek yürüttüğümüz onurlu mücadelemizi, hiçbir siyasi iktidara yaslanmadan üyelerinin gücüne dayanarak her türlü baskı ve yıldırmaya karşı devam ettireceğiz.
Bizler şimdi durduğumuz bu tarihi kavşakta binlerce yıllık mücadelelerle kazanılan 8 saatlik çalışma hakkımızdan tutunda bizlerden zorla alınmak istenen tüm kazanımlarımız adına tek bir sağlık çalışanını dışarıda bırakmayacak bir etkin mücadele yürütmeliyiz. Örmeye çalıştığımız bu birleşik mücadele hattında 4-b, 4-c taşeron farkı gözetmeden cesaretle herkese sağlık ve güvenli gelecek diyebilmeliyiz. Yoksulluğu ve güvencesiz çalışmayı bize kader gibi sunanlara bizleri az paralara esnek kuralsız ve angarya çalıştırmak isteyenlere korkmadan susmadan, yılmadan emeğimize ekmeğimize sahip çıkacağız diyeceğiz.
Sustukça, korktukça, yandaş ve etkisiz sendikalara üye oldukça geleceğimizin kararacağı açık. Dünya bankası ve İMF projesi olan bu uygulamaları kabul eden ülkelerin emekçilerinin durumundan biliyoruz. O sebeple iş yerlerimizde tekrar ekip ruhunu canlandırarak, dayanışma ruhuyla başta iş güvencemiz ve ücret güvencemiz olmak üzere tüm haklarımız için mücadelemizi ısrarla büyütüp genişletmek zorundayız. Genel sağlık sigortasıyla sağlık hizmetini almak için 12 kalem ödeme yapmak zorunda kalan, sömürülen halkımızı da yanımıza alarak ücretsiz, nitelikli, kaliteli ve ulaşılabilir sağlık hakkımız için iş yerlerimizde mücadele etmeliyiz. Zaman kaybetmeden iş yerlerinde birlikte kararları alabileceğimiz, geleceğimizle ilgili yasaları tartışıp kararlaştırdığımız ‘sağlık hakkı meclislerini’ kurmalıyız. Yanımıza toplumun tüm kesimlerini alarak geniş ve etkin bir sağlık hakkı mücadelesi örmeliyiz.
Bizler bizden önceki mücadele mirasına sahip çıkarak iş güvencemiz, sağlık hakkımız, gelecek güvencemize ve çocuklarımıza onurlu ve yaşanılası bir gelecek bırakmak için azim, cesaret ve inançla mücadele etmeye devam edeceğiz. Koca bir çınar gibi köklerini bu haklı ve tüm toplumu kucaklayan taleplerden alan sendikamız SES ve konfederasyonumuz KESK bu mücadele tarihinin gönül evidir. Eşit, özgür ve aydınlık yarınlar için azimle cesaretle el ele mücadeleye.
Karanlığa ve sömürüye teslim olmayacağız ve Sesinizi Sesimize kattığınızda çağlayanlaşıp, tüm engelleri aşacağız.
İnadına sendika inadına SES!

Hiç yorum yok: