18 Nisan 2012 Çarşamba

SAĞLIKCILAR SALDIRILARA KARŞI ÜZGÜN KIZGIN VE ÖFKELİ




BASINA VE KAMUOYUNA
Dün 30 yaşında bir insan, genç bir hekim, kısa bir süre önce çıktığı ameliyatın yorgunluğunu atmaya çalışırken bir hastane odasında, göğsünden bıçaklandı:
ÖLDÜ…ÖLDÜRÜLDÜ...KATLEDİLDİ.
Kapısında kilit, yanında koruması yoktu. Çünkü korunmaya ihtiyaç duymamıştı bu güne dek. Her gün şifa dağıtmaya çalıştığı hastalarının ona zarar vereceğini düşünemezdi. Çünkü o sadece hekimdi, bir sağlık çalışanıydı.
Artık eksikliğini acıyla hissedecek olan sadece biricik eşi, doğmamış çocuğu olmayacak. Ölmeden az önce ameliyatını yaptığı hasta da yetim şimdi, dostları, arkadaşları, meslektaşları da.
Yüzlerce kilometre uzaktaki meslektaşımızın kaybını içimizde derin bir boşluk olarak hissediyoruz şimdi.
Acımız tarifsiz, kelimeler yetersiz.

Bıçaklayan 17 yaşında genç bir hasta yakını.
Tek başına bir katil!
Oysa tek başına değildi elinde koca bir bıçakla, elini kolunu sallaya sallaya girerken “devletin” hastanesine.
Azmettiricileri her gün arz-ı endam ediyor gazetelerde, televizyonlarda.
“Sağlıkta dönüşüm” diyorlar, “reform” diyorlar, “açgözlü doktorlar” diyorlar, veryansın ediyorlar.

Beş oy fazla alalım diye bedava dağıttıkları kömürler gibi atıyorlar sağlık çalışanlarının onurunu ve emeğini ayaklar altına. Şimdi timsah gözyaşı dökecekler umarsızca.
Oysa hep birlikte çektiler bıçağı ve indirdiler yüreğine sevgili meslektaşımız Dr. Ersin Arslan’ın.

Genç doktor arkadaşımız, geçen hafta ameliyat ettiği akciğer kanserli 85 yaşındaki hastanın hayatını kaybetmesi üzerine, hastanın 17 yaşındaki torunu tarafından öldürüldü.

Sayıların acımasızlığı, temel öğretisi “insan hayatına saygı” olan tıp bilimi ile yoğrulmuş 30 yaşındaki meslektaşımızın katlinin dehşetini daha da derinleştiriyor.
On yıldır bu ülkede insanlar, kendisi de hekim olan Sağlık Bakanı’ndan “hekimlerin paragöz olduğunu”, “elinin vatandaşın cebinde olduğunu” dinliyor. Sağlıkta yaşanan aksaklıkların üzerini örtmek için hekimler ve sağlık çalışanları hedef gösteriliyor.
On yıldır sağlık hizmetine dönük talep şişiriliyor, kışkırtılıyor. Hekimlerin yaşayabilecekleri kadar para kazanması için daha fazla ameliyat, daha fazla tetkik, daha fazla muayene yapması gerekiyor.
Hekimin mesleki bağımsızlığı, onuru, kimliği yok ediliyor. Artık sağlık alanında sadece rakamlar konuşuluyor.

Türk Tabipleri Birliği’nin uzun süredir hızla tırmanmakta olan sağlıkta şiddet/hekime yönelik şiddet olgusuna dikkat çekmesine; en tepeden başlayarak yetkilileri göreve çağırmasına; TBMM’de konuyla ilgili araştırma talep etmesine rağmen ne yazık ki hiçbir somut adım atılmadı.

Bizzat kendisi hekime yönelik şiddetin sebebi olan politikaların uygulayıcıları, şiddetin önüne geçemezler. Hekimlerin sesini kısmak için onları hedef gösterenler, hekimlere yönelik şiddetin önde gelen sorumlularıdır.
Manisa Tabipler Odası olarak hekimlere ve sağlık çalışanlarına yönelik saldırıların faillerini, azmettiricilerini ve seyircilerini öfkeyle kınıyoruz.

Bizler nitelikli sağlık hizmeti üretmek için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Ama sanmayın ki bu şiddete, bu zulme, bu aymazlığa sessiz kalacağız.

Artık ne sessiz ne de tepkisiz kalabiliriz. 18/04/2012

Saygılarımızla
Manisa Tabipler Odası SES MANİSA ŞUBESİ

Hiç yorum yok: